hatalı tespittir. türk taraftar profili mide bulandırmıyor. türk futbol endüstrisi mide bulandırıyor. taraftar da her zamanki gibi imamlarının arkasından gidip ortalığa s.çıveriyor.
yıllardır bu memlekette insanlar birbirine düşman ediliyor. "futbol endüstrisi" yaratmak adına kitleler fanatikleştiriliyor. burası ingiltere değil. asgari ücretin 700 TL olduğu bir memlekette insanlara kolay kolay taraftar kredi kartı, orijinal taraftar forması, taraftar hattı falan satamazsın. ama bizim endüstrimiz "büyük abileri" ile rekabet edebilmek için her türlü yolu mubah görüyor. taraftara "satış" yapabilmek için gözünü kör etmekten, fanatikleştirmekten, robotlaştırmaktan çekinmiyor. eğer bir gs'liyi "hasta gs'li", bir fb'liyi "hasta fb'li" haline getirmezse, futbol kitlesinin büyük bölümünü oluşturan "dar gelirlilere" bir şapka bile satamaz. 700 TL asgari ücret alan adamın evine 150 TL'ye decoder satamaz... "yüksek gelirli" azınlık, türk futbol endüstrisinin "büyük abilerle" rekabet etmesi için yeterli sayıyı oluşturmuyor. "daha fazla satalım", "daha fazla paralarını alalım" anlayışıyla son 20 yıldır türk futbol seyircisi, "son derece bilinçli" olarak "fanatikleştiriliyor"... bakmayın siz tv'lerde şansal'ın çıkıp "ihihih bu olaylar futbolumuza yakışmıyor" dediğine. futbol kitlesini bu hale getiren onlardır. "ee biz mi kavga ettiriyoruz?" diye zırlamaya da başlarlar. hayır! siz kavga ettirmiyorsunuz. siz körleştiriyor, manyaklaştırıyor, adamın futbolu hayatının merkezi haline getirmesine yol açıyorsunuz. kavgayı o doğaçlama yapıyor...
öyle çarpık bir tutku, sadece bir "oyun" olan futbola öyle bir "ilahi misyon" yükleniyor ki... bırakın eğitimsiz kitleleri. uludağ sözlük yazarları. siz düşünün bakalım halinizi. işyerinde, okulda beraber oturduğunuz fb'li, gs'li adamla; beraber kaçınız maç izleyebiliyor? konu futbol olduğu zaman; nasıl karşı taraftakilerin anasından girip, bacısından çıkıyorsunuz? peki mantıklı mı? nedir futbol? nedir gs? nedir fb? hayatımız için ne ifade ediyor? hayatımızın neresinde yer alıyor? konu futbol olunca nasıl bu kadar raydan çıkabiliyoruz? hanginiz açıklayabilir? bir de şöyle düşünün. on yıllardır izlediğiniz maçları, televizyon programlarını düşünün. maçlarda futbolcuların birbirlerine tavırlarını, televizyon programlarında yorumcuların meseleleri nasıl "namus" meselesi haline getirdiğini, yöneticilerin nasıl kitleleri "provoke" ettiğini düşünün. daha 3 gün önce bir "namus" faciası yaşamadı mı bu ülke? fb'nin cas'a açtığı dava için fb yöneticisi çıkıp "namus meselemizdir" demedi mi? kendisini fb'ye aidiyet duygusuyla bağlamış insanlar, zırnık ilgisi olmayan bir davayı bir anda "namus meselesi" olarak görmeye başlamadı mı? aynı yönetici 3 gün önce çıkıp basın toplantısında cas davasının çekildiğini topluma açıklamadı mı? aha 3 günlük örnek size... bir anda meseleler nasıl namus meselesine dönüyor? nedir senin namusun taraftar? 2 tane holding patronunun s.kinin keyfine avrupa'da açtığı bir futbol davası mı? yoksa ailen mi? onurun mu?
bu hale nasıl getirildi taraftar profili? işte böyle... peki mantıklı mı yukarıdaki 2 paragraf? böylesine saplantılı, böylesine fanatikleşmiş, böylesine salaklaştırılmış bir taraftar kitlesi haline getirilmesek; neden gs-bonus kart kullanalım? neden fb-cell abonesi olalım? neden 5 TL'ye aldığımız formaları 100 TL verip orijinal alalım? var mı o kadar paramız? o kadar lüks içinde mi yaşıyoruz? önceliğimiz evimiz mi, ailemiz mi, sevdiklerimiz mi? yoksa futbol mu? beyni s.kilmemiş, köreltilmemiş, futbolu hayatının en önemli gündem maddesi yapmamış adam; çocuğunun masraflarından kısıp evine digitürk alır mı?
peki bu kadar köreltilen, fanatikleştirilen, futbolu hayatının en önemli gündemi haline getiren vatandaş; hayatındaki en önemli şey için (tuttuğu takım) küfretmez mi? hatta kavga etmez mi? "kendisi gibi köreltilen" diğer takım taraftarlarından nefret etmez mi? beraber gezdiği, beraber yediği içtiği, beraber çalıştığı arkadaşlarına (diğer takım taraftarlarına); forumlarda, stadlarda, kahvehanelerde ağız dolusu küfür etmez mi? peki bu senaryoda mide bulandıran taraftar profili midir? yoksa futbol endüstrisi midir? ingiltere ile, almanya ile, ispanya ile finansal rekabet içine giren futbol patronları, futbol kulüpleri midir?
felaket tellallığı gibi olmasın ama; daha çok kötü günler bekliyor bizi. bunlar iyi günlerimiz...
etkiye tepki yüzündendir.. fanatiklerin gazıyla daha ılımlılar bile zamanla bu saldırganlığa uymak zorunda kalmaktadır.. takımının hakkını yedirmeme açmalıdır... keşke olmasa ama oluyor efenim durduramıyoruz.. ben bile yapıyorum bazen nitekim.
terbiyesiz herifler, karısıyla kızıyla maça gelen medeni insanlar var,
evinde oturup adam gibi maç izleyenlar var. bu kadar alçak olmayın.
ek: linkin gerçek olduğunu varsayarak konuşuyorum.
edit: bu arada bir arkadaş bilgilendirdi gerçek değil o yurtdışında bir tribün diye.
aynı arkadaş ekledi, ama bunu kullanan fenerbahçeli varsa ayıp ediyor diye. sağolsun.
mide bulandıran taraftar profili değildir , sporun eğlence olduğunu unutan gelişmemiş zihniyetlerin fanatiklikleridir. bunlar diğer takımların taraftarına topluca küfür edebilir ama o küfür ettiği profilin içinde kendi arkadaşları kardeşleri olduğunu unutur. biri onlara yan baksa aslan kesilirken isimsiz nickler , kimliksiz topluluklar arkasına sığınıp başkalarına küfür etmeyi marifet sanarlar.
futboldan keyif almayı bilmeyen cahil insanların çokluğundan meyda gelen profildir.
futbol olmadığını düşünelim bir an?
iş yerinde, okulda, muhabbette orada burada şurada erkekler ne konuşacaktı? nasıl birbirlerine şaka yollu takılacaklardı? tuttuğu takım yendi diye nasıl caka satacaktı, üstelik o başarıya hiç bir katkısı da olmadığı halde. ulan, futbol olduğu halde bütün erkeklerin dilinde am göt muhabbeti var, bir de futbol olmasa demek oohhooooo muhabbetleri kes o zaman....
mideyi bulandıran; bir oyun uğruna insanların bu denli birbirlerine bilenmeleri, eğlenme aracından ziyade eğlenme amacına döndüğü için bizim daha çok midemiz bulanacak.
Gerçekleri, devlet yönetimini eleştiriye alacak konuları maç esnasında ki söyledikleri marşlarda belirtirler.
''teröriste gelince insan hakları! taraftara gelince biber gazları! Söyleyin rahatmı o vicdanınız! A*ına koyduğum insafsızları! '' gibi. Bu tür elemanların genellikle evde sorunları olduğu varsayılır.
- Bilmem farkında mısın Çekirge, şikeden daha kötü bir şeydir başımızdaki. Daha dürüstçesi, bütün dünyada spor ahlakının en karanlık kavramını teşkil eden şikeyi bile baştan çıkardık, eski tabirle iğfal ettik, kötü yola düşürdük. Bütün renkleri hızla kirleterek şikeye bulaşanla aklından bile geçirmeyeni aynı kirli çamaşır sepetine tıkıştırdık. Bunu biz yaptık, biz başardık.
- Oysa ki Atatürk, Ben sporcunun zeki, çevik ve
- işte bu yüzden sporcularımız, temenni edilenin aksine zeki değil kurnazdır; yöneticilerimiz basiretli değil budala; en azından bazıları
- Nedir sizi en çok rahatsız eden şey bu hadisede. Takım tutmayı bile bıraktınız zannederim?
- Sevgili Çekirge, birilerinin çete kurup organize işler çevirmesi değil asıl vahlanmak gereken şey: Şikeyle mücadele edebilirsiniz, ilelebet engelleyemeseniz bile kavramı cinayet gibi, hırsızlık gibi, hakaret gibi ayıplı şeyler raflarında tuttuğunuz sürece birilerinin arada sırada şikeye kalkışması mümkündür ama Bizim bu yaptığımız şike değil. Şike öyle olmaz, hani bunun isbatı, deliller nerede diye kötü bir şeyi kötü olmaktan çıkarıp buharlaştırmak, organize karanlık işler çevirmekten daha kötü bir şey. Biz bunu el birliğiyle başarıyoruz. Şöyle bir şey; ecnebiler dışarıdan bakınca bizim hakkımızda pekâlâ, Türklerde iyiyle kötüyü birbirinden ayıracak temyiz melekesi gelişmemiş yargısına varabilirler. Durum iyice absürd bir yere doğru gidiyor yani
- Federasyonun son kararı sizi de ümitsizliğe sürükledi anlaşılan
- Zannederim ki, Milli Mücadele den bu yana açılan en büyük, Kalkın ey ehl-i vatan! kampanyası budur: Ey taraftar, kalk ve haklarımızı korumak için arslanlar gibi çarpış! TFF, güya futbol endüstrisini kurtaracağım bahanesiyle suç kavramını buharlaştırmaya kalkıştı. Çekirge, tehlikenin farkında değil bunlar: Taraftarlık, din gibi, etnisite gibi yeni bir kimlik tarifi haline getirilerek etrafında dudak uçuklatacak derecede ısrarlı ve kesin imanlı bir Bize iftira ediliyor paranoyası geliştirildi. Artık Bizans ın çivisini çıkaran Maviler-Yeşiller ayrışmasının nasıl bir şey olduğunu tahayyül edebiliyoruz, şüphesiz böyle bir şeydi
- Ne yapmak lazım sizce, ne yapılabilir:
- Taraftarlığın bu boyutuna herkesin dikkat kesilmesi lazım; tabii en önce hükümetin ve Sayın Başbakanın. Taraftarlık artık bir eğlence, bir boş zaman meşgalesi,Her insanın bir kusuru olur; bununki de futbol takımı tutmak türünden hoş görülebilir bir aidiyet olmaktan çıktı, bir menfaat dayanışmasına dönüştü. Dikkat ediyor musun, siyasi partiler meselenin fersah fersah uzağında duruyor, aman çamuru benim eteğime sıçramasın diye işi görmezden geliyorlar. Futbol takımlarına şirin görüneceğiz, bedavadan sempati toplayacağız diye bir Frankenstein yaratığı icad ettiler. Hangi takım ne istiyorsa gülücüklerle bahşettiler, olmayacak dualara âmin dendi. Kulüplerin devlet sırtından büyük variyet ve cirolar yapmasına, güç kazanmasına göz yumuldu. Frankenstein, şimdi kendisini icat eden mucidin boğazını sıkmak üzere. Şuraya yazıyorum Çekirge; şike meselesinin üstü küllenirse, futbol sektörü basın gibi, silahlı kuvvetler gibi gizli bir iktidar ortağı haline gelir.
- Geldi bile
- Hayır, henüz o noktada değiliz ama bir adım sonrası budur; bu badireyi atlatabilirlerse devlet içinde devlet olmaları işten değildir. Köklü, temelli adımlar atılmalı. Bir kere siyasi partiler ve başta hükümet, futbol takımlarına karşı çok serin; hatta buz gibi soğuk durmalı. Taraftar dalkavukluğuna son verilmeli. Kulüplerin hiç hak etmedikleri halde karşılıksız güç, ekonomik kaynak ve gayrimenkul edinmelerine müsaade etmemek gerek.
- Ya federasyon?
- Görüyorsun Çekirge, özerkliği hazmedecek seviyeye henüz gelememişiz. Özerk zannettiğimiz federasyon seçimlerinde kulüpler alenen bir senden bir benden hesabı yapıyorlar. Şikeyle karşılaşınca da kimse görmesin diye çöpü halının altına süpürüyorlar. Özerklik kalksın diyeceğim ama atanmış federasyon da bundan farklı olmaz. En iyisi, UEFA dan kayyumlar heyeti getirtmek. Bir süreliğine futbolu onlar yönetsin. Para trafiğine çekidüzen versinler. Hatta bir kayyum heyeti de spor basınına lazım diyeceğim ama Basınımızın futbol yazan kısmının vebali büyük Çekirge. Gazete satacağız diye taraftar dalkavukluğu yapmayı onlar başlattı, politikacılara oradan sirayet etti.
- Son soru; günün birinde yeniden takım taraftarı olacak mısınız?
galatasaray birinin anasını kaçırmış, beşiktaş diğerinin bacısına kaymış, fenerbahçe ötekine yan bakmış diye düşündüren talihsiz hadise. insan bu kadar gerizekalı olmasa gerek, olmamalılar. tut, olmuyosa bırak.
eğer uefa türkiye'ye ceza verecekse, bu taraftarlar yüzünden olacaktır.
2020 bir hayaldir artık. bu taraftar profili ile ne turnuva alınır, ne de hazırlık maçı. yöneticiler bu hale getirdi diye, milyonlarca insanın kalkıp birbirine sövmesi, bu insanların koyundan farkı olmadığının açık ve net göstergesidir. üstüne yapılan fanatikçe yorumlar ve fanatikçe yapılan eylemlerse artık okeyin yere vurulduğu andır.
türk milleti olarak ne taraf tutmasını, ne de karşı taraftakine saygı duymasını bilmiyoruz. öğrenemedik mi? hayır. tam aksine, biz ki düşmanına saygı gösteren bir savaşçı ecdadın torunları, birbirimize diş biler olduk, unuttuk kısacası. evet bi takım kitleler bizi asimile etmeye, bizi yıpratmaya çalıştı ama asla onlar bu işin sorumlusu değillerdir. bu işin tek sorumlusu bizleriz. unutmaya bu kadar yatkın, bu kadar geçmişinden ders çıkarmayan bir millet, elbet ki bölüm bölüm bölünecek, parsel parsel parsellenecektir.
önümüzdeki 20 yılın toplumsal sorunu taraftarlık olmaya adaydır. acilen bu işe önlem alınmalı, ya tüm safralarımızdan kurtulmalı ya da dibe vurmalıyız. çünkü yıllarca sahadan çok, saha dışında oynanan oyunlarla kazanılan şampiyonluklara sevinmiş, embesil taraftar kitleleri bugün birbirlerini düşman olarak görmekte ve birbirlerinden hak istemektedirler. acilen ya futbol şubeleri kapatılmalı ya da olabildiğince düşük bütçelerle devam ettirilmesine izin verilmelidir.
özellikle fenerbahçe ve galatasaray taraftarının ingiliz holiganlarından beter hale gelmiş olması durumudur. oyun bu sadece oyun. nasıl oluyor da kan davasına dönüştürülebilir. * taraftar içgüdüsünü vatana millete işine harcasa bu insanlar bakın türkiye nasıl gelişir.
bir de takımını yenen başka bir takımken nasıl sen yenilen takımın taraftarıyken yenen takımın taraftarına vurabiliyorsun. o da senin gibi maç boyu bağırdı sadece. bu mudur suçu?...
edit: ayrıca iki tarafın oyuncularının bir kısmı barlarda karılarla kızlarla ya da evlerinde aileleriyle şampiyonluk kutlarken, yenilen takım oyuncuları evlerine çekilmiş kaçan şampiyonluğa üzülürken ey taraftar, sen ne sikime ortalıkta koşuşturup durakları indiriyorsun, meydanları tozutuyorsun... *
spartacus dizisini izleyenler bilirler, halkı uyutmak ve oyalamak için arenada milleti birbirine kırdırıp, halkı da bunu izleyen, bundan zevk alan, gladyatörler arasında taraf tutan fanatikler haline getiriyorlardı,
bu yüzyıldaki versiyonu da futboldur, sadece daha az kan var ama işlevi aynı, gene arenalarda kendilerini zerre ilgilendirmemesi gereken bir koşuşturmaca için insanlar birbirini kırıyorlar, evine, ekmeğine harcaması gereken o zamanları, o enerjiyi kendizine zerre faydası olmayan bir şeye harcıyorlar, yazık ona giden zamana ve emeğe.