http://www.sporx.com/deta...kategori=37&go=125610
yukarıda linki olan haberleri çıkaran aciz medyadır. şimdi efendim haber, meira nın ülkesinin takımı olan fc porto ya fenerbahce nin zayıf yönlerini ve güçlü taraflarını anlattığı ve önlem aldırdığına dairdir.
benim anlamadığım taraf şu. olay nasıl gerçekleşiyor.
1.senaryo;
meira sabah kalkar. antrenmana 3 saat vardır. programına bakar.
''aa ezeli rakibim fenerbahce, ülkemin güzide takımı fc porto ile oynuyor hemen porto yöneticilerine fenerin durumunu haber vermem lazım.'' der ve telefonuna sarılır. sonra;
''dur lan, bir de milliyet gazetesine haber vereyim de konuşmalarımı dinleyip haber yapsınlar, yazık para kazanırlar'' der ve milliyeti arayıp yanlarına çağırır.
''abi şimdi ben portolu yöneticilerle konuşçam, sizde kayda alın, bi iki ekmek parası çıkartın''
der ve basında büyük iştahla haberi yapar. gazeteci evine iftar için gerekli ekmeği götürür ve ailecek meira ya dua ederler.
2.senaryo;
yine meira sabah kalkar, antrenmana 3 saat olduğunu ve fb-porto maçını farkeder. yöneticileri arar ve fb nin durumu hakkında bilgi verir. sonra meira;
''ha sssittirrrr. milliyet spor müdürü her yaptığım görüşmeleri ona bildirmessem beni öldürecekti'' der ve haberi tüm detaylarıyla milliyete anlatır ve meira hayatta kalır.
spor'un futboldan ibaret olduğunu sanan, bekele'nin başarısına günün fıkrası köşesi kadar yer vermeyen, kulüplerin yöneticilerinin popolarını ne kadar iyi yalarsa o kadar reytingli kanala transfer olan, ahlak ölçüleri yerlerde sürünen insanlardan oluşan topluluktur. ntvspor bünyesini tenzih etsem de onlarında branşçılık oynamalarını sevmiyorum.
çok komik hikayeler yazan basın. şimdi düşünün. premier league'i örnek vericem sadece. transfere 3 büyüklerin toplam transfer bütçesinden daha fazla transfer bütçesi ayıran kulüpler hagileri? 20 takımlı ligde sayı 9. arsenal, aston villa, chelsea, everton, liverpool, man city, man utd, sunderland, tottenham. birde bunlara la liga, bundesliga ve serie-a'yı ekleyin. buna rağmen ismi geçen şahıslara bir bakın. sneijder, robben, huntelaar, eto'o, mutu, shevchenko, toni, van nistelrooy... hadi bunları geçiyorum. adam sözleşme imzalıyor, hala ismi geçiyor medyada. misal michael owen man utd'nin sağlık kontorolünden geçerken aynı zamanda galatasaray'a imza atıyor. vay anasını...
işin garibi bazı yazarlarımızın da okurlarımızın da inanması. tamam daha önce ribery, anelka, carew, ortega gibi oyuncular geldi. ancak o zamanlar premier league'de bu kadar zengin kulüp sahipleri yoktu. adam 150 milyon pound harcıyor. ligi 14. bitiriyor. umrunda değil. şimdi bir daha düşünün. bu kulüplerin elinden hangi türk takımı ismi geçen yıldızları alabilir? evet alacağı yıldız adayı ve gerçekten yaşlanmış yıldızlar vardır. ancak bunlar değil, bu adamlar değil.
25 subat 2010 galatasaray atletico madrid maçı öncesinde basin toplantisi yapan frank rijkaard'a guiza'yla ilgili sorular sorabilen kimselere sahip basından öte adı konamayan cisim. cisim bile değil ya hadi neyse. bakın rijkaard ne demis:
"no. i'm sorry, i am not talking about other players then the players of galatasaray".
mealen
galatasaraylı oyunculardan baska hiçbir oyuncu seyimde değil.
sikko bi basın topluluğu. yazarları da dahil. hep gürültü olsun, entrika olsun, olay olsun. bi takıma bok atalım, sonraki hafta göğe çıkaralım ve diğerini itin götüne sokalım, canımız sıkıldı skandal yaratalım, her boka yorum yapalım, anlamasak da yorum yapalım, kollektif futbol diyelim, rijkaard futboldan anlamıyor diyelim, olmayan diyaloglar yazalım takımlara fitne sokalım, her gün başka bi uzay starını fenere getirelim, altıntop kardeşleri her sene hatta her dönem türkiye'ye getirelim, yıldıray baştürk'ü paso türkiye'ye getirelim, vs. gibi, haber yapmaktan başka her türlü sikimsonik işle uğraşan basın. cacık olmayacak basın. spor haberlerini magazin forevera çeviren basın.
eğer adnan polat frank rijkaard'dan sıkılmassa seneye büyük olasılıkla şampiyon olacak galatasaray'ın süper teknik direktörü sayesinde bu başarıyı yakaladığını söyleyecek, şimdilerde rijkaard'ı yerden yere vuran, gitsin diyen gazeteci görünmeye çalışan insanlara sahip şey.
En çok Ne satıyorsa onu yayınlayan medya.
Kimse kusura bakmasın ama ben galatasaraylı olarak şunu demek isterim ki bursaspor fazlasıyla hakederek şampiyon olmuş ama halen fenerbahçenin anonsu bilmemneyi kanallarda satılmakta. Ayıp değil mi? Yazık değil mi? Bursaspor önüne geleni devirmiş 3 büyük 4 büyük demeden önüne geleni devirmiş ligin en güzel maç tadını yaşatmış ama gel gelelim şampiyon oldukları halde halen başka takımların bilmem neleri dolaşıyor piyasada. Valla billa yazık. Acaba galatasaray, beşiktaş ya da beşiktaş şampiyon olsaydı böylemi olurdu? günlerce bu 3 takımın şampiyonluk gösterileri, maçları, demeçleri vs. vs. artık her ne zıkkımsa onlar yayınlanır şampiyonluktan bıktırana kadarda yayın devam edilirdi. Peki şimdi ne oldu? 3 gün. 3 günden sonra gündem gene fenerbahçeye odaklandı.
Kısacası olay kitapevlerinde görünen manzaraya döndü; En çok satılanlar.
19 mayıs 2007 galatasaray fenerbahçe maçı'ndan sonra galatasaray'ın ceza alması gündeme gelince kapıyı küme düşürülmekten açıp sonra 10 maç saha kapamaya indiren, 5 maç saha kapama gelince az bulup yaygara yapan, fakat daha da beteri 16 mayıs 2010 fenerbahçe trabzonspor maçı'ında yaşanınca gündeme getirme zahmetinde bile bulunmayan taraflılıktan gözü dönmüş basındır.
çalışma prensibi çok farklı olan basındır.
bunların başındaki adam basın diye emir verdiklerinde basmaya giderler.
-abi nereye gidiyorsunuz??
+basmaya gidiyoz hacmi sende gel basalım.
Kaynağını kahvehaneden ve kıraathane kültüründen alan basındır. Hitap şekli de kaynağına doğrudur.
Skib bıraktı...
O. Çocukları...
en yaratıcı manşetleri de ilkokul seviyesindedir:
Fener 7 bitirdi
Beşiktaş Şampi....
TV'de de Tuvalet kağıdı ve plastik boru kullanarak kural tarifi yapabilmek gibi yetenekleri vardır.
Her transfer döneminde asparagasın, yalanın bini bir paradır. TV programlarında tüm yorumcular bir araya gelerek kahvehane ortamında yenilen takımın teknik direktörünü suçlayarak prim yapmaya çalışırlar. Onlardan daha iyi bu işi bilen yoktur ve olamayacaktır...Böyle garip bir egoları vardır.
avrupa şampiyonasında çeyrek finale kalan futbol takımına gazetenin spor ekinde değil, asıl kendisinde tüm sayfaya manşet olacak şekilde "aman allahım çeyrek finaldeyiz" yazmayı, daha geçen sene aynı şampiyonada finale kalan kadın voleybol takımımızın başarısını ise gazaetinin üst köşesinde, ufak bir dikdörtgen içinde duyurmayı iyi bilir.