komünist çin'in doğu türkistandaki soydaşlarımıza uyguladığı soykırım..
''Doğu Türkistan 1 milyon828 bin 418 Km kare yüz ölçümüyle 35 milyon müslümanın yaşadığı bir Türk yurdudur. Doğu Türkistan'ın halkını Uygur, Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar Türkleri oluşturmaktadır. Doğu Türkistan'ın başkenti Ürümçidir. Doğu Türkistan Türkiyeden 1 milyon km kare geniş Türk toprağıdır. 1949. Yılı Aralik ayından sonra Çin komünist saldırganlarının işgalı altında zülum çekmektedir ve soy kırıma uğramaktadır''
mondros' un ardından anadolu' yu terkeden ve sınırlarına çekilen ermeniler' in, kars, erzurum, ardahan' da yaşayan türkleri, kadın, çocuk demeden kılıçtan geçirmesidir.
ayrıntılı kaynak için: suat yalaz' ın yazdığı ve çizdiği enver paşa efsanesi.
ölen türkse ve eğer birileri çıkıp bunu vurguluyorsa ''euheuheu vay p...k ülkendeki sorunları bitirdin, şimdi ırkdaşlarını kurtarıcan hee vay aklına sıçiim senin'' diye tepki verebilen yaşam formlarıyla aynı platformu paylaştığımızı gösteren soykırım olmuştur. velakin filistinliler için, lübnanlılar için, ıraklılar için dert yansaydık o zaman ''dünya insanı'', ''hümanist'' olurduk.
çinde bilinçli bir politikaydı bilinemez ama sayın başbakan çin seddini eşiyle birlikte dolaşırken milyonlarca nufusa sahip doğu türkistan halkının ızdırabından bihaber bi şekilde dolaşıyordu. kuzey ıraktaki türkmenlerin hakları hakkında gösterilen duyarlılığın çindeki türkler için de gösterilmemesi politikanın ve çıkarların iğrenç yüzünü bir kez daha göstermiş oluyordu.
(bkz: bulgaristan)*
(bkz: kırım)
(bkz: doğu türkistan)*
not: buradan marxist-sosyalist-komünistlere sesleniyorum: işte tüm bunlara bakınca halkın-özellikle türklerin- sosyalizme neden bu kadar "uzaylı" gözüyle baktığını anlayabileceğinizi umuyorum. "halk için halka rağmen" "biz halk adamıyız ama halk bizi sevmiyor" yakınmalarından önce o kantininizden dışarı çıkıp kendinizi daha iyi tanıtmanızı tavsiye ederim.
Ornek olarak Cin'in Dogu Turkistan'daki, Rumlarin Kuzey Kibris Turk Cumhuriyeti'ndeki, Bulgarlarin Bati Trakya'daki Turklere yaptiklari zulumlerin adidir.
bu aralar kuzey ırak'ta yapılmaya çalışılan bir olaydır. ilginçtir, buradaki kürtlerin en temel demokratik haklarını adam gibi yaşamalarını savunan çoğu kimse-ki aklı selim sahibi herkesin destekleyeceğini düşündüğüm bir olaydır bu, lakin devamını okuyun lütfen-, kuzey ırak türkmenlerinin en temel demokratik haklarını görmezden gelenlere, üstelik buna karşı çıkan türkmenleri linçe tabi tutanlara bir şey diyememektedir. bu ülkede kürtlerin temel haklarını iade eden yasalara karşı yürüyüş yapanlara laf edip aynı şey kuzey ırak'ta türkmenlere karşı yapıldığında ses çıkarmaktan imtina eden kolpa demokratların samimiyeti ne kadar reeldir, varın siz düşünün. kaldı ki bu insanların "linç kültürü var bu halkta", "halk bizi anlamıyor", "anüsümüzde yanma hissediyoruz" vs gibin laflar etmesi bu koşullara bakıldığında ne kadar manalı gelmektedir, bunu da anlamış değilim. demem o ki, karşısındakinin bir takım kötü yönlerini eleştirmeden önce ilk başta kendisinin o kötü yönlerini düzeltmelidir insan. yoksa işbu yazıdaki gibi kolpacı da derler adama, afedersiniz götveren de...*
nedense; ermeni, rum ve yahudi gibi bilimum soykırımlardan, bir türlü sıra gelmeyen konudur.
yahu ermeni soykırımı başlığına 16! sayfa entry girilmiş. üstelik bu soykırım sözde! yani ermeni soykırımı bildiğiniz gibi hala daha belgelenemedi.
yani belgelerle kanıtlanamadı.
profesör mc carthy'nin sürgün ve ölüm adlı kitabında, kesin belgelere dayalı rakamlar... birinci balkan muharebesi tabloları:
avrat hisar ve doyuran yöresinde bulgarlar yaygın bir katliâma giriştiler. rayanovada neredeyse bir tek müslüman erkek bile bırakılmadı. korkut köyünde, kadınlar ve çocukların çoğu, erkeklerinse tamamı camide ve saman ambarlarında toplanıp diri diri yakıldı. demir hisarda 64 türk bir kahvehanede toplanıp yakıldılar. drenovada sırplar, müslümanları döve döve öldürdüler. lüma ve debrede 2.000den fazla müslümanı katlettiler. batılı müşahidlere göre, kumanova ile üsküp arasında 5.000, priştine yöresinde yine 5.000 arnavut öldürüldü. direnmeden teslim olan doyuranda 59 ve civar köylerinde daha bir çok müslüman katledildi. bulgarlar, rayanova, kilkis ve plantzada toplu yakma usûlüne başvurdular. batılı müşahidlere göre, bu sırada öldürülen müslüman sayısı 200.000i aşıyordu. öyle ki, bulgar yetkilileri bile, bu yapılanlardan utanç duyduklarını açıklamak zorunda kaldılar.
yunanlılar ise, pravişta kazasındaki tüm türkleri toplayarak, kasrub çayının yatağında katlettiler ve cesetlerini de ibret olsun diye ortada bıraktılar. tarlaların ve tahılın talan edilmesinden dolayı açlık ve hastalıktan ölenler de hesapsızdı. eski zağrada bulgar ahali esir türklere saldırdı ve 500den fazlasını öldürdü. bazen de esir askerler, edirnedeki gibi, aç bırakılarak yavaş yavaş öldürüldü. çatalca ve trakya köylerinin pek çoğu da yakılıp yıkıldı ve talan edildi. drama ve dedeağaçta bulgarlar, ahali ve esir askerlerden yüzlercesini katlettiler. dedeağaçın en büyük camii top ateşiyle yıkıldı ve şehir tamamen yağmalandı. dinamitle evler ve camiler havaya uçuruldu. kavalada 200 erkeğin öldürülmesinden sonra, kadınlar işgâlci askerler arasında paylaşıldı. bu yörede öldürülen toplam müslüman sayısı 7.000i geçecektir. yine direnmeden teslim olan strumnitsada bulgar, sırp ve yunanlılardan oluşan komisyonun emriyle 500den fazla erkek işkenceyle öldürüldü. şehrin yağmasından sadece sırplar, 80 araba yükü malı belgrada götürdüler. serezde yağma, işkence ve tecavüz devam etti, 5.000e yakın müslüman öldürüldü.
arnavutluku istilâ eden sırp ve karadağlılar, önlerine gelen her şeyi, hattâ ormanları bile yakıp yıktılar. öyle ki, katliâmdan kurtulup evlerine dönecek olanlar, yiyecek ve barınak bulamasın. nitekim, ot yemekten ishale yakalanan ve ölen yüzlerce kişi oldu. güney arnavutluka giren yunanlılar, diğerlerinden daha az vahşete başvurdular. yine de köyleri yakıp talan etme, müslümanları göçe zorlama ve katletmekten geri kalmadılar. arnavutluğun doğusundaki 102 köyde 2.044 kişi öldürülmüş, 2.800 ev yakılmış ve 25.000 hayvan müsadere edilmişti. makedonya yöresinden 60.000 aranavut, aranavutluğa doğru sürülmüştü. o sırada batılılar aranavutlukun büyük şehirlerine yerleşmiş, katliâmları görmezden gelerek arnavut milleti yaratma çalışmalarına koyulmuşlardı. nadiren de insanî yardım kampanyaları açıyorlardı.
makedonya ve batı trakyada ise, onbinlerce türk evlerinden çıkarılmış, çapulcuların önüne katılmış, oradan oraya, nihayet anadoluya doğru sürülmekteydi. onların tarlaları, mahsulleri, hayvanları ve köyleri hemen hristiyanlara verilmekteydi. bulgarlar, türkleri ve pomakları, din değiştirmeye, katolik arnavutları mezheb değiştirmeye, ortodoks rumları ise milliyet değiştirmeye zorluyorlardı. böylece işgal ettikleri toprakları bulgarlaştırmaya çalışyorlardı. maleş gibi bazı bölgelerde, müslüman halk dövüle dövüle kiliseye götürülüp zorla vaftiz ediliyor, domuz eti yediriliyor ve kadınların peçeleri açılıyordu. bununla beraber ne türkler, ne de pomaklar hiçbir şekilde din değiştirmeye razı olmuyorlardı. 1912 kasımından 1913 ağustosuna kadar sırf selânik limanından gemilerle türkiyeye getirilenlerin sayısı 250.000i buldu. arnavutluktan da onbinlerce kişi gemilerle türkiye ve mısıra taşındı. kara yoluyla gelebilenlerin hesabı yoktu.
1912den sonra istanbula 3.500, ankaraya 10.000; izmire 145.000, adanaya 9.000, konyaya 8.500, edirneye 133.000, bursaya (hüdavendigâr) 21.000, halebe 10.500, sivasa 10.000, şama 3.000, maraşa 5.000, izmite 7.000, eskişehire 9.000, çatalcaya 7.500, samsuna (canik) 4.000, balıkesire 15.000, kayseriye 6.000, bigaya 4.000, muğlaya (menteşe) 900, afyona (karahisar) 300, kastamonuya 250 ve boluya 250 olmak üzere toplam 400.000ı aşkın rumeli muhaciri yerleştirildi. bazı kaynaklara göre, bir o kadar da kayda geçmemiş muhacir vardı; etti 800.000
halbuki balkan savaşının başlamasından dünya savaşının sonuna kadar, yunanlıların, bulgarların ve sırpların osmanlıdan aldıkları topraklardan, yaklaşık 1.500.000 müslüman yok olmuştu. bunlardan 600.000'i yunanlıların, 150.000'i bulgarların, 750.000'i de sırp ve karadağlıların aldıkları topraklardan "temizlenenler"di.
demek ki, birinci balkan savaşında balkanlar'daki müslüman halktan (tamamen sivillerden) öldürülenlerin gerçek sayısı 700.000leri buluyordu ki, bu sayı, 1915de ittihatçıların yapacağı ermeni katliâmının bile çok ötesindedir!
ne yazık ki "aydınlarımız" tarafından göz ardı edilen durum. o kadar ki balkanlardaki özgürlük hareketlerinin başladığı günden beri gerçekleştirilen müslüman ve türk soykırımındaki toplam sayının 5 milyon olduğunun söylenmesine orada o kadar türk yoktu ki diye cevap verirler. iyi de bir bir oldu bittiden değil uzun bir süreçten bahsediyoruz. ayrıca nedense tehciri ölüm olmasa bile soykırım kabul eden bu zihniyet bu büyük soykırımı görmezler. asıl komiği girit soylu bazı "aydınlar" bile bahsetmez.