türk silahlı kuvvetlerinin düzeltmesi gereken, yanlış ve bazıları tarafından bilinçli olarak uygulattırılan uygulamalarıdır. hemen sıcak sıcak bir örnek vereyim. bu başlığı açma sebebim zaten bu olay. 2 saat olmadı daha bu hoş olmayan duruma maruz kalalı...
taciz ediliyoruz. albaylar tarafından taciz ediliyoruz resmen. kocaeli deki askeri lojmanlardan birinde yaşıyoruz. erzurumluyuz. babam astsubaydır.
mezun olup 4b mi 4c mi nedir, devletin verdiği bir hakla kocaelide bulunan bir hastanede hemşire olarak işe başladı kuzenim. tabi amcamın kızı olması dolayısıyla akrabaları olan bizlerin yanında kaldı bir müddet, evimizde misafir ettik. ne olduysa bunu takiben oldu zaten. çünkü kuzenim bana göre başörtü, bazılarına göre türban diye tanımlanan şeyi takmaktadır.
kuzenimle beraber (ki benden büyüktür abla derim kendisine) dışardan dönerken lojmanın girişinde nizamiye kulübesindeki asker tarafından başını bilmem ne şekilde bağlaması konusunda uyarıldık. bir müddet tekrarladı bu olay. 1-2 hafta katlandık bu duruma. hatta üzücü bir şekilde babam da askere kızdı neden beni uyarıyorsun diye.(ki aslında haklıdır yasal olarak böyle bir yetkiside yoktur garibimin, sadece kendini uyaran albayların zorlamasıyla yapmaktadır,kendisiyle muhabbetimde vardır eli yüzü düzgün gayet efendi biridir. onu uyaran albaylara göre emre itaat etmeyen bir er olur tabi aksini yapsa, çarşısını kitlerler direk garibimin)
neden katlandık bu duruma peki? sırf lojmanlarda yüzyüze baktığımız insanlarla yüz göz olmayalım diye...
ve evet. yönergelere baktıktan sonra yazıyorum buraya. kimsenin yasal olarak böyle bir yetkisi olmadığını görüyorum. ve kanun ordusu olma yolunda adım atan tsk nın artık bu duruma bir çare bulması gerektiğini söylüyorum.
kimse benim evime gelen misafirin kılık kıyafetine karışamaz. aksini iddia etmek yasalarca da suçtur. yasal olarak lojmanlara gelen misafir kılık kıyafet yönetmeliği diye bir şey de yoktur...böyle bir saçmalıkta olamaz zaten...
not: anadolu aile yapısına sahibiz. hepimizin ailesinde mutlaka başı örtülü, türbanlı birisi vardır. düşünün evinize misafiriniz geliyor, başı örtülü ya da türbanlı her neyse, ama birileri gelip giremezsin diyor.
not2: bu durumun devamı durumunda bahsi geçen durum a maruz kalırsam anında telefonla görüntülü kayıt yapıcam ve başlıkta paylaşıcam.
not3: kapıdaki asker arkadaşımdır. üzücü olayın ertesi günü kendisiyle konuştuğumda onu sıkıştıran albayların isimlerinide söyledi çocuk. bekliyorum terhisine 6-7 gün bişey kalmıştı en son. sırf o çocuk bir zarar görmesin diye terhisini bekliyorum.
not4: neden bilmiyorum ama söyleme gereği duyuyorum. sapına kadar atatürkçü, bir o kadar dindar birisiyim. ailemde öyledir.
not5: video geliyor yakında. yukarıda bahsi geçen arkadaşın terhis olmasını bekliyorum. bu olaydan ötürü bir zarar görmesini istemiyorum...
ve zafer düzeltmesi : açık açık askerlere mahkemeye vericeğimi söyledim. komutana söylemişler. karışmayın artık demiş... bee adi adam noldu korktun mu? eskidendi onlar eskiden. artık değişti.
kazandık dostlarım.artık kimse giriş çıkışlarda karışmıyor...
1 (yazı ile - bir) adet boya fırçası için nalbura 250 tl fatura kestiren subayların rahatlıkla sorgulanabilmesi, cezalandırılabilmesi önemli bir adım olabilir.
subay, astsubay ve uzman erbaş olan arkadaşları daha bir özenli şekilde seçmek ve sözleşmeli subay alımı yerine gençleri askeri okullara yönlendirmek en başta "güçlü ordu, güçlü türkiye" sloganını daha haklı kılacaktır. takım komutanları eğitimde bizzat bulunmalı ve bölük komutanları eğitimi sıklıkla denetlemelidir. çünkü eğitim yaptıran olan uzman erbaş arkadaşlar askerliğin psikolojisini çok iyi bildikleri için babacan davranıp sizi eğitimde çok sıkmazlar ve böylelikle asker rahatlığa alışır ve yarın öbür gün olası bir tehditte ne yapacağını bilemez. şimdi "ulan sen sanki 7/24 eğitim yapıyordun götverene bak" diyebilirsiniz. evet biz 7/24 eğitim yapıyorduk ve nato denetlemesini başarıyla bitiren bir birliktik. ancak eğitim yaptırmak demek gaddar olmak, askeri sikmek demek değildir. fakat nedense eğitim denince hep bu duyguyu hisseder asker. şu konuda emin olarak söylüyrum ki türk askeri hiç bir zaman pohpohlanmak yada 5 yaşında bebe gibi sevilmek istemez. daha hoşgörülü, açıklayıcı ve anlayıcı olunursa tsk'da bir çok şey sike sike değil seve seve yapılır. büyüklerimizin de dediği gibi gönülsüz sikişten sakat çocuk doğar!
üç aylık aceminin doğuda vatanı korumaya gönderilmemesidir. artık şunun bi çaresine bakın ama yaa. ciddi yetişmiş asker gönderin . rezil ediyosunuz türk ordusunun şanını namını. biz mi öğreteceğiz size gerilla savaşının inceliklerini. biraz rambo falan seyredin bişeyler yapın. tabi bi mehmetçik gider diğeri gelir gerçeğinden hareketle çokta umursamıyosunuz bu şehitleri, olay nedir askerdir vatanı için zaten ölmeye hazırdır. zaten gözden çıkarılmıştır. size bir şey söyleyeyim mi! iyi dinleyin. on numara dövüşen adam kimdir biliyo musunuz bilmiyosunuz; ne bu sözlükte ne de dışarda? karşısındakinin ağzını yüzünü kan içinde bırakıp dövüş sonunda üzerinde bir damla kan lekesi bulamayacağınız adamdır. anlı şanlı bir ordunun ağzını yüzünü kan içinde bırakıp üzerine bir damla kan sıçramayan 5000 göt oğlanıyla uğraşıyosunuz. yapmayın. biz türküz ve canımız yanıyor.
ordu ile dini birbirinden ayırma yanlışı savaş sırasında Allah Allah diye bağıran askerin namaz kılmasının cumalara gitmesinin suç olması orduyu ikilemeye düşürüyor ortak bir çözüm bulunmalı yada tamamen ayrılmalı
palavracıların uydurmalarıdır genelinde.haklarında hiçbir şey bilmedikleri Orduevlerine niye karaçarşafla giremiyoruz diye inim inim inlerlerdi, sonrasında herhangi bir rütbeli subayın ufacık sakalla veya yönetmelik dışı herhangi bir kılık ve kıyafetle giremediklerini öğrendiler, lojmanlarda yönetmelik olmadığı için buraya uydurmaya başladılar. Lan Ankara Oran'dan samsun'a, oradan Bolu'ya ona yakın lojmanda uzun veya kısa süreli ikamet ettim, bu kadar uyduranı görmedim.
Sonra da erkeklerin bile hijyenik nedenlerden şortla alınmadığı, slip veya türevi mayo türevi giymek zorunda oldukları Havuzlara haşema denilen kıyafetle alınmadıklarında da dinsiz la bunlar diye ortalığı velveleye verirler.
Ulan rahat bırakın lan dini imanı, sözde imanlı özde imansız şerefsiz gavatlar.
ek: bekenez hedeleri yenleş kellenelmeş= sandığa gittim akp'ye oy attım, yalan, iftira şerefsizlik çok severim, yanıt verenlere de kılıf uydurur sustururum.
evet kesinlikle zihniyet değişmelidir.
son 9 yıldır iktidara boyun eğen tsk artık kendine gelmelidir.
bu ulus büyük atatürk ün mirasını birkaç yobaz , şakirte teslim edemez.
topyekün bu zihniyetlerle savaşa başlanmalıdır acilen.
gaflet uykusundan uyanılmalıdır.
bahsi geçen tsk'da tüm orduevleri ve kamplara bıyıklı, türbanlı, şortlu vs. giremezsiniz.. ha sen provokasyon için, içinden türbanı seçersen yanlış yaparsın.. kıyafet yönetmeliği diye bir şey vardır ve o uygulanmaktadır..
anketimsi bir hava yaratan hava sahası. güzel hikaye. akıcı, konu bütünlüğü gayet güzel. sonuç kısmında* mesaj var, daha ne olsun. satılır anam bu hikaye, okunur yani.
neyse, düzeltilmesi gereken şeyler mutlaka vardır ama düzeltecek zihniyet ya da adam var mıdır? işte burası karanlık.
zorunlu askerlik & profesyonel orduya geçiş. kimse hayatının 15 ya da 6 ayını heba etmek istemez. sokakta görse selam vermeyeceği adamlardan üst devre olduğu için emir almak istemez. 5 ay önce tezkere almış biri olarak vatanımdan soğudum yeminne.
türk silahlı kuvvetleri, her devlet gibi devletin, kendini ifade ettiği hükümranlık sahasının korunması için teşkilatladığı, en muazzam organize kurumdur.
hazarda sınırların muhafazası, seferde topyekun ülkenin savunulması ordunun yegane görevidir.
ordu, tbmm'nin yekili kıldığı sıkıyönetim dışında ve emasya'nın ona yüklediği kimi görevler haricinde, sivil alanda kullanılamaz ve/ya resen kendini müdahil kılamaz.
türkiye cumhuriyeti devleti nato'ya üyedir. nato antlaşmasının kimi maddeleri, ordunun ülke dışında görev yapmasını gerektirebilir. bu görevin takdiri tbmm'ya aittir. uygulama karargahın uktesindedir elbet.
yine, sınırların korunması, mütecaviz unsurların vur-kaç tarzı ihlallerinin önlenebilmesi için sınır ötesi harekat, uluslararsı konvansiyonların tanıdığı haktır. yine tbmm'nin yetkilendirmesiyle hayata geçer.
kısaca devlet içeride ve dışarıda, anayasaya başta olmak üzere, kanun, yönetmelik ve uluslararası hukuk kaidelerini gözeterek varlığını ifade eder. aksi takdirde kaos egemen demektir.
bu genellemenin ışığında söylenebilecek ilk şey, halihazırda ordu gücünün, klasik kuvvetlerinin kimi iç meselelerde kullanılmasıdır. sevk ve idarede ortaya çıkan aksaklıları, en önemlisi insana rasyonel gelmeyen insan kayıplarıdır. ortak kanaat bu tarz mücadelelere karşı özel eğitimli kuvvetlerin ikame edilmesidir. doğrudur.
aslında sözünü etmeye çalıştığım aksaklık, ordunun yıllara dayanan kimi alışkanlıklarının devam etmesi sonucu ortaya çıkan gariplikler gibi, sonuçtur.
silahlı kuvvetlerin, 27 mayıs 1960 müdahalesi ile, orduların olmazsa olmaz şartı emir komuta münasebeti alt üst olmuş, alt-üst zinciri kırılmıştır.
nitekim günümüze kadar devam eden cuntalaşma eğilimleri, doğrudan dolaylı-muhtıra- müdahalelerin uygun ortam gibi görünen ama orduyu ordu olmak vasfından çıkaran ilk hadisenin sonuçlarıdır.
ordu içi kamplaşmalar, terfi kavgaları, ekonomik saikler ve tabi en önemlisi siyasi erke olan sözde güvensizlik bağlamında ayar tutkusu, silahlı kuvvetleri krizleştirmiştir.
siyasi otoritenin, karargahla eş güdüm içinde, cunta artıklarına, andıç rezaletlerine, eşlere kadar uzanan, laikliğe sahip çıkıyoruz adı altında yaşanan tacizler vs. gibi olumsuz görüntü yaratan faaliyetlere karşı alınacak tavır, emir komutanın yeniden tesisi yolunda önemlidir.
çok başlılığın ortadan kalktığı vasatta, siyasilerin iç meselelere doğru teşhis ve çözüm üretebilme kabiliyeti de artacaktır.
askeri personel için olursa ne ala.... ama evine gelen misafirlerin ya da çoluğunun çocuğunun sakalına bıyığına ya da başındaki örtüye karışmak üzücü olduğu kadar komik. benim babam asker,ben neden sakal bırakamıyorum? ya da ben neden şort giyemiyorum? veli toplantısına giden öğrenci velisinin okul üniforması giymesi mi gerek?
sanılıyor ki ben türban üzerinden örnekle olayı başka yere çekiyorum...arkadaş, benim evime şortla gelen bir misafirime kimse giremezsin demedi şuana kadar. ama başında başörtüsü olan misafirime karışıyorlar... işte bu yüzden bu olayı örnek olarak verdim...
ve son olarak şunu söylüyorum... evim diyorum evim! evime gelen misafirime karışıyorlar benim. orduevine giden adama değil. banane ondan uysun yönetmeliğe ister alsınlar ister almasınlar orduevinin bir yönetmeliği var çünkü uyulmak zorunda...ona eyvallah... ama evime gelen misafirime kimse karışamaz!
komutan temizliğinden başlar. sırf egolarını tatmin etmek için günahsız er-erbaşları döven, söven, itin götüne sokan komutanlar bir an önce siktir edilmelidir. öyle komutanlar var ki, "komutanım beni evlat edinsene" dersin. ama öylesi vardır ki ana avrat kalmaz, günaha girip din kitap söversin. böyle bir sistemin başarılı olması gerçekten zordur. savaşı komutan kazanır, komutan kaybeder. bu unutulmazsa sorun giderilir.
bir kere şu tüm askerliği bir yerde yapma olayı bitsin amk. 3 ayda bir yerler değişsin ki herkes doğuyu bir görsün. bedellisi, kısa dönemi filan da kalksın. polisi de, subayı da bir dönem er olarak yapsın askerliği ki herkes şu askerliğin zorluğunu eşit çeksin ki ondan sonra bazılarının vatanımı seviyorum demeye yüzü olsun.
