dünya ordularında pek çok komutanlık, askeri birlik mevcuttur.
zırhlı birlikler komutanlığı, süvari komutanlığı, topçu birlikler komutanlığı, muhabere komutanlığı, komando tabur komutanlığı vb...
fakat bir komutanlık var ki, hiçbir orduda, hiçbir savaşta adı duyulmamış, eşi ve benzerine rastlanmamış.
Kurtuluş Savaşı sırasında istanbul’dan kaçırılan ve Rusya’dan alınan silah ve cephane, inebolu ve Samsun gibi Karadeniz limanlarına boşaltılmış ve buradan cepheye gönderilmiştir.
Bu sevkiyat işini daha çok inebolu, Kastamonu ve Çankırı yöresi kadınları gerçekleştirmiştir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1847663/+
Cephe gerisinden cepheye yiyecek, giyecek, malzeme, silah ve cephane taşıma işinde görev alan kadınlara, çocuklara ve yaşlılara yol gösterecek kişiler vardı. işte bunlara “kağnı komutanı” denilmişti.
Kurtuluş Savaşı’nın kağnı komutanlarından biri de Enver Behnan Şapolyo idi.
Şapolyo yıllar sonra bu önemli görevini şöyle anlatmıştır:
--spoiler--
"Milli Mücadele’nin ilk günlerinde bana milli bir görev verilmişti. O da kağnı komutanlığıydı. O acı ve yoksul günlerde ordumuzun geri hizmetleri üç türlü araçla sağlanmaktaydı. (Bunlar) deve kolları, katır kolları ve kağnı kollarıydı. Çünkü o zamanlar ordumuzun elinde hiçbir motorize kuvvet yoktu, inönü cephesinde silah ve yiyecek bu taşıma kollarıyla sağlanmaktaydı.
Benim kolum kağnı kollarıydı. Kağnılar vilayet olarak nöbete gelirler ve görevlerini tamamladıktan sonra yurtlarına dönerlerdi.
Bana her seferinde kırk kağnı verilirdi. Kağnıcıların çoğu kadın olurdu. Çünkü delikanlılar cephedeydiler.
Bir seferinde benim kağnıcılarımın otuzu kadın, sekizi çocuk, ikisi de altmış yaşından yukarı ak sakallı ihtiyarlardan oluşmuştu. Bize muhafız olarak da silahlı Koruma Bölüğü erlerinden bir milis er verilirdi. Bunlar hapishanelerden çıkarılıp vatan hizmetine verilmiş mahpuslardı."
--spoiler--
kurtuluş savaşını takip eden Fransız politikacı Frank Boullion, 30 ağustos'ta kazanılan kesin türk zaferi sonrası şu beyanı vermiştir;
"inanılmaz bir şey oldu, kağnı kamyonu yendi..."
ulu önder atatürk kağnı'ya büyük saygı duyar, kağnı ve karasabanı kurtuluş savaşımızın simgesi olarak görürdü.
bu yüzden 1927 yılında tedavüle çıkan türkiye cumhuriyeti'nin ilk banknotuna karasaban koydurdu. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1847665/+
atatürk kağnı komutanlığına her zaman bir vefa borcu hissetti.
paralara, tablolara yaptırdığı ile kalmadı, 1933 yılında cumhuriyetin 10. yıl resmi geçit törenlerinde geçit yapan korteje kağnıları ile köylüleri de dahil etmişti.
bugün kağnıya olan vefa borcumuzu o günlerin anısına heykeller ile yaşatıyoruz.
heykelde, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, ismet inönü ve Fevzi Çakmak Paşa kırık bir kağnı arabasının üzerinde durum değerlendirmesi yaparlarken betimlenmiş.