türk sağlık sistemi

entry38 galeri1
    38.
  1. 42 yaşında emekli olan babanın maaşını ölümünden sonra kızına miras bırakıp bir 60 yıl daha ödeme yapan ve sağlık hizmetlerinden bedava faydalanmasını sağlayan sistemdir.

    500 liralık kanser ilacını 20 bin liraya satın alan sistemdir.

    yeni doğan bebeklere sağlık ödemesi yaparak dolandırılan sistemdir.

    ama 25 yaş üstü işsiz erkekten sigorta primi yatırması istenir, yatırmazlarsa hastaneye gelmemeleri söylenir, gelirlerse ücretle tedavi edilir, ilaçlarını ödemezler. üstüne bir de primleri ödemesi için evine, iş yerine, banka hesaplarına haciz konulur, ödeme emri gönderilir.
    1 ...
  2. 37.
  3. YENiDOĞAN ÇETESi SORUŞTURMASI

    Ruhsatı iptal edilen hastane sayısı 10'a yükseldi.

    https://www.ntv.com.tr/ga...di,P48d4faejUaQjPz4CST06w
    1 ...
  4. 36.
  5. 35.
  6. öncelikle öyle bir sistem yok. olan sistem bir takım insanlara iş vermek maaş vermek için uydurulmuş bir sistem. devlet hastanesine girip memnun çıkan bir insan tanımadım ben.
    2 ...
  7. 34.
  8. Her ay maasimdan para kesiliyor ama 1 hafta icinde randevu bulamiyorum. Verin o zaman kardesim parami ben ozele giderim.
    1 ...
  9. 33.
  10. OECD'nin yayımladığı "Health at a Glance 2019" raporuna göre, Türkiye'nin 36 üye ülke arasındaki durumu;

    - 1.000 kişiye düşen hekim sayısında sonuncu
    - Ulusal gelirden sağlık için ayırdığı paranın oranında sondan 3.
    - 1.000 kişiye düşen hemşire sayısında sondan 6.
    - Yıllık kişi başı sağlık harcamasında sondan 7.
    - Sezaryen oranında 1.
    - Tip-2 diyabet sıklığında 2.
    - Sigara içme oranında 4.
    - Bebek ölüm hızında 7.
    - Düşük doğum ağırlığı sıklığında 9.
    - Kalp damar sistemi hastalıklarında 10.
    - Önlenebilir nedenlere bağlı ölüm hızında 11.

    https://www.oecd-ilibrary...a-glance-2019_4dd50c09-en

    ayrıca bizdeki özel hastane soygunu rahatlığı ile yurtdışındaki kamu hastanelerini kıyaslıyoruz ve ne rahat hemen doktor görüyoruz biz diyoruz ama kamuda gidin görün bakalım hele büyük şehirde çat kapı doktor...
    0 ...
  11. 32.
  12. Kesinlikle dünya ortalamasının üstündedir. Almanya’yla kıyaslayacak olursak;

    Misal sen soğuk algınlığından hastaneye gittin, burnun şapır şupur akıyor, kolunu kaldıracak halin yok. Öyle ha deyince doktora gidemezsin. Önceden randevu Alman lazım. Randevunu alırsın standart muayenesini yapar. Salgın var bu aralar herkes hasta filan der. Bırak serumu ilaç yazmaktan bile imtina eder orospu çocuğu. Ihlamur iç geçer der kafayı yersin.

    Daha ağır vakalarda durum daha vahim. 2 yaşında oğlum kafayı yardı. Bir santim alnı açıldı. Bir saat doktor bekledik hastanede. Hastane desen en yeni alet 1944 tarihli. Ameliyat masasına tepeden bakan lambada kurşun delikleri filan var. Hastanede öyle varoş bi yer değil tam teşekküllü bi hastane. Şaka gibi amk!
    0 ...
  13. 31.
  14. Rezaletten başka bi şey değildir.
    (bkz: gss)
    1 ...
  15. 30.
  16. 29.
  17. Medimagazin sitesinde performans Yönetmeliğindeki değişiklikler konusunda drhaso rumuzlu üyenin yorumu ile aydınlanmasına katkı sağlanabilecek sistem:

    'ne değişecekti ki zaten pardon mu diyeceklerdi sizin yükünüz fazla hakkınız şudur mu? diyeceklerdi. sizden daha az eğitim alıp bir gün bile savaşmayan denginiz askere şunu veriyoruz hiç bir sorumluluğu riski olmayan adalet personeline şu kadar veriyouz size adaletsizlik mi yapıyoruz diyeceklerdi. sizin emeklilerinizin hali perişan bu durumu düzelttik mi diyeceklerdi. aynı hastaya bakan aynı puanı alan iki ayrı hastanede bir uzman 8000 diğeri 1000 tl alıyor bu adaletsizliği düzelttik mi? diyeceklerdi. belliydi bu şekilde bir şey olacağı. çünki bir insanın bir şeyi düzeltmesi için o konuda haksızlık yapıldığını kavraması ve kabullenmesi lazım fakat hiç bu güne kadar duydunuz mu? şu bölümlere haksızlık oluyor ama sistemi başka şekilde kurguluyamıyoruz dediklerini.
    aksine bu kadar para dağıtıyoruz bunları memnun etmek mümkün değil demiyorlarmıydı. bu doktorlar çalışmadan para almaya alışmışlar psikolojisini her zaman ön planda tutmuyorlar mıydı?. onlar bizi anlamadılar ki problem sadece gelir değil aynı ünvanla aynı kadroda çalışıp aynı emeği sarfeden iki hekimden biri niçin 1000 tl biri niçin 8000 tl alabiliyor biz nerde yanlış yapıyoruz dediler mi?. veya bu yanlış diye düşündüler mi? hiç. veya branşlardan bazıları hiç nöbet tutmuyor bazıları nöbetlerde anası ağlıyor nöbeti olmayan bölümler ortalama 8 nöbet tutan bölümlerden daha yüksek performans parası nasıl alır diye düşündülermi. puan toplamada şu bölüme adaletsizlik yapılmış şu bölüme bu puan verilirken yapılan iş şu kadar riskli ve minimum şu kadar süre gidiyor gibi bir kriter varmı. ne bekliyordunuz. siz bakan değişikliği ile bu işlerin adaletli mi olacağını zannediyordunuz. değil bakan iktidara CHP gelse bu sistemi düzeltemez çünki siz emek veriyorsunuz öyle bir emek ki sadece kas kuvveti ile yapılan değil yılların birikimi ile yapılan ve gereğinde sizin anında yaptığınız işi o karar verme yerlerindeki tüm kişiler bir araya gelse ve tüm hayatları boyu bu işi nasıl yaparız diye düşünse halledemiyecekleri bir emeği veriyorsunuz. dünyada bu duruma kısaca kapitalizm diyor ve bu türkiye gibi bir ülkede ve adı ADALET ve Kalkınma partisi olan bir iktidarda ancak bu kadar adaletli oluyor. daha çok yazardım ama ders çalışmam gerekiyor. baktım doktorluk Türkiye de yapılacak iş değil yenisine bakalım bizde.'
    0 ...
  18. 28.
  19. Doktorlar dışında herkese gül gibi bakma hedefine sahip sistemdir. Gunde 900 hasta bakan acil doktorları var bu ulkede. Hasta başına ortalama 45 saniye zaman ayırarak doğru teshis koyup hayat kurtarmaya çalışırlarken bir de geri zekalı insanların sataşma larına da boyun eğiyorlar. Eğiyorlar, çünkü sırada yüzden fazla hasta beklerken abuk-subuk konuşan cahil takımına laf yetiştirmeye zamanları olmuyor.

    Şu anki sağlık hizmetinin tek amacı vatandaşı şımartarak oy toplamaktır.

    Bir-iki örnek olay anlatayım:
    Pek sayın ve sevecen, tüm sağlık personelinin adını şereflendirdiği recep akdağ 'başınız ağrısa bile ambülans çağırın' dediği icin 112'yi arayarak ambülans çağıran bir vatandaşa müdahale etmek için bir köye giden ekip, verilen adresin önünde, yanında bavullarıyla beraber sakallı bir amcayı görür ve 'amca siz hasta yakını mısınız' diye sorarlar. 'Hayır' cevabı alınca hasta nerede diye sorarlar, 'hasta yok, sizi ben çağırdım, beni ilçeye kadar götürün babaazın hıyrına' sözlerini işitirler ve işitmeleriyle gazlayıp köyü terketmeleri bir olur.

    doktorlar, özellikle de acil doktorları, hasta yakınlarıyla matineye gitmiş gibi neredeyse Sarmaş-dolaş çalışmaktadır. iti-kopuğu ile aralarında hiç bir engel yoktur ve bizim cahil ve kalitesiz toplumumuz bundan cesaret alarak doktoru oyuncağı gibi kullanmaya çalışmaktadır. daha 2 gün önce ağrı'da hamile bir doktora saldırarak karnına tekme atan it eniği tutuklanmamıştı bile. cahil vatandaş bu gibi olaylar ve çok muhterem, tarihin en sevilen sağlık bakanı sayın recep akdağ'ın vatandaşa doktorlara karşı yüksek sesle konuşmayı tavsiye etmesi gibi şeylerden cesaret alarak her geçen gün daha da cozutmaktadır.

    zaten yeni kabine revizyonunda, kendi kurumunda çalışanların kaç saat çalıştığını bilmeyenler, taklacılar, ve diğer antin-kuntin adamlar haketmedikleri o makamlardan alındılar. dileriz bundan sonrası iyi olur.
    1 ...
  20. 27.
  21. akp nin iktidara geldiği ilk zamanlarda düzelttiği ve üst sınırlara taşıdığı sistem, şimdilerde gittikçe dibe batmakta ve zorlaştırılmaktadır. maddi yönden de ciddi sıkıntılı hale getirilmiştir. baban emekli zaten maaşının her tarafından para kesiliyor. bi rahatsızlanıyorsun. üniversitenin yakınında üniversite hastanesi var. gidip numara alıyorsun. çat diye reçete parası bilmem ne diye kesiyorlar maaşı bol keseden. ama zam verdiğinde % 3' er geliyor menet! *
    1 ...
  22. 26.
  23. akp sayesinde dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden biri haline gelmiş olan sistemdir. doğruya doğru, yiğidi öldüreceksin ama hakkını da teslim edeceksin arkadaş.
    akepe iktidarının en başarılı olduğu konu budur. kimse martaval okumasın.
    akp'den evvel hastanelerde doktorlar kendi muayenehanelerinin kartlarını dağıtıyordu. bu pezevenklerin muayenehanelerine gitmeden devletin hastanelerinde tedavi olmanız neredeyse imkansızdı.
    insanlar hastanelerde rehin kalıyor, adam parası olmadığı için doğum yapmış karısını ve bebeğini hastaneden çıkaramıyordu.
    bu sistemin temelleri esasen mhp'li sağlık bakanı sayın osman durmuş'a aittir. sağlık sistemindeki birtakım reformlar o'nun bakanlığı döneminde başlamış, akepe'de osman durmuş'un başlattığı reformları iyileştirerek ve üzerine koyarak devam ettirmiştir.
    bugün hiç kimse çocuğunu tedavi ettiremedi yahut ilaç alamadığı için şikayetçi değil. bu millet için kim bir çivi çaktıysa allah ondan razı olsun.
    türkiye'deki sağlık sistemini eleştirenler, rantları elden giden hırsız doktorlar ve bunların destekçileri olan puştlardır. açtırmayın benim bayramlık ağzımı, maç seyrediyorum uzun uzun yazamam rezilliklerini şimdi.
    3 ...
  24. 25.
  25. çökmekte olan sistemdir. günde 10 hastaya bakabilecek doktoru 50 kişiye bakmaya zorlar ve ondan ne hayır gelir orası hiç belli değil.
    0 ...
  26. 24.
  27. ak parti'nin reformları sayesinde rayına oturmuştur.

    beğenmeyenler amerika'ya gitsin!
    1 ...
  28. 23.
  29. bundan 10 sene önce bizden muayene, ilaç farkı vs. ücreti almayan, şimdi ise dolmuşa bindi indi ücreti gibi hastaneye girdi çıktı ücreti alan, aldığı ücrete karşılık hala hastanelerde yığılmalar, beklemeler, kaliteli olmayan bir hizmet yaşatan sistem.
    0 ...
  30. 22.
  31. bir boğaz ağrısı için eczaneye 22 tl ücret ödettiren sistem.

    (bkz: tayyip amcamız sağolsun)
    0 ...
  32. 21.
  33. son 10 senede oldukça mesafe kateden sistemdir. yeterli değil elbet ama eskisi kadar da kötü değil.
    0 ...
  34. 20.
  35. şöyle çalışan bir sistemdir:
    pratisyenler devlet hastanelerinde çalışır, herşey otomatiktir, muayene bile etmez, neyin var diye sorar, anlatırsın, o seni dinler gibi yapar.
    kan testi ister. belki bir saat ömrün kalmıştır ama o doktor kan testi istemesse ölür. test sonuçlarını göstermeye gidersin, adam çıkmıştır, başkasına anlatırsın derdini, dinler gibi yapar, test sonuçlarına bakar gibi yapar, arada diğer doktorlarla makara kukara yapar, ilaç yazar, reçeteyi sana uzatırken muhabbete devam ediyordur, yüzüne bile bakmaz.
    yurdum garibanı bu doktorlara emanettir.
    uzmanlar yokmu, var tabii, özel hastanelerde zenginlere hizmet eder.
    sonra adamın biri televizyonda kıçını yırtar: 'eskiden kuyruk vardı hastanelerde, şimdi varmı', koyun sürüsü hepbir ağızdan 'yoook'.
    yok da doktor da yok angut, resme iyi bak. 30 yaşından büyük doktor gördünmü hastanede sen, yok.
    komşu gitti devlet hastanesine yarım saat geçmeden kanser dediler adama. kanser lan.
    özele gitti sonra, ciğerlere giden damar tıkalı meğerse. utanmasalar ayaküstü kemoterapi yapacaklar adama.
    olsun lan kuyruk yok, devam.
    0 ...
  36. 19.
  37. ebesi ağlatılmış sistemdir. benki ayda yılda bir hastalanan insan bugün gidip (rapor amaçlı) ipe sapa gelmez bahanelerle bir kaç ilaç aldım, ardından eczaneye gittim. pat 30 lira kestiler, çoğuda babanın mayıştan * kesilecek. *

    hani biliyorum sistemin değiştiğini ama işimiz düşmedikçe de nedir anlayamıyoruz. uzun lafın kısası böyle de koyarlar kıçına sfrskz.
    0 ...
  38. 18.
  39. 17.
  40. sağlık sistemi hakkında bolca atılır tutulur. gerçekten de çok aksayan noktalar vardır. fakat kıyaslanacaksa dünya sağlık sistemi ile kıyaslandığında dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden biridir. konuşurken, yazarken yazdıklarımızın içini doldurmak zorundayız. bilimsellik gerekir. türk sağlık sistemini eleştirenlere tek sorum olacak. hangi ülkenin sağlık sistemi türkiye'den iyi sizce? dünya ve avrupa bile bizim sağlık sistemimize dönüş sağlamaya çalışıyor. acil servis hizmetleri avrupa'da kaza yerinde midahale şeklindeydi. yani kaza yerine tüm ekipmanlar gidip zaman kaybetmeden yerinde müdahale yapılıyordu. bizim sistemimiz ise tam teşekküllü hastanelere hızlıca taşıyıp tüm imkanlarla hayatı kurtarmak üzerine ve yolda basit müdahaleleri yapmak üzerine. şimdi avrupa'da bizim sistemimize dönüş yapıyor. bu basit bir örnek.

    dünyanın neresine giderseniz gidin. sağlık sektörü paralıdır ve ücretleri oldukça yüksektir. yani parası olan yaşayabilir, hizmetlerden yararlanabilir. türk sağlık sistemi ise yıllardır dünyadan öndedir. günümüzde nerdeyse herkese sağlık güvencesi veriliyor. maliyetler ise oldukça ucuz(hizmet olarak, malzeme olarak dışa bağımlıyız). bir tomografi ücretini kıyaslasanız tüm dünyada en ucuz ülkeler arasında türkiye'yi görürsünüz. basit bir safra taşı ameliyatı için ingiltere 3 ay sonraya gün veriyor. türkiye'de ise sabah muayene olun, öğleden sonra taşınızı ameliyatla alırlar. amerika'ya sistemimimiz yürüyüş olarak benzer. fakat benzemeyen tarafı herkes bir güvenceye sahiptir. amerika'nın % 40'ının hiçbir sağlık güvencesi yok. yıllar önce bizim de sağlık güvencemiz yoktu diyebilirsiniz. fakat güvencesi olmayanlar bile ilaç alacağında, muayene olacağında başka birinin sigortası üzerinden gidip muayene olur ilacını başkası üzerinden alabilirdi. sizce devlet bunu bilmiyor ve engel olmuyor muydu? engel olmak istese çok kolayca yapabileceği halde mümkün olduğunca insanları kendi imkanlarıyla sağlık güvencesi sağlamaya zorlasa da güvencesi olmayanlara devlet el altından hizmet veriyordu. bizim millet bir imkan tanıdığında onu sonuna kadar sömürür. bugün herkese güvence veriliyor. insanlar gereksiz yere hastaneleri dolduruyor. bizim devlet ise önceki dönemlerde kanunsuz yollarla el altından hizmet vermeyi tercih ediyordu. kim ne derse desin ülkemin çoğu şeyi dünyadan oldukça iyi şekilde insana değer veren yönde... yeterli mi tabii ki değil, keşke daha iyisi olsun. bu benim için bir gurur kaynağı. dediklerime itiraz edenler çoktur. çünkü başka ülkelerde sistemi bilmezler. bana kıyaslayacağınız bir ülke verin onunla kıyaslayalım. iran bizimle yarışır belki ama yine de onların sağlık güvencesine sahip insanları bizden daha az olarak eleştirilebilir. bir arkadaş sağlık sistemi bakımından dünya sıralamasına atıfta bulunmuş. o listeyi hazırlayanlar o listenin en üstüne elbet kendilerini yazacaklar. yoksa türkiye'den geriyiz diye yazacak halleri yok. bu tür propagandalara kanmayın. ilaç fiyatları onlar üretip sattığı için pahalı. bugün bir kanser ilacının fiyatı 8 milyar. bir kanserli hasta kısa dönemde ölecek bile olsa devletimiz bu ilacın parasını eğer ilaç faydası ispatlanmışsa ödüyor. ingiltere de kanser hastalarının ilaçlarının devlet tarafından ödenmediğini biliyor muydunuz? sanki orda kanser olmak bir suç. yukardaki arkadaş ingiltere'de günlerdir beklemediği iddiasında bulunuyor. daha geçen gün ingiltere'DEN bir ürolog profesör kendi yaptığı bir ameliyat yöntemi üzerine hastanemize geldi. ameliyatı bizzat yaparak video konferans yöntemiyle başka ülkelere de yayın yapıldı. ameliyat olacak hastaya daha sabahleyin teşhis konduğunu ve ameliyata alındığını öğrenince çok şaşırdı. ingiltere'de bu işlemlerde aylar sonraya gün verdiklerini söyledi.

    tüm dünya'da bizim gibi gelişmekte olan ülkeler(aslında geri kalmış ülkeler demek gerekir) hastalıkların bolca bulunduğu ülkelerdir. bunun sebebi zamanında yeterli sağlık harcaması yapılmamasının geleceği karartıp yükü daha çok artırmasıdır. yani ufak bir sağlık problemi zamanında tedavi edilmediğinde daha çok masrafa ve zarara yol açar. bir örnek vereyim. mesela böbrek hastaları zamanında yeterince doktora ulaşıp tedavi olsaydı hastalıkları geciktirilir ve daha uzun süre böbreği ile yaşayabilirdi. zamanında böbreği tedavi olmayanlar ya ölüyor veya hastalıkları iyice ağırlaşınca doktora gitmek zorunda kalıyorlar. ülkemizde yeterli nakil yapacak böbrek olmadığı için her yıl 5000 yeni böbrek hastası ortaya çıkıyor. nakil ise 1000 bile değil. yani katlanarak hasta sayısı artıyor. bunların ortalama yıllık diyaliz masrafları kişi başı 20 milyar ve bu devlet tarafından tamamı karşılanıyor ve ülkemizde 70.000 civarı diyalize giren böbrek hastası var. diğer sorunları için harcanan paralar da cabası... günümüzde herkes sağlık sistemine daha kolay ulaşabildiği için gelecek yıllarda yeni böbrek hastalarımızın sayısı azalacaktır. bir araştırmaya göre her ülkede böbrek hastası olmaya aday kişiler toplumun% 8'i civarı. yani 70 milyonluk bir ülkede 5 milyon 600 bin kişi hasta olmaya aday. bunların sağlık sistemi sayesinde ne kadarının böbreğini kaybedip diyalize gireceğini, ne kadarının tedavi olacağını göreceğiz. geçmişte sayı yüksek ve bu büyük bir masrafa yol açıyor. ilerde günümüzde herkesin hastaneye ulaşmasının neticesi olarak böbrek hastalarının azalması bekleniyor. amerika veya diğer zengin yabancı ülkelerin böyle sorunları pek yok. böbrek nakli ile olayı çözmüşler. bizde ise bağış oldukça düşük, hasta sayımız gelişmiş ülkelerden çok çok fazla, geçmişin bedelini ödüyoruz, zamanında rahat sağlık sistemine ulaşamayan insanlar çok zor durumda kalmadıkça hastaneye gelmediklerinden ilerleyici hastalıklar genelde son safhada tedaviye ulaşıyor... bu arada ekleyeyim. o kadar çok diyaliz merkezimiz var ki biz bu böbrek hastalarına çok iyi bakıyoruz. keşke zamanında böbrek hastası olmalarını önleyebilseydik. diyalizde o kadar ileriyiz ki avrupa'dan ve israil'den bir çok turist türkiye'ye gelip diyalize giriyor. ülkemiz ameliyatlar konusunda da oldukça ileri olduğundan bir çok yabancı türkiye'ye gelip ameliyat oluyor. ben sağlık sistemini şuna benzetiyorum. şu an ne kadar çok şey yaparsan yap, bir sistem mükemmel olsa bile yıllar önce kurulan bir şehirde yol yapılmamışsa, köprü yapılmamışsa, oturulacak evler yapılmamışsa, yeterli kaynak ayrılmadıysa şimdi çok şey yapsan bile yeterli olmaz. dünya bile bir günde kurulmadı. insanlar elinden geleni yapsa da yeterli ve zamanında yapılmayan, harcanmayan paralar katlanarak çıkıyor. sen mükemmel bir yol yapsanda o yolda giden araçlar önceki yol yüzünden bozulmuşsa bu mükemmel yolda giderken bile çok arıza yapacaklar. yani sağlık sisteminde bir sonuç alıp alınmadığını görmek için bir kuşak geçmesi lazım. mesela hastalara adam gibi davranan doktorla, adam yerine koymayan doktora bakarsan birinin yaşı hayli ilerlemiştir. onlar yerini yeni gelenlere bıraktıkça eski hantal yapılar, hantal kalan yapılar temizlenecektir. zamanında imkansızlıklar, yetersiz bilimsel gelişme ve yetersiz imkanlar yüzünden geri kalmışız ama yine de insan odaklı bir ülkeyiz.

    gelişmemiş ülkelerle gelişmiş ülkeler araında sağlık harcamaları çok farklı. gelişmekte olan ülkeler çok fazla hastaya sahip aynı zamanda fakir olduğu için bütçelerinin çoğunu harcasalar bile yeterli gelmiyor. fakirlik hasta yapıyor, hastalar masrafları artırıp fakirleşmeye destek veriyor. bir fark daha var. gelişmekte olanlar gelişmiş ülkelerden ilaçlar alarak parasını dışarı veriyor. mesela gelişmiş bir ülke olsaydık bir nükleer santralimiz olsaydı her yıl nükleer tıpta kullanılan radyoaktif maddeler için dünyanın parasını vermezdik. kendi radyoaktif maddemizi kendimiz üretirdik. nükleer tıpta kullanılan maddeler iyot-123'tü sanırım sadece 12 saat etkili. uçakla bir yabancı ülkeden gelip kullanmak oldukça zor. yerine daha uzun süre etkili olan iyot-131 kullanıyoruz. sonuçta radyasyon hastada kanserli hücreyi yok ettikten sonra kendisi de kanserojen olduğu için kısa etki süresi olmalı. şimdi bir radyoaktif veriyoruz ve eğer radyoaktif madd yeni gelmişse hasta üzerindeki radyasyonun geçmesi ve çevredekilere zarar vermemesi için bir odada yatıp kalkmak zorunda kalıyor. bir nükleer santralimiz olsa hem kısa etkili radyoaktif madde kullanarak hastayı ve çevresindekileri radyasyonun zararlı etkilerinden korumuş oluruz, hem dünyanın parasını dışardaki ülkelere vermekten kurtuluruz. yeterli zenginliğimiz olsa su gibi kaynakları daha temiz yapan tesislerle, iyi bir beslenme programıyla bir çok hastalık önlenir. bazı aksaklıklar sağlık sisteminden değil yetersiz gelişmişlikten kaynaklanmakta... birde bakış açısı lazım tabi. mesela iran böbrek hastasına sahip değil. diyalize giren bir allah'ın kulu yok. diyaliz makinalarına yatırım yapmak ve diyaliz masraflarını karşılamak yerine vatandaşlarından böbrek satın alıp böbrek nakli yapıyor. biz ise organ naklinin dinimizce bir mahsuru olmadığı halde dine uygun olup olmadığını sorguluyoruz. vermemek içi bahane işte. kültürsüzlük göstergesinden başka bir şey değil. öldükten sonra organlarımız ne işe yarayacaksa...
    0 ...
  41. 16.
  42. acilen değişmesi ve kendini yenilemesi gereken sistemdir. gitgide amerkian sağlık sistemine benzemektedir ki bu sağlığın tamamen para ve sigorta şirketlerinin kar marjına dayandığı bir sistemdir (bkz: sicko).parası olan ile parası olmayanın eşit standartlarda sağlık hizmeti aldığı, hastaların tedavi olmak için günlerce beklemediği, ilaçların fahiş fiyatlarla satılmadığı bir düzen getirmek çok zor değildir.ingiltere ve fransa bunun en iyi örneğidir.kısaca zenginlerin fakirlere yardım ettiği sosyal bir dayanışma sistemi vergiler sayesinde rahatlıkla uygulanabilmektedir.

    iktidardakiler her ne kadar en iyi 20 ekonomiden biri olduğumuzla övünselerde, sağlık sıralamasındaki rezilliğimiz örtmeyi başaramamışlardır.Türkiye dünya sağlık sistemleri sıralamasında 70'inci sıradadır. nikaragua'nın yalnızca bir adım üstündedir.

    http://www.photius.com/rankings/healthranks.html

    isteyen buradan bakabilir.

    sonuç olarak biz halk olarak bu durumu protesto etmedikçe kimse bizim için bu sistemi değiştirme riskine girmeyecektir.devlet halktan korkmadıkça(fransa'da olduğu gibi ki biz buna gerçek demokrasi diyoruz) halk hiçbir isteğine kavuşamayacaktır. fakat bu sistemin değişmesi ve yenilenmesi kesinlikle gereklidir.esas soru peki bunu nasıl gerçekleştireceğiz?
    0 ...
  43. 15.
  44. her gün yeni kararlar yeni yönetmelikle sayesinde özel tıp merkezlerini özel hastaneleri bezdirip bütün hepsini devletleştirip kendi yükünü azaltmaya çalışan sistemdir.
    0 ...
  45. 14.
  46. sistem demeye utandığımız bir düzensizlikler abidesi..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük