günümüzde ciddi yatırımlar yapılarak laboratuvarlar, fabrikalar, test merkezleri kurulmaktadır. takdir edilmektedir ki, savunma yatırımları, diğer yatırımlar gibi 3 yıl için fizibıl olabilen yatırımlar değildir. Bu hızla gidilirse yaklaşık 15-20 yıl içinde ciddi savaş uçakları %100 türk olarak üretilebilecektir.
günümüzde türkiye'nin savunma malzemeleri ihracatı ithalatını geçmiştir. dahası ithalatta son dönemde ciddi oranda azalma var. kısaca hava unsurları haricindeki bir kulvarda ithalat kalmadı gibi. kara araçlarında üretilemeyen hiçbir şey yok. deniz kulvarında ise en önde gelen denizaltılar, korvetler, hücum botlar, en büyük savaş gemileri olan fırkateynler hatta lpd sınıfı küçük helikopter ve uçak gemileri üretecek teknolojiye sahibiz. hatta tip 214 tipi denizaltılar şuanda ülkemizde üretiliyor. çıkarma gemileri üretilip deniz kuvvetlerine teslim bile edildi ihracatı için uğraşılıyor. silahlı hücumbotlar başta arap ülkeleri olmak üzere şuanda ihraç edilmekte. korvet üretimi zaten tamam bunun üzerine fizibilitesi tamamlanmış tf-2000 sınıfı fırkateynlerin üretimi başlıyor tamamen milli olmak üzere. sedef marine tarafından lpd sınıfı uçak ve helikopter gemisi de ülkemizde üretilecek. kısaca 10 yıllık periyottan sonra bu alanda da üretilemeyecek bir şey kalmayacak. hava tarafına bakacak olursak teknoloji transferi ve uygulama faaliyetleri hat safhaya ulaştı. anka a üzerine anka b silah taşıyabilen model geliştiriliyor silahları ile birlikte. aynı zamanda tei hem bu uçak hem hürkuş hem de beşinci nesil avcı uçağı için motor geliştirme yatırım ve faaliyetlerine devam ediyor. üretilmiş olan hürkuş uçağı alanında en iyi hafif saldırı ve eğitim uçağı olma özelliği taşıyan pc-21 ile aynı klasmana sahip ki bu uçak amerikan t-6 texan ii modelinden bile daha iyidir. hürkuş uçaklarını da yerli mühimmatlar ile donatma çalışmaları da devam etmekte ve 3 yıldan az kısa süre alacak. aviyonik geliştirmede de gayet ilerideyiz dahası hedefleme podu üretebilen bir ülkeyiz*. füze teknolojişinde kısa ve orta menzilli kullanım maksadına göre değişebilen her türlü füzeyi üretecek teknoloji birikimine sahip olmakla birlikte uzun menzilli füze geliştirme çalışmalarına başladık. ft-2000 savunma sistemi projesinden sonra bu alanda da pek fazla eksiğimiz kalmayacağını düşünüyorum. tf-x projesinde ise kavramsal tasarım bitti muhtemelen 2 farklı varyasyonda uçak üretilecek birisi çift motorlu olmak üzere. uçakta kullanılacak olan materyaller ve teknolojinin geliştirmesine ssm tarafından start verildi. jet motor teknolojisinde de gidebileceğimiz yere kadar gideceğiz. bu alanda da teknoloji transferi ve geliştirme çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. her alanda hiç olmadığı kadar arge payı ayrılıyor ve sonuçlarını hem kısa hem de uzun vadede alacağız. som gibi olaylara hiç girmeme gerek yok zannediyorum. uydu teknolojisinde de yapabileceklerimizi gösterdik yetmedi ülkemizden uydu fırlatabilecek seviyeye gelmemiz için çalışmalar başladı. olayı gayet yakından takip eden ve mesleğim üzere bazı taraflarına vakıf olduğum birisi olarak geleceğin çok güzel olacağını buradan gayet net söyleyebilirim. daha birçok konuya değinmedim üşendiğimden. "savunma sanayi var mı ki" gibisinden beyni 1980 lerde kalan bireyleri uyandırmasakta olur zannediyorum. kara araç ve mühimmatlarında artık olayı ülke olarak tamamladık, donanmada önümüzde 10 yıl kadar var o da denizaltı, korvet ve hücumbot gibi yeteneklerimizi saymazsak. yoksa zaten şuanda üretiyoruz. hava sanayisinde de asıl atılımı yapmak için önümüzde 20 yıl kadar var, burada da zaten uçan hava araçlarına sahip olduğumuzu unutmamak gerekir.
--spoiler--
--- Aselsan'dan Ar-Ge'ye dev yatırım ---
Şirket, 2010-2013 arasındaki dönemde Ar-Ge harcamalarını 378 milyon liradan 728 milyon liraya çıkardı; geçen yıl toplam ihracat yapılan ülke sayısını 47'ye yükselten şirket, yurt dışından 213 milyon dolar tutarında sipariş aldı.
Aselsan, 2010-2013 arasındaki dönemde Ar-Ge harcamalarını 378 milyon liradan 728 milyon liraya çıkardı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, kritik teknolojileri kullanarak özgün milli ürün ve sistemler geliştiren Aselsan, Ar-Ge yatırımlarıyla da yurt içinde mevcut olmayan teknolojilerin kazanılmasında önemli mesafe katetti. Şirketin uzun vadeli hedeflerine ulaşılması açısından Ar-Ge harcamaları önemli oranda artırıldı.
Bu çerçevede Aselsan, 2010'da 378 milyon lira, 2011'de 447 milyon lira ve 2012'de 581 milyon lira tutarında Ar-Ge harcaması yaparken, 2013'te söz konusu rakam 728 milyon liraya yükseldi. Ayrıca, bu merkezlerde çalışan personel sayısı da arttı. 2009'da bu merkezlerde bin 469 personel istihdam edilirken, bu sayı 2013'te 2 bin 293'e ulaştı.
- 47 ülkeye ihracat
Geçen yıl 2 milyar 171 milyon lira net satış yapan şirketin aynı dönemdeki karı ise 238 milyon lira oldu.
ihracat yapılan ülke sayısını, geçen yıl 47'ye yükselten şirket, 2013'te yurt dışı pazarlarda yaptığı sözleşmelerle 213 milyon dolarlık sipariş aldı.
Yetişmiş insan gücü sağlamasının yanında, sanayinin teknoloji geliştirme faaliyetlerine katkı yapan 24 üniversiteyle işbirliği kuran Aselsan, 2009'dan bu yana bu üniversitelerle 240 projede 132 milyon dolar tutarında işbirliği sağladı.
Küçük ve Orta Büyüklükteki işletmeler (KOBi) ve yan sanayi firmaları ile çeşitli alanlarda işbirliklerine de giden Aselsan, 2013 yılı içerisinde yapılan işler karşılığında 332'si KOBi olmak üzere 399 yurt içi alt yükleniciye 280 milyon dolar ödeme yaptı.
Personelin yüzde 60'ı mühendis, yüzde 27'si teknik personel olan şirketin, çalışanların yüzde 35'i lisansüstü eğitime sahip.
Kaynak: AA
--spoiler--
geçmişte ürünleri 2-3 dakikalık videolar ile geçiştirilir iken, bugün yarım saatte bir kısmı ancak anlatılan sanayidir. bilinenlerden çok daha fazla ürün üzerinde argesi devam etmektedir.
Gazi Üniversitesi, kamu ve sanayi kuruluşları ile gerçekleştirdiği işbirliklerine bir yenisini daha ekledi. Gazi Üniversitesi, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ arasında Savunma Sanayii için Araştırmacı Yetiştirme Programı (SAYP) Mutabakat Metni; Gazi Üniversitesi, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Roketsan AŞ arasında Savunma Sanayii için Araştırmacı Yetiştirme Programı (SAYP) Mutabakat Metni ve yine üniversitemiz ile TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ arasında KO-OP ve işyeri Eğitimi Protokolü nedeniyle imza töreni düzenlendi. Bu protokollerle savunma sanayinin yetişmiş eleman ihtiyacının giderilmesi ve lisansüstü tezlerin seçiminde de sektörün ihtiyaçlarının göz önünde tutulması hedefleniyor.
imza töreni Gazi Üniversitesi Rektörlük Senato Salonunda 20 Şubat tarihinde yapıldı. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber törende yaptığı konuşmada, tarihi bir gün yaşandığına dikkat çekti. Büyükberber, Gazi Üniversitesinin mühendis yetiştiren 2 fakülte ve 11 meslek yüksekokulu ile teknik anlamda çok iyi bir üniversite olduğunu belirtti.
Her geçen gün gelişme gösteren. Ciddi anlamda insanın göğsünü kabartan sanayi. Havacılık sektöründe TUSAŞ(tai) çok ciddi çalışmalar içerisinde. Öte yandan ASELSAN, havelsan, roketsan vb. Oluşumlar da. Her gecen gün gelişim gösteriyorlar. inanıyorum ki kısa bir süre sonra dünya pazarında güçlü bir savunma sanayii olacağız. Türk insanın azim ve kararlılığını gözler önüne sereceğiz.
Soguk savas doneminde rusya'ya karsi abd tarafindan desteklendigimiz icin cok fazla ihtiyac duymadigimiz ama gunumuzde fazlasiyla eksikligini hissettigimiz sektor.
Su anda en acil ihtiyaclar soyle:
alcak, orta ve yuksek irtifali hava savunma sistemi.
nedense çoğu yazar hem iktidarı sevmediğini belirtiyor hemi de iktidarda kalsınlar diyor. ilginç tabi.
hayır bu kafayla bi zilah falan yaparlarsa dönüp bizi vurur.
sanayidir.
