ben de bir ekleme yapayım... bizans kimden etkilenmiş olabilir? bizans sanatında sadece batı müziğine mi sadık kalmış?
bizans müziğinde de yine bu coğrafyadan izler buluyoruz...
aslında kimse müziğinin ilk sahibi değil...son sahibi de değil.
buradan bunu anlıyoruz.
türk sanat müziği dediğimiz müzik için kökü bizans demiştim bu yanlış olmuş..
bizansın kökü neresi? o zaman bunu da sormak icap ediyor. cevabı az çok hepimiz biliyoruz gerçi..
Eklemek isterim Klasik arap müziği(özellikle mısır klasikleri) ile birebir aynı diyebiliriz. Kullanılan formlar ve makamlar enstrumanlar aynı, ses sistemi aynı. Makam adları da aynıdır. Hicaz, rast, uşşak bayati vs.
bir arkadaş bizans müziği ile aynı şey olduğunu iddia etmiş... (bkz: #43935208)
doğrudur büyük oranda bizans musikisinine dayanır..
ama bu coğrafyanın geçmiş kültürü zaten bizim özümüzdür..
bizler kültür yok edicisi değil, sürdürücüsüyüz demektir bu..
türkler tanıştıkları sanatları sahiplenmişler.. bu bunu göstermektedir.
bizansın sanatını almışız kendi özümüzle dilimizle yoğurmuşuz biz bizans olmuşuz bizanz biz olmuş...
ne var bunda? hiç gücüme gitmiyor...
klasik musikimiz isterseniz saray müziği deyin bizimdir... yüreğimize dokunuyor mu? gerisi önemli değil..
kaldı ki türkü formunda da saadettin kaynak üstat başta olmak üzere pek çok örneği de mevcuttur.
kökleri bizans ama dili biz olmuş.. bu hazine bütün dünyanın ortak malıdır artık.
sanatın doğusu batısı, seni beni olmaz... sanat dünyanın ortak ürünüdür. dünyanın bir diğer ucundan gelen ezgi hamurumuza karışmıyor mu sanki hala daha? kim kimden faydalanmıyor bu hususta....
klasik formdur. belli kalıpları ve çizgileri vardır. orkestrasında türk sanat müziğinin köşeli tavrına en çok uyum sağlayan yaylı ailesi ağırlıktadır. diğer ensturman öğeeleri tambur, yaylı tambur, ud cümbüş, klarnet ritm sazlardır, bestekarın aranje yeteneğine ve hissine göre kullanacağı enstrumanlar değişebilir. orhan gencebay türk sanat müziği formunda yazdığı bir çok bestede elektro bağlama dokunuşları kullanmıştır.
kısaca belli bir duyum ve kalıbı vardır, o kalıbın dışına çıkarsanız ve yine aynı ses sistemini kullanırsanız, müziğiniz biraz daha serbest türk müziği olarak değerlendirilir eğer batı sesleri kullanırsanız hafif batı müziği olarak değerlendirilir. duptıs duptıs yaparsanız pop derler, elektro gitar falan katarsanız rock derler falan, derler de derler.
Valla bence bir şey harmanlandığı vs yok. Türk sanat müziği denilen müzik istanbul'un ve bir kaç büyük şehir merkezinin dışına çıkabilmiş bir müzik dalı değil. Radyo denen yavur icadı alet yaygıblaşana kadar Anadolu insanın kulağı bu müziği duymuş bile değildir. O yüzdendir ki Türkülerle en ufak bir benzerlik göstermez. Ama öte yandan misal Azerbaycan türküleri kafkas ve iran etkileri Bariz görünüyor işte bu etkilenmedir. Yine balkan türküleri de komşu milletlerin ezgileri açık şekilde görülür bu da etkilemedir. Ama Türk Sanat müziği daha doğrusu saray müziği bariz kopyala yapıştır gibi bir şey. içinde Türk kültürüne ve müziğine dair en ufak bir nüans bile yok.
işbu şarkı farsların rast'ını hatırlatıyor. müzik kültürü böyle bir şey işte, hepsi birbirinden bir şekilde etkileniyor. ancak hepsinin de ayırt edici özelliği var. çekirdeğin ne olduğu mühim değil ekilip biçildiği yerde farklı bir tatta meyve ortaya çıkıyor.
bu tür iddialar osmanlı müesseseleri için de yapılmıştı ancak fuad köprülü merhum ''bizans müesseselerinin osmanlı müesseselerine tesiri'' başlıklı bir dizi makale kaleme almıştı. türenek noktalarından binlerce km ötede yurt tutan bir millet onlarca farklı kavimden bir koku almıştır ancak türkler bu konuda gayet özgüvenli oldukları için bu aslında onların adeti, göreneği düşüncesine kapılmamıştır. kendisiyle harmanlamış ve yeni bir veçheye sokmuştur müziği.
iyi örnekleri olmakla beraber kötü örneklerini de rastlarız.
Tavsiyem odur ki, popülerleşmiş eserlere değil, daha az seslendirilen eserlere ulaşmaya çalışın.
Sanat müziğinin vitrininde olan 100 150 şarkıyı dön dolaş okuyan, kolaya kaçan sözde radyo sanatçıları görevlerini layıkıyla yapıyorlar mı acaba?
Görevlerini yapmakta olanlar nedense azınlıkta.
Yine de onları Radyodan, sosyal medyadan bulmak mümkündür efendim. Ancak Onların vesilesiyle, icralarını dinleme yoluyla sanatımızın deryasıyla buluşabiliriz. Dinleyenin de çabasına ihtiyaç var.
Son olarak, bizler müziğimizi Bizlere sunulandan ibaret sanmaktayız, oysa ki bize sunulan fikrimce, tsm'nin en kalitesiz, en bayağı, en arabesk örnekleridir.
Kim ki Tsm'yi halkın talepleriyle biçimlendirmeye kalkıyor, buna alet oluyorsa, müziğimize hizmet bir yana, ihanet ediyordur efendim.
bana hep istanbulu anlatır nedense. türk sanat müziği değilde istanbul sanat müziği gibi. zeki mürenleri, özdemir erdoğanları, müzeyyen senarları, emel sayınları vs vs daha niceleri. eski istanbulu çok bilmesem de bunları dinlerken zihnimde o güzel istanbul canlanır sanki. bu müzikleri dinlerken kendimi anadoluda hissedemiyorum nedense. anadolunun ise havası belli. neşet ertaş deyince hemen bozlak. onu dinlerken de istanbul canlanamıyor gözümde anadolu canlanıyor. velhasıl kelam çok güzel şeylerimiz var her branşta aslında. değerlendiremiyoruz sadece maalesef.
zeki mürenin sahneye ve söyleyiş tarzına getirdiği yeniliklerden sonra klasik türk musikisindeki fasıl geleneği sona ermiştir. giderek değişen bu müzik türü zamanla türk sanat müziği adını almıştır. şuan maalesef unutulmaya yüz tutmuş değerli bir kültür mirasımız olarak tarihin tozlu raflarında yerini almıştır.
kim ne derse desin zeki müren öldüğü gün ülke içindeki popülerliğini yitirmiş, mevlidi de muazzez ersoy tarafından yapılmış artık nostaljik olarak algılanan özü saray elitlerine dayanan müzik türü. Tarkan tarafından diriltilmek istendi ama albümünde seçilen şarkılar yanlıştı. Rekor kırabilecek bir albümü sabote ettiler resmen.
Ben de dinliyorum ara sıra. ancak artık tarihe karışmış müziktir diyebiliriz. "geleneği" türk müziğindeki diğer türlerde sürmekte. Özellikle şiirseliğini yoğun olarak hissettiğiniz şarkılar Türk sanat müziği köklerinden gelir. (bence)
