elveda meyhaneci artik kalamiyorum
bir baskayim bu aksam sarhos olamiyorum
ayni kadeh ayni mey bir tad alamiyorum
allahim bu nasil sey sarhos olamiyorum
Unutulmuş birer birer
Eski dostlar, eski dostlar
Ne bir selâm, ne bir haber
Eski dostlar, eski dostlar
Hayâl meyâl düşler gibi
Uçup giden kuşlar gibi
Yosun tutan taşlar gibi
Eski dostlar, eski dostlar
Unutulmuş isimlerde
Bilinmez ki nasıl, nerde
Şimdi yalnız resimlerde
Eski dostlar, eski dostlar
Var mı? şimdi böyle güzel sözler şimdilerde. insan aşık olmasın da ne yapsın, sözlük dostları.
hergün mutlaka bir-iki eser dinledemeden rahat edemediğim müzik türü. fakat genç popçulara ve rockçılara şöyle bir serzenişte bulunmak isterim müsaade ederseniz; "yapmayın, türk sanat müziği eserlerini coverlamaya çalışmayın, rock'a uyarlamayın veya pop türünde yapmayın veya ne bileyim opera tarzında bile yorumlamaya çalışmayın. yapmayın o karıyın amına koyim yapmayın. yapmayın gırtlaklarını siktiklerimin yapmayın. bırakın bu güzel müzik türünü. siz gidin kendi sikindirik şarkılarınızı adam etmeye çalışın. tsm söylemeniz eksik kalsın."
rica ediyorum yapmayın. bırakın o eşsiz müzik ve sözler eskisi gibi kalsın.
her türk gencinin hayatında bir kere olsun gerçekleştirdiği eylemdir.
ister marilyn manson dinle ister rammstein ister metallica. ne dinlersen dinle, elbet bir zamanlar sende yaşamışsındır bu aşkı. sen ondan seni hüzünlendirmesini ağlatmasını beklemişsindir. o karşılıksız sevmiştir seni. tek duble rakı atmanı istemiştir, atmışsındır. en büyük mezesidir rakı sofralarının. müzeyyen senar'a, zeki müren'e, neşe karaböcek'e vurulmaktır. ses'e aşık olmaktır. biraz efkar doludur bu aşk. biraz mazoşistlik ve biraz da gözyaşı. yersiz yersiz mırıldanırsın bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım istanbul'un diye. yeri gelir, her yerde ararsın onu. onda duyduğun efkarı, kederi, derdi. sevmişsindir onu bir kere, yoktur dönüşü. ne sen ondan, ne de o senden ayrılır.
