örnekler sadece bununla da sınırlı değil maalesef. bazı reklamlar da insanı ekrana kilitliyor, "vay be ne yaratıcı reklam ama" diyorsunuz, iki gün sonra bir bakıyorsunuz, reklam yurtdışından aşırma, ya başka bir reklamdan ya da bir filmden.
ürünün adını ne kadar çok tekrar edersek o kadar iyidir mantığından acilen kurtulması gereken sektördür. nasıl bir pazarlama stratejisi, nasıl bir hedef kitle belirleme mantığıdır anlamak mümkün değil. üç beş kişi bir araya gelmiş lan biz bu malın adını 45 sn boyunca en fazla nasıl tekrar ettiririz diye düşünmüş düşünmüş böyle bişey çıkmış ortaya.
serdar ortaç klipleri gibidir, 3 yarıçıplak kadının oyunculuğu ile çekilir çoğunlukla ve "satılan ürün kadın mı yoksa araba-çikolata-sakız her neyse o mu" diye düşündürtür genelde..
içler acısı haldedir. yaratıcılıktan uzak,en ufak bir zeka pırıltısı olmayan tatsız tuzsuz reklamlarla aldıkları onca paranın tek kuruşunu haketmeyen sektördür.
ünlü kişilerle cevrilen sahte senaryoların kronikleşmesi sonucu dibe vurmuş halde olan sektör.
birbirini tekrarlayan sacma sapan reklam kampanyaları yerine yaratici akilda kalici ve ürünün satılacak olduğu kiteye dönük gercek insanlarla ve senaryo ile görsel açıdan zenginlesmesini istediğim sektör.
saflar mı yoksa bizi mi sikiyorlar, bazen çözemiyorum.
zamanında thy ''77 santimin kıymetini oturanlar bilir'' diye reklam yaptı. şimdi bu cümleyi duyunca aklına fesatlık gelmeyen tek bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı yoktur. varsa da adresini söylesin, mağaradan çıkması için vinç çağırayım.
ayrıca şu an televizyonlarda dönen ice tea reklamında wesley sneijder ''yengeniz hararet yapınca lipton ice tea içiyorum'' diyor. bunu duyunca da kimsenin aklına yolanthe yengenin bir karbüratör olduğu gelmiyordur. yenge, hararet, kadın. bunları yan yana koyunca zaten hep seks.
burası türkiye ve kullanılan dil de türkçe. yani lastik gibi öyle bir uzatırsın ki, bir bakarsın laf dönmüş dolanmış sana girmiş. dikkatli olmakta fayda var.
böyle kozları elimize vermeyin. ulan! lastik gibi dil demiştim di mi?