ülkemiz gençleri, ergenleri üzerinde kişilik bozulmalarına yol açabilecek akım.
stres atmak, kafa dağıtmak vb. sebeplerle bu tarz müzikleri dinleyen insanlara hiç kimsenin eleştiri düzme hakkı yok.
fakaaat, sertaç ordar, demet pakalın, hande emer gibi sanatçıların(!) seslendirdikleri parçaları dinlemekten de öteye giderek benimseyen, içselleştiren, bütünleşen bir kuşağın bireyleri var artık karşımızda. bu tarz parçaları hayat felsefeleri ile birleştiren insanlar maalesef yeni nesil kamiller, kezbanlar olarak hayatlarını sürdürüyorlar. bu yozlaşmaya kişisel gelişim konusunda hiç bir katkı sağlamayan, tek düze, ezberci mekteplerimizin katkısını da unutmamak gerekiyor. akademisyen, avukat, doktor, mühendis olarak karşınızda görebiliyorsunuz bu insanları...
Tak şu sepeti koluna herkes kendi yoluna Arama sorma boşuna gitmiyor hoşuma lalalalalaa
sokakta senin gibi am göt memeden, et parçasından öteye gelişemeyen bireylerden yürünmüyor zaten...
yazlık mekanlarda çalınan radyolardan duyduğum kadarıyla bok gibi bir durumda. can çekişiyor. hatta ölmüş. dinleyici kitlesini de hemen ayıklayıp ötekileştirebilirim. o denli kalitesiz. 2000li yıllarda boka batmıştır kısacası.
serdar ortaç sonrasına bakarsak beş dakikada yazılmış birbirinin aynısı şarkılar, müzikler(!), ritmlerdir. bomboştur. nerdeyse içinde hiçbir enstrümanın sesi duyulmaz, hiçbir emek nerdeyse yoktur. sadece bilgisayardan ayarlanmış bir cıstak cıstak ritmi üzerine 5-6 mısra söz vardır. buna da müzik demek gerçek müziğe hakaret olur.
popüler kültürün ortaya çıkardığı tüket at mantığıyla müzik piyasasında yer alan, dışardan alınan kültürler ve pop kültürünün getirmiş olduğu hafif yozlaşmalarla ortaya çıkmıştır. zaten ülkemizde şöyle bir bakıldığında durmadan üreyen tv ve radyo kanalları, klip programları devamlı üretilip akabinde hızlıca tüketilen müzik piyasasında en dayanıklı şarkıcıların bile kısa sürede eskimesine neden olmuştur.
bu bağlamda popüler kültürü elinde tutan medya patronları, bir hamburger gibi sömürülen bu müziğe yönelmiş ve bunu en iyi şekilde pazarlamayı hedeflemişlerdir.
(bkz: erol köse)
ancak tabii ki de arabesk de yalnız bırakılmamış, pop biraz arabeskleşmiş arabesk de biraz poplaşmış ve bu oluşan çorbadan türk pop müziği çıkmıştır.
iki ayrı kültürün etkisinde kalan avrupa'daki türk genci aslında buna en iyi örnektir.
(bkz: ismail yk) bir yanda türk değerleriyle yetiştirilen bu gençler bir yandan da avrupa kültürüyle soyutlanmış ve kendilerince ister istemez yeni pop türevleri çıkarmışlardır ki bu konuyu geniş olarak yazacağım.
hepimizin kulağına, sevsek de sevmesek de yerleşen parçaların türüdür. sezen aksu ve onno tunç'un öncelik yaptığı müzik türüdür. onların birlikte çalışmaları zamanında türkçe pop müzik denen kavramın tam olarak oturmasına yardımcı olmuştur. Arkasından gelen tarkan'lar, mustafa sandal'lar tabiki unutulmamalıdır. ozan çolakoğlu'nun aranjörlüğünü yaptığı tarkan'ın ilk albümleri de bu müzik türünün iyice sağlamlaştırılmasında önemli rol oynamıştır. aşkın nur yengi, hakan peker gibi isimler de 90'lar da kendilerini göstererek piyasalarda sağlam yer edinmişlerdir. doğulu kardeşlerin de yaptıkları az değildir. çıkardıkları albümlerle onlarda bu türe yardımcı olmuşlardır. son zamanlarda ise pop müzik kavramı teoman ve şebnem ferah'la biraz daha farklı bir hal almıştır. kimse bana teoman ve şebnem ferah'ın rock müzik yaptığını savunmasın. ''rock'' felsefesi çok daha farklıdır. eğer ülkenin en ünlü müzik kanallarında bu ''rock'' yapan kişiler hep zirvede kalıyorsa, onlar rock müzik yapmıyordur. ülkemizde, her sanat dalında, ticari kaygının olduğu kesindir. yaptıkları işi tam olarak istedikleri gibi yapmaktan kaçınırlar. ''acaba insanlar ne düşünür?, yoksa şurdaki 16'lığı 4 lük mü yapsak insanlar daha iyi anlar?, gitarların overdriver'larını kısalım bence, metal diyip almazlarsa albümü?''..
türk pop müziği denen bir kavram artık vardır. 90'ların başındaki tarkan'ın ilk albümü bu tarzın artık varolduğuna tanıklık eder. aynı zamanda mustafa sandal'ın gölgede aynı albümü de unutulmamalıdır.
edit: tabiki ilhan irem'ler erol büyükburç'lar unutulmamalıdır ama onların tarzı dönemin avrupadaki pop müziklerinin takliti olduğu düşünülürse, karakteristik bir yapıya sahip değillerdir. ajda pekkan da bu kategoridedir.
artık koca bir arşive sahip müzik türüdür. zaman zaman klasikleri, yeni yorumlarla karşımıza çıkmaktadır. iyi de olmaktadır.
(bkz: türk pop müziği klasikleri)