serdar ortaç sonrasına bakarsak beş dakikada yazılmış birbirinin aynısı şarkılar, müzikler(!), ritmlerdir. bomboştur. nerdeyse içinde hiçbir enstrümanın sesi duyulmaz, hiçbir emek nerdeyse yoktur. sadece bilgisayardan ayarlanmış bir cıstak cıstak ritmi üzerine 5-6 mısra söz vardır. buna da müzik demek gerçek müziğe hakaret olur.
yazlık mekanlarda çalınan radyolardan duyduğum kadarıyla bok gibi bir durumda. can çekişiyor. hatta ölmüş. dinleyici kitlesini de hemen ayıklayıp ötekileştirebilirim. o denli kalitesiz. 2000li yıllarda boka batmıştır kısacası.
ülkemiz gençleri, ergenleri üzerinde kişilik bozulmalarına yol açabilecek akım.
stres atmak, kafa dağıtmak vb. sebeplerle bu tarz müzikleri dinleyen insanlara hiç kimsenin eleştiri düzme hakkı yok.
fakaaat, sertaç ordar, demet pakalın, hande emer gibi sanatçıların(!) seslendirdikleri parçaları dinlemekten de öteye giderek benimseyen, içselleştiren, bütünleşen bir kuşağın bireyleri var artık karşımızda. bu tarz parçaları hayat felsefeleri ile birleştiren insanlar maalesef yeni nesil kamiller, kezbanlar olarak hayatlarını sürdürüyorlar. bu yozlaşmaya kişisel gelişim konusunda hiç bir katkı sağlamayan, tek düze, ezberci mekteplerimizin katkısını da unutmamak gerekiyor. akademisyen, avukat, doktor, mühendis olarak karşınızda görebiliyorsunuz bu insanları...
Tak şu sepeti koluna herkes kendi yoluna Arama sorma boşuna gitmiyor hoşuma lalalalalaa
sokakta senin gibi am göt memeden, et parçasından öteye gelişemeyen bireylerden yürünmüyor zaten...
Piyasa müziğidir. Geçicidir ve basit sözlerle bezenmiştir. müzik olsun diye dinlenmez, ses olsun diye dinlenir.
Fakat Yine de bu türdeki bazı şarkıların müzikleri (melodileri filan ) güzeldir.
Yine bu türün müzikleri büyük oranda çalıntıdır.
2005'ten sonra öyle bir hal almıştır ki benim için dünyanın en iğrenç müzik türü haline gelmiştir. kalitesiz sözler (aşk bu kızılötesi yaralı müzesi hareket edem nedir amına koyayım keriz mi silkeliyorsun!), tekdüze ritimler (dıp tıs dıp tıs), yazı kurtarmak (şu yaz tutsun da seneye yine yaparız), aşkı basitleştirme (sevgiliye sahipken bile diğer karşı cinslere cilve yapmanın hoş, masum bir eylem gibi gösterilmesi), biçimsiz melodiler (saçma sapan sözlerin altına i - iv - v derece akorların kurulması, arada bir ii min7 akoru ve parçanın bitimine kadar neredeyse böyle devam etmesi)...
yine nitelikli müzikler çıkmıyor değil ama her 100 kalitesiz şarkıya karşılık 2-3 tane iyi şarkı denk geliyor.
peki bu kalitesizliğin sebebi nedir sorusuna cevabım, kapitalizme çok fazla karşı olmasam da "tüketim toplumu olmamız"dır.