bugun tekme,yumruk,cob allah ne verdiyse dayak yediğim insanlardır. geneli üniversite kazanamayıp başıboş gezmektense polis olmayı tercih etmiş sapsızlardan oluşur. neticede güvenilmez adamlardır. suratlarına nefretle bakılası insanlardır. tabi ki içlerinde çok iyileride var ama kurunun yanında yaşta yanar güzelim ne yaparsın?
arkadaş memleketine gitti, ben de fırsat bu fırsat diye kalıyorum evinde o gelene kadar. birinci katta bi daire. bilgisayarı da tam camın yanında, cam da evin önündeki yola bakıyor. sigara içme dedi ama camı açıp içiyorum tabii ki. neyse, dün gece açmışım bi de film onu seyrediyorum, cam açık, sigaramı tüttürüyorum, o esnada birden kırmızı mavi ışıklar doluyor odaya. evin önünden bi polis arabası geçiyor. oturuşumu düzeltiyorum nedense. tam camın önünden geçiyor, yavaşlayıp arabayı geri alıyor ve tam cam önünde duruyor. cam açık dedim ama tül perde var. ben onları görmüyorum, onlar beni.. ama sanki düello edecek iki kovboy arasında oluşan türden bi gerginlik var ortada.
filme bütün konsantrasyonum gitti. her an birinin cama gelip n'apıyorsun genç demesini bekliyorum. bilgisayarda "sarı zeybek" belgeseli var, onu mu açsam acaba diye düşünüyorum. iki dakika daha geçiyor ve sonunda araba uzaklaşıyor.
korkutuyor insanı. hiç bi şey yapmasan da, evinde oturuyor olsan da.. korkutuyor.
gerek yarışma programları, gerekse çeşitli kliplerle şirin gözükmeye çalışan ama pek o kadarda şirin olmayan, asabını bozarsanız kontrolsüz olarak ağız burun girişen polistir. alman polisinin yanında pek bi şirin kalırlar ama bizimkilerin de hakkını yememek lazım.
demokratik haklarını kullanmayı bilmeyenlerin hedefi haline gelmiş insanlar. bu ülkede her grubun kendi görüşleri doğrultusunda gösteri ve miting yapma hakkı yasalar ile korunmaktadır. tabi ki türkiye cumhuriyeti anayasası'nın ilk 3 maddesine aykırı olmadığı sürece. insanların bu hakkını kullanırken hem kendilerinin zarar görmemesi hem de etrafa zarar vermemesi için bir güvenlik önlemi olarak emniyet'e haber vermesi ve izin verilen yerde gösteri yapmaları gibi gayet mantıklı bir güvenlik tedbiri alınmıştır. ancak tanımda belirttiğim haklarını kullanmayı bilmeyen, hadi toplanalım birşey yapamazlar mantığıyla sokaklara dökülen ve etrafa zarar veren vandallara müdahele her yerde edilir. bunun türk polisi, alman polisi, ingiliz polisi olmaz. sen bu müdaheleye karşı koyarsan tabi ki etki de tepkiyi doğurur ve adam sertleşir. vurun abalı'ya misali herkes polise yükleniyor ama hiç sormuyor acaba ben demokratik bir hak olan gösteri hakkımı yasal olarak kullanıyor muyum?
lütfen arkadaşlar, dünyanın en modern ülkesi olduğunu idiia eden abd'de bile her gün polisler bir skandala karışıp hem de suçsuz insanlara şiddet uyguluyor, siz evinizde oturuken geceleri devriye gezen, çocuğunu sadece uyurken görebilen insanlara karşı biraz daha tutarlı yaklaşın ve suçu biraz olsun da kendinizde arayın.
diyarbakırdaki kışkırtmalar sonucu silahlı müdehaleleri engellenen bu yüzden sapanla karşılık verme özelliğine ve zekasına sahip olan yurdum insanının zekasını kanıtlayan güzel şahsiyetlerdir.
az önce show haber de izlediğim görüntülerde ne kadar vicdansız (evet vicdansız) olduğunu tekrar gördüğümüz kişiler.görüntülerde tekel işçileri çalıştığı kuruluşlar için ankara da eylemde.sıcaklık -10 işçileri dağıtmak için panzerden tazyikli su sıkılıyor.grup dağılıyor.ancak bir kişi var onu da suyla "indiriyorlar".adam kötü düşüyor yere kalkamıyor.arkadaşları geliyor adamın onlarıda indiriyor panzerimiz.adamlar ayağa kalkıyor bir daha tekrar kalkıyor tekrar indiriyor bir daha.
bu ülkede taraftarın,işçinin,şöförün,esnafın sevmediği başka bir şey var mı acaba bimiyorum.
bu ülkede ab aurasına en çok direnen kurumdur. bir türlü çağın gereklerine uygun yapılanmayı ve yenilenmeyi yapamadılar. ab uyum yasaları çerçevesinde yapılan yasaları da hep kendilerine yapılmış bir 'komplo' olarak gördüler. hadi onu da söyleyeyim 'hınç birikmesi' de yaşadılar. sonunda polis yasası yeniden polislerin istediği gibi değiştirildi. yine işkence, dayak, ölüm tartışmaları başladı. istanbul gibi şizofren bir şehirde görev yapmak zor. koşullar çetin, özlük haklar ve maaşlarda sorun var. bütün bunlar önemli ama hiçbir şey bireyin yaşam hakkının önünde olamaz
polisin alt kümesi. dünyalı diğer meslektaşları gibi bazıları rüşvet yer, bazıları çetecilik yapar. ama ülkemizde farkı siyasetçilerimizin bu bazılarına sahip çıkması. o zaman sorunu poliste değil, kendimiz de arayalım. onların fanusta yetiştiğini kim söyledi size?
zanlıyı cebren etkisiz hale getirdiğinde 'vahşi' (ki en doğal hakkıdır.), bu atıftan korktuğundan, yetkilerini kullanamayıp kaçırdığında ise 'beceriksiz' sıfatlarına maruz kalan bahtsız polistir...
bilmezler ki özenilen avrupa'daki polislerin dur ihtarına uymayanlara ne gibi yaptırımlara kabil olduklarını...
cemaat tarafından işe yaramayan cemaatçileri toplayıp güçlendirme amaçlı olarak kullanılmaya başlamış, iyice kafayı yemiş çalışanları barındıran asayiş şeysi. (daha çok terör yaratıyorlar)
* 1 Mayıs'ta istanbul'da gaz maskeli bir polis olaylar sırasında kafede oturan Masif Kürkçügil'e tokat attı.
* 20 Ağustos'ta Taksim polis merkezinde Nijeryalı futbolcu Festus Okey öldürüldü.
* 24 Eylül'de polis Şişli'de hırsızlık yaparken yakalanan genç kıza tokat attı.
* 23 Kasım'da Avcılar'da bir parkta oturan Feyzullah Ete, polisin kalbinin üzerine gelen tekmesiyle hayatını kaybetti (öldürüldü).
* 24 Kasım'da Baran Tursun izmir'de polisin dur ihtarına uymadı, polis ateş açtı ve Tursun hayatını kaybetti (öldürüldü).
katiller ve potansiyel katiller... polis'e güven hiç yoktu, artık özel olarak kaçınılması gerekiyor anlaşılan.
