hak edene hak ettiği gibi davranan teşkilata mensub bireylerdir. hep özenmişimdir aslında onlara. elde bir cop "beni dövün" diye bağıran birini dövüyorlar. ah be keşke.
avantacı ve de beleşçi bir meslek grubudur. elleri ceplerine gitmez kesinlikle, yer, içer, sıçar, karı-kız halleder, işini görür, para yok. itibar üst seviyededir bunlara ve saygıda hürmette sınır yoktur.
az önce eve geliyordum. daha yarım saat olmadı. elinde bir poşet dolusu fındık, kostümleri de üzerinde bir polis memuru. eğer fındıklardan tek bir tanesinin parasını ödemiş ve de maddi karşılığı varsa... *
itilen, kakılan, 3 kuruş para alıp molotof kokteyli yağmuruna maruz kalan, ateş edince suçlu etmeyince yine suçlu olan, bahtsız bedeviyi akıllara getiren insan.
yaşadığım bir adli vaka sonucu hayatımda hiç olmadığım kadar muhatap oldum bu kadar çok polisle. Burada söylenenlerin çoğunun aksine anlayışlı, babacan, huzur verici polislerden oluşmuştu benim karşılaştığım grup. Sonrasında o gruptan bir komiserin bana aşık olması, benim de "o gecenin kahramanı/kurtarıcım" etkisiyle midir nedir karşılık vermem sonucu 2 yıl kadar devam eden bir ilişki başladı. Daha çok polisi tanıma fırsatı buldum. Bazılarını çok sevdim hala görüşüyorum, bazılarından nefret ettim. Her meslekte, her toplulukta olduğu gibi aralarında düzgün insanlar da var, yoldan çıkmış insanlar da. Düzgün olanları yoldan çıkmışlara, amirlerin adam kayırmasına, haksızlıklara, sisteme isyan ederken; karşı grup da düzgün gruba enayi gözüyle bakıyor, mevkisini işine geldiği gibi kullanıyor hep. Bir çok meslek grubuna göre çok ağır şartlarda çalışıyorlar evet, çalışma saatleri belli değil, görev sırasında kimlerle muhatap olacakları belli değil, ruhsal durumlarının akibeti belli değil (acı tecrübelerim oldu bu konuda)... çok gençleri yetkilerinin ve sorumluluklarının altında ezilip saçmalayabiliyor, çok kaşarlanmışları da karşılaştığı olaylardan, tecrübelerinin getirdiği dengesizlikten saçmalayabiliyor. ama sonuçta hepsi sizin bizim gibi insan. polislerin bu kadar eleştirilmelerinin kanımca başlıca sebebi: diğer insanların saçmalamalarının etkileri/sonuçları polislerin saçmalamasının yarattığı sonuçlar kadar hayati olmuyor. Doktorların da kararları da hayati mesela, ama polisler gibi yeri geldiğinde it kopukla uğraşmak zorunda değiller, uğraşsalar bile o it kopuk şahsiyet kendi isteğiyle tedavi olmak için gitmiştir zaten doktora. Doktor yapacağını yapar, diyeceğini der gerisi allaha/hastaya kalır. Polis gerisini karşısındakinin inisiyatifine bırakamaz... Zor meslek velhasıl. Polis olmasaydı o da o zaman, zorla mı yaptılar sanki denebilir tabi ama toplumda birilerinin de bu işi yapmaları gerekli. Bu zamanda kim hayalindeki mesleği yapabiliyor ki? Konuyu bağlayamadım bir yere ama son söz olarak allah polisin de iyisiyle karşılaştırsın inşallah diyebilirim.
kılıklarına girilerek suç işlenilen, emniyet teşkilatının mensuplarıdır. yanlız medya bu tecavüz olayında büyük bir bok yedi tabiri caizse. olayın anlatıldığından daha birkaç gün sonra aynı hadise tekerrü etti. yani işi bilmeyene, düşünemeyene polis kılığına girerek suç işlemeyi öğretti. aynı medya yıllar önce de hırsızlara nasıl soygun yapılırın taktiklerini öğreterek başarılı soygunların sayısını artırmıştı. gerçi artık hırsızlara taktik veren reality showlarımız kalmadı.
Genel olarak Türk polisi değilde, özel olarak istanbul polisinin incelenmesi gerekir. Eskişehir'de pekde öyle Ali Kıran Baş Kesen tavırlar göstermiyorlar. Birde her kurumun içinde iyisi kötüsü vardır. Londra polisi tarafından hastanelik edilen ve tutuklanan bir arkadaşımda mevcuttur şahsi kanaatim metropol polislerinin tavırları tüm teşkilatlara ihale edilmemelidir.
Bunun yanında son yıllarda ciddi bir eğitim ve pr atağı başlatmıştır.
yeter ulan yeter. onlar da insan. ülke olarak her türlü pisliğimizin baş müsebbibi sanki bu kişiler miş gibi son zamanlarda vurun kahpeye tarzı linç kampanyasına maruz bırakılan emekçi insanlar. canınızı, namusunuzu, haysiyetinizi isteseniz de istemeseniz de bu kişiler korumakla mükellef. devlet düşmanı gibi davranmaktaki gaye nedir çözemedim gitti. ermenileri ve yahudileri bile bu insanlardan çok sever hale getiren dangalaklara lafım. sizin aranızda, çevrenizde, ailenizde hiç mi suç yok. illa toplum önüne atılacak bir yem varsa neden bu insanlar. neden tecavüzcüler, teröristler, adam öldüren seri katiller, mafya tetikçileri, darbeciler değil. size batan üniforma mı yoksa bizati teşkilatın varlığı mı. onu giyenler de pekala sizin gibi anne ve baba. şiddetten beslenip büyüyen o mazoşist bünyelerinize gerekli ilacı verenler oldukları için mi acaba bu kin ve nefret. şimdi gelip birisi ağzımıza sıçsa da rahatlasak diyen siz değilmisiniz. bireysel olarak başınıza gelen adli vakalardan banane. yok bana tokat atmışta, yok bana cop vurmuşta banane. yemeseydin, yedirtmeseydin. yeri geldiğinde anne babandan tokadı yiyip susmasını biliyorsun ama.
Onlarda senin benim gibi insandır , ellerinde silah bellerinde cop olunca insan tabii bir havalara girebilir bu doğaldır. Polislerle bu güne kadar bir sorunum olmadı inşallah da olmaz.
güç ve yetki verildiğinden kendini birşey sanarak haksız yere şiddet uygulamaya kalkan *devletin güvenliğinden sorumlu ancak enson güven duyulan kurumu.
1 mayıslarda ve memur mitinglerinde çok fazla efor harcayıp, yılın geri kalan günlerinde yaklaşık 200 kişilik çember sakallı ve türbanlı grubunu spor salonundan çıkaramayacak kadar yorulan insanların oluşturduğu bünye...
türk polisi başarılıdır. ama türkiye'deki suçlular da bi o kadar salaktır, türk polisinin başarılı olma nedenlerinden biri de budur. diğerleri mi? mesela anadolu insanı polisiyle dayanışmayı sever, suç gördümü bildirir. görüldüğü üzere türk polisi dürtüldüğünde ve kimin dürttüğüne göre görece başarılıdır.
kendilerininde birer emekçi, ailelerinin, akrabalarınında genelde işçi oldugu düşünülecek olursa, empati kurmakta bu kadar zorlanmalarına, hatta bunu hiç denemelerine şaşılan topluluktur.
onca sene okuyupta şivelerinin, düşüncelerinin nasılda değişmediğini anlayamadığım meslek sınıfı. şöyle bir anımı anlatayım da tam olsun. semt karakolumuzun memoli, adanalı, mesut komiser*tarzi komiseri gündüz vakti 15-16 yaşlarında bir çocuğu kovalarken, mahallede bulunan çoluk-çocuk, yaşlı-genç, kadın-erkek ayırt etmeden kaçan suçlunun arkasından mermi yağdırmaktadır. hiç düşünememektedir ki o mermi birine denk gelse mahalle sakinleri tarafından linç edilecektir. şimdi buradan çıkarılacak ders nedir? diyeceksiniz, yahut bu çocuk aptal mi bize ne elin komiserinden? diyeceksiniz. ülkemizde komiser olmak için ciddi bir eğitim alıp ondan sonra göreve getiriliyorsunuz ve bir çok şeyin bilincinde göreve geliyorsunuz. peki sorarım size bu adamların en eğitimlisi böyleyse memuruyla başımız dertte değil midir?