1,5 veya 3 aylık eğitimlerle doğuya sürülen askerlerimizi gözlerini kırpmadan artık kendilerine bu işi meslek edinmiş canilerin önüne atan ordu.
edit: neyi anlaşılmadı merak ettim hayatında hiç eline silah almamış bir yakınınız kısa süreli eğitimden sonra senelerdir bu işi yapan vahşi insanların olduğu yere gönderilmedi mi osman pamukoğlu nun bir açıklaması vardır hakkari deki dağları ütüyle düzleştirme şansımız olsa bir türkiye daha çıkar şimdi düşünün ordaki araziyi ve kendinizin 3 ay sonra o arazide pkk kovaladığınızı arazinin bütün kıvrımlarını bilen bir düşmana karşı ne yapabilirsiniz sadece yaşayan anlar bunu onun için klavye askeri olmaya gerek yok.
vazifesi halkını korumak olan ama kendi halkından korkan ordu. orduevi nin önünden geçerken ayakkabını bağlamak için duraklasan bile içerden kıyametler kopuyor durma orda devam et diye.
abd'nin ortadoğu'yu yeniden şekillendirme ve sınırları yeniden biçimlemdirme girişimlerinde en önemli engel gördüğü için içeride bulunan işbirlikçiler vasıtasıyla sürekli yıpratılmaya çalışılan türkiye'nin en güvenilir kurumu..
kanımız canımız birtanemizdir.
kurtuluş savaşının mirasının devamıdır.
12 eylül'e, 12 mart'a rağmen severiz.
o dur bizi kollayan koruyan. şimdi biz taşşak geçerken pkk ile boğuşan.
amaaaaaaaaa
unutmayalım ki abd öyle bir meret tir ki, bunun bile içine sızmıştır, erbakan yalamayınca 28 şubatla tayyeap'i yaratmıştır. sol'u temizlemek için 12 eylül'ü tezgahlamıştır. ordu'nun da özeleştri yapması, ve dikkat etmesi gereken konular vardır netekim.
gerektiginde tarkan için bedelli veya futbolcu tumer için tecil yasi yukseltme gibi kanunlari aninda çikaran ama kimseye ayricalikli davranmayan kurum.
yurt disini cikislarda herkesin sik gibi bakakaldigi , tirstigi ordu.
su amerikan filmlerinde ki amerikan askerinin süper olusu asisi kesisi var ya iste o aslinda türk ordusunda var amerikalilar ise sadece aptal aptal bakarlar.tek bildikleri pc koordinatlari ile oraya buraya füze atmak olan bu askerler, ne korede ne orta doguda ne de afganistanda basarili olmustur.
cunkü amerikan askeri dandiktir , ancak türk askeri dünya'daki dün askerlerin aksine ortaligin anasini s.ke.ek kadar cesurdur , öyle gaza gelir hani.
en son gecen yil amerikanin bilmem ne eyalatine giden pilotlarimiz ortaligi katletmistir.
daha öncedende bizim pederde dahil amerikaya giden amfibi komandolarimiz ise tatbikat esnasindan yapilan sinavlarin hepsini gecmis bütün düsman askerilerini öldürmüstür.
hikayeleri dinleseniz yarilirsiniz zaten.
bildigim tek sey yurt disinda gercekten türk askerinin inanilmaz bir karizmasi var , hani su biyonik robotlar gibi falan.
bizim başka ordumuz olmadığından allah türk odusunu başımızdan eksik etmsindir. gerçi şimdi ordusunu sevenler bile cuntacı ilan ediliyor ama yine de yaşasın türk ordusudur. egemenliğin ve laikliğin güvencesidir.
(bkz: ne kadar gurur duysak az.)
dünyanın bir başka ordusu daha gösterin ki bana tayin olduğu yere şehit olacağını, çocuklarının büyüdüğünü göremeyeceğini bildiği halde seve seve gitsin.
dünyanın bir ordusu daha gösterin ki bana, evladının şehit haberini alan babanın, ananın vatan sağolsun bir evladım daha var onu da alın diyecek kadar asil bir milleti temsil etsin.
dünyanın bir ordusunu daha gösterin ki bana subayı, omuzlarında mustafa kemal'in taşıdığı rütbeleri taşımanın şerefi ile yaşasın.
pkk'ya karşı operasyona gönderilen erlere yeterli seviyede eğitim vermediğini düşündüğüm ordu. bi de komutanların fazla bi savaş tecrübesi yok. bi de pkk'nın üzerine gidilmesi gerektiği gibi gidilmiyor.
yaklaşık 625.000 devamlı ve aktif askeri personeli, 380.000 yedek askeri personele sahip bu veriler ışığında dünyanın, nicelik bazında, 9. büyük ordusudur. yıllık askeri harcamaları 11 milyar dolardır. bu rakam ülkenin toplam gayrisafi yurtiçi hasılasının %3'üne denk gelmektedir. dünya sıralamasında en çok askeri harcama gerçekleştiren ülkeler arasındaysa 15. sıradadır. bir olağanüstü hal durumunda 14.000.000 erkek vatandaşını askere çağırabilecek konumdadır. askerlik zorunludur ve askerlik yaşı 20'dir.
asker sayısı bakımından ciddi bir şekilde önemli ancak lojistik ve silah desteği konusunda biraz sınırlı olmasına rağmen günümüzde aldığı her vazifeyi layıkıyla yerine getirdiğini düşündüğüm kurumdur.."vay askeri şöleymiş,askerlik süresi bu kadarmış" kısmını geçip savunma açısından daha ciddi bir konuda yoğunlaşılması ve fikir üretilmesi gerektiğini düşünüyorum..maalesef ülkemizin dier kurumlarında görülen ar-ge eksikliği ordumuzda da göze çarpmaktadır..her sene alınan silah ve modernizasyona ciddi rakamlar ödenmektedir..gönül isterki tüm bunları başkalarına bağlı olmadan, tek başımıza yapabilelim...türk ordusu denildiğinde aklımıza savunma gelecekse ve daha da önemlisi savunma gelmesi gerekiyorsa en önemli nokta budur bence..bu arada ordu eleştirilirken bence dikkatli olunmalıdır,çünkü Türk tarihinde ordu vazgeçilemez bir kavramdır."N'olursa olsun gelişelim" diyenler sağlam bi ordu olmadan bu coğrafyada,şu an ki konjonktürde,gelişme konusundaki fikirlerini çok merak ediyorum..hele hele ülkemde adını bile duymadığınız ülkelerin ajanları kol gezerken..???
tanım: her devirde muhatablarına galebe çalabilecek güveni halkına fazlası ile vermiş kurum.
bugüne kadar sözlükte gördüğüm en güzel, en seviyeli, pek doyurucu olmasa da küfürsüz, hakaretsiz, gerçek anlamda bir münazara ya sahne olan başlık aynı zamanda.
bence dünyanın en " " ordusudur kalıbından kaynaklanan bir sorunu var. dünyanın en bir şeysi olmasını gerçekten çok isteyen halkına rağmen, dünyanın en bir şeysi olamayan bir ordu ve ülke bahis konusu olunca, dünyanın en bir şeysidir demek için yanıp tutuşuluyor. deliriyoruz övünmek için, övünecek bir şey olmamasından.
çünkü dünyanın en "şerrrrrrefli" ordusu şunları da yanında getiriyor
askeri, ortalama 5.3 sene okul okumuş olan dünyanın tek ordusu.
askeri, oecd ülkeleri arasında en düşük seviyede matematik bilen dünyanın tek ordusu
ülkesi dünyanın insani gelişmişlik bakımında olan 91. sırada olan ordu (bkz: hdi)
ülkesi yolsuzluk indeksinde 90. sırada olan ordu
ortalama insanın 5.3 sene eğitim aldığı, 3000 dolar seviyelerinde gelire sahip olduğu, 21 milyon insanın yoksulluk, 6,5 milyon insanın açlık sınırı altında yaşadığı, 13 milyon insanın işsiz olduğu bir ülkede yaşayıp ordusunun şerefiyle avunacak kadar düşmüşsek, bu yaşamı ellerimizle biz yaratıyoruz demektir.
ordulara şeref veren şey, savundukları ülkelerin değeridir. bir toprak parçası ile ülke arasında fark varsa, o fark doğal ve tarihi zenginlikten değil, bizzat insanların yaşadığı ve mutluluklarının garantisi olan şeylerde bulunur. insanlar ülkelerini değil, o ülkede yaşadıkları için kendilerini onurlu ve mutlu sayacak değerler için ölürler.
tırtlamayalım, savaşlarda, gerçek insanlar ölürler. onlar asker olmadan önce köylüdür, işçidir, zanaatkardır, gençtir, öğrencidir, umutları vardır. korudukları ülkelerinin yalnız şerefi değil, o ülkeyi şerefli yapan her şeydir.
bir ordunun başı dik olacaksa, bu kendi ekipmanlarını kendi üretemeyen, dünyanın hiç bir bölgesinde operasyon yapamayan, kendi silahlarını yurtdışından milyarlarca dolarlık ihalelerle alan bir halden kaynaklanmaz.
bir ordunun başı dik duracaksa, mazisinde kazandığı savaşlar değil, gelecekte savaşmak zorunda kalmaması onu onurlu yapar. şerefli ordu, insanları ölen ordu değildir, her ülkenin her ordusunun insanları ölür. vietnamlının da, korelinin de zulununun da insanı, insanın insanı kırdığı şu abuk subuk, gerizekalılıklarla bezenmiş, ilkellikle yoğrulmuş, hamaset ve şövenizmle taçlandırılmış akılddışılıkta ölüyor zaten.
maharet ölecek insan bulmakta değil, insanları ölmek zorunda bırakmamakta.
güvenlik, insanlar öldükten sonra sağlanan durum değildir. onurlu ordu insanlarını cepheye gönderen de değildir. insanlarının cephede olmasını gerektirmeyen ordudur.
beyler paşalar, şerefli bir ordu yoktur. "savaş, meşru müdaafa hariç cinayettir", ordular da cinayette yer alırlar.
her ordu bundan eşit derecede şerefli, eşit derecede şerefsiz, eşit derecede onurlu veya değildir. çünkü ordular insanlardan oluşuyorsa, işgalci orduların insanları evlerinden zorla sürüklenenlerden, direniş ordularınınki ise evini korumak isteyenlerden oluşur.
bugün karşı karşıya kaldığımız soru şudur, ordusuyla övünen bir ulus mu olacağız, yoksa övünecek başka şeyleri olanb ir ulus mu olacağız? biz kendimizi avutacak mıyız, güç hülyaları içerisinde ordumuza payeler düzerek, maniler yazarak tatmin mi olacağız, yoksa bütün insanlarına mutluluk ve refah yaratan bir ülke mi olacağız.
ilki ise, "en şerrefli ordu" subjektif tartışmalarında, başkalarını vatan haini ilan etmeye devam edin, bugün kamu vicdanını bastırabilirsiniz, ama sonsuza kadar değil.
ikincisi ise, "enn şerrrefli"ordu tartışmasını bir de o orduya sahip olan milletin durumuna bakarak yapın,
yapın ki, dağlarda ölmeyi kendi alnınıza yazmayın.
generallerinin, askeriyeden çok siyasetle uğraştığı canım ordu.darbe günlüklerinin ortaya çıkmasıyla netleşen günümüz gündemi.darbe istemeyince korkak ve yurdunu sevmeyen vatandaş konumuna düşüren bir jandarma kuvvetleri genel komutanı...ayrıca 18 gün eğitim alıp asteğmen 3 ay kurada doğu görevine komando düşen bir askerden vatan uğruna gösterilen gözüpeklikten başka ne bekleyebilirsin?bunca şehit haberi duyan kulaklar sağırlaşmaya başladı söylenenlere. peki ya sorumlusu kim bunca kaybın?söylediklerim yanlış anlaşılmasın bunlar bir ordu düşmanın sözleri değil.yalnız öz eleştiri.korkum 3 yanlışın 1 doğruyu götürmesi...
