"bizim bor madenlerimiz var, dünyada sadece biz de kaldı o yüzden amerika bize saldıramaz" efsanesini replik olarak kullanan gencimize yanındaki arkadaşının "lan saldırsa nolur ki bizim ordu ile baş edemezler" şeklinde verdiği cevaptır aslında.
her birimizin az veya çok barındırdığı milli duygularla, mantığın çarpıştığı geyiktir. diyelim ki türk ordusu abd ordusunu yendi, karada askerini, denizde gemisi, havada uçağını * bertaraf etti. unutulan nokta karşıdaki devletin kancıklığıdır.
amerika gelir ankara'nın üzerine yeni nesil atom bombalarını, hidrojen bombalarını bırakır gider. olmadı aynı vietnam'da yaptığı gibi, biyolojik savaş gereçlerinden (virüs, bakteri, zehirli kimyasallar) bir kaçını anadoluya bırakır. 70 milyondan geriye kalan sağlar da en fazla amerikanın yeniden kuracağı türkiye'de ırgatlık yapar.
türk ordusu kimle dost kimle düşman olacağını gayet iyi bildiğinden doğru bir önerme. provokatörler her ne kadar orduyu amerika ile karşı karşıya getirmeye çalışsa da ordu biliyor kimin karşısında olduğunu.
dünya üzerinde böyle bir geyik çeşidi yoktur. ama kendi milletini, tarihini, gücünü bilmeyen hatta dalga geçerek entelektüel bir kimliğe büründüğünü sanan asalak geyik türleri türemiştir. bu geyikler amerika'yı gözlerinde ilahlaştırır. her iyiyi her kötüyü amerika'dan bilir. onlara göre amerika herkesi siker çoğaltır. bunu da gülerek söylerler acayip hoşlarına gider çünkü.
bu komik geyikler ne vietnam'ı bilir, ne çanakkale'yi. onların tek bildikleri; amerikan filmlerinde gördükleri son teknolojiyle üretilmiş silahlarla, savaş araçlarıyla donatılmış zaferden zafere koşan amerikan ordusunun yenilmez bir armada olduğudur.
türk ordusu adam gibi olsaydı pkk'yı bitirirdi diyen zihniyet daha hiçbir şeyin farkında bile değil. pkk terör örgütüdür, büyük şehirlerde bombalar patlatan, kahpece masum insan öldüren, gündüz vatandaş olup özgürlükten, halkların kerdeşliğinden dem vuran gece ise terörizme hizmet eden şerefsiz bünyelerin topladığı bir örgüttür. yani içimizdedirler ve senin benim gibi bu ülkenin nimetlerinden faydalanıp daha sonra toprağına, ülkesine ihanet edenlerdir. daha geçtiğimiz günlerde gazi mahallesinde eylem yapıp apo posterleri asanlara ordu ne yapabilir. hepsini tek tek vursa katliam derler, vurmasa orduya bak bi pkk'yı bile bitiremiyor olur.
uçaklarının yarısından fazlasının elektronik sistemi abd'den geliyorsa, topraklarının belli yerlerini üs olarak abd'ye vermişsen, ekonomini finansörlüğünü abd'nin yaptığı dünya bankası vs gibi kurumlarla ayakta tutuyorsan, abd'nin 10-15 yıl önce kullandığı teknolojiye bugün bile ulaşamamışsan kafa tutarsın abd'ye ama zenci kafası mı olur başka kafa mı olur bilemem.
tanım: gururumuzu okşayan ama gerçekçiliği bugün için olmayan kendi kendimizi eğlendiren adı üstünde geyik.
Tüm savaşların kara savaşının sonuçlarına göre sonuçlandığı düşünüldüğünde biraz üzerine düşünülebilecek durumdur. türk askeri derin bir kültür mirasının kırıntılarını taşır ve yürekten savaşırken abd askeri iş icabı savaşır. ancak abd'nin ileri teknolojisinin karşısında çok şansımız olamayabileceğini bilmeliyiz.
tüm bunların yanında savaş öyle bildiğiniz manada mertçe bir meydan muharebesi olmayacak, çeşitli ekonomik etkilerle türkiye sıkıştırılacak ve zor duruma sokulacaktır. bunların hepsi beyin fırtınalarıyla simüle edilmiş olaylardır.
topu, tüfeği geçin piyadesinin süngüsünü bile abd den alan aselsan denilen yerde abd lisanslı ürünlerden kopya çekerek süper silahlar yaratıyoruz diyen üstelik askerleri de abd tarafından eğitilen (bkz: nato) bir ordu ülkemizin ordusu. bu sebeple ki günümüzde tarihteki başarılarla hava atmak çok boş. şunun farkında olmalıyız ki artık allah allah diye koşturularak yapılan meydan savaşları iman gücü efsaneleri çağı çook gerilerde kaldı. çağ teknolojik savaşların çağı. uçak gemisini kapan istediği ülkeyi her yerden rahatlıkla bombalıyabiliyor. 1500 km menzilli füzeler her yeri vuruyor. türkiye nin ne uçak gemisi ne de uzun menzilli füzeleri var. abd satmadıkça asla da olmayacak. dünyanın en büyük ilk 5 ordusundan biri olmamız kuru asker kalabalığından kaynaklanıyor. ancak artık asker sayısı değil askerin niteliği önemli.bu sebeplerle türk ordusunu hala dünyanın en güçlü ordusu sananlara nazım hikmet ten gelsin;
teftiş
Sayfada saygıyla göze çarpsın diye
komuşlar fotoğrafı baş köşeye.
izmir'de, Kordon'da, Memetleri teftiş.
Vakit öğle, hava sıcak, gün uzun belli.
Önde Amerikan paşası kafayı dikmiş
ve sırmalı şapkasında eli
kasap bıçağı gibi parlıyor keskin, geniş
ve küfredip sesini duyuyorum
toprağıma tokat gibi inen adımlarının.
Türk paşası on beş adım geride.
Yüzünü göremiyorum, gölgeli.
Belki alışmış,
belki utanıyor, belki öfkeli.
Memetlere bakıyorum :
Dişleri kenetli, gözleri karanlık,
gözleri dikilmiş yere.
Sanıyorum yakındır, bir daha çıkmayacaklar
izmir'de, Kordonboyu'nda böyle teftişlere...
bir insan bunu nasıl geyik olarak algılayabilir diye düşündüren önermedir. geyik falan değildir. "türkiye savaşlarda abdnin yanında yer almış olmasaydı abd ırak'ı bile işgal edemezdi" şeklinde bir gerçek bile varken geyik meyik olamayacak kadar ciddi bir gerçektir.
amerika ordusu nun mücadele gücünü küçümseyenler hep bir şeyi unutuyorlar ve geçmişe bakamıyorlar. bizim korkudan altımıza ettiğimiz günlerdi 1940 lı yılların ilk yarısı. bir ordu çıktı sahneye onlar uzaktan atalarının topraklarına onları kurtarmaya geldiler. adolf hitler küçümsemişti onları. onlar millet değil demişti. ama onlar cevabı meydanda verdiler. o küçümseyen küçük adamı beraberindekiler ile ezdiler. bizim ordumuz mu? hiç bir güçlü ülke ile karşı karşıya gelmedik. geldiğimizde ise sonuç hüsran. çanakkale mi diyeceksiniz. güldürmeyin beni. ingiltere ve fransa en büyük hataları yaptılar küçümsediler evet geyiktir biz kim abd ordusu kim. herkes dengi dengine. evet ordumuz güçlü ama davul bile dengi dengine çalar.
türk ordusunu bilmemem ama türk halkı olarak kafa tutacağımız kesindir.
yoğun istek üzerine sıradaki kapağımız geliyor;
garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
ulusun, korkma! nasıl böyle bir imanı boğar,
'medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
türk insanının yıllardır inanmış olduğu pembe yalanlardan sadece biri. yıllar önce gösterilmiş olan başarıların arkasına sığınarak bugün, bu görüşü savunmak anlamsızdır. hala atalarının yaptıklarıyla övünüp, kendini geliştiremeyen bir millet olmamız, toz pembe yalanlara olan inancımızı daha da artırmaktadır.
milliyetçilik denen ideolojinin insanları nasıl gaza getirip fantastik senaryolarla taçlandırılmış saçma sapan bir bakış açısını geçen haftanın en iyilerinde zirveye taşıyabilmiş geyiktir.
yahu insanlar savaş arzusuyla mı yanıyor, yoksa iyi geyik kategorisinden, yani en geyik bakış açısını en iyi örnekleyen bakış açısına göre mi beğeni oluşturuyor anlamlandıramıyorum.
ne diyor kişi? muhtemel bir savaşta nükleer silâh kullanılmazmış. nedenmiş bu? çünkü nükleer bomba atılmak için yapılmazmış, korkutmak için yapılırmış!? vay anasını sayın seyirciler!?
ulan bu adamlar hiroşima ve nagazaki'ye 1945 yılında gül mü attı be adam? bi' de böyle üfürükten teyyare, selam söyle o yâre yorumları döktürüp milleti salaklıkla, bilmemekle itham etmezler mi? işte buna ayar olmamak mümkün değil sevgili sözlük ahâlisi.
dünya üzerinde nükleer silâhlarını kullanarak bir milyon kişiyi on dakika içinde öldürmüş bir tek ülke var. evet, nükleer silâhlarını ulusal çıkarları doğrultusunda insanlar üzerinde kullanabilmiş yegâne devlet abd devleti oldu, pentagon oldu.
şimdi sen çıkıp geyik örneği havasında olmayan ciddiyetle "bakmayın nükleer silâhları olduğuna biz 70 milon adam aynı anda osurarak konvansiyonel olarak sıçarız bu adamların nükleer silâhlarına" derseniz ve bu da sözlük ahâlisinden ciddi anlamda onay alırsa, burada ciddi bir sorun vardır ve bunu maalesef mantıkla açıklamak pek mümkün görünmüyor.
diğer söylemse "'bizim' de nükleer silâhlarımız" olduğu! lan valla' sabah sabah dumurlara salınmasam sadece güler geçerdim ama mevzuyu bu kadar yüzeysel görebilen bir okuucu kitlesi de görünce tutamadım kaçırdım doğrusu.
arkadaşım "benim" dediği nükleer silâhlar incirlik'teki abd üstüne konuşlanmış silâhlar. adamda nasıl bir geyik kapasitesi var ki abd ile türkiye arasında çıkabilecek muhtemel bir savaşta türkiye'nin bugün müdahale yetkisinin olmadığı abd üssündeki askerlerin türkiye'ye katılıp nükleer silâhları türkiye lehine kullanabileceğini fışkırtabilmiş. ulan adam bu kadar yaratıcı da, sen utanmadın mı alttaki o sırıtan butona basarken ey şaşkın!
muhtemel bir savaşta bomba dötünde patlayacak adam çıkıp fantastik bir tarih yazmış ve genel beğeniye mashar olmuş. biz de ilk başta incirlik'ten kalkan füzelere karşı seni fırlatalım bari, bu gaz nükleer mükleer dinlemez zira, tüm ulusu kanatlandırır.
Savaşların sırf kahramanlıkla kazanabileceği düşüncesinde olanlarca ileri sürülmektedir. Yokluklar içinde kazandığımız Çanakkale savaşlarını düşününce insan neden olmasın der ama; mehmetçiğin azminden başka boğaza konuşlandırılmış, küçük bir oturma odası büyüklüğündeki Alman yapımı topların sayesinde kazandığımız unutulmamalıdır Çanakkale savaşını. Eğer bu toplar olmasa idi itilaf donanması rahatça boğazlardan geçerdi ve biz de Anadolu'nun erken işgalini önleyecek kesin sonuçlu kara savaşlarını yapmaktan mahrum kalırdık. Peki bugün yine bir tek karada yenebileceğimiz Amerika'yı havada ve denizde durdurup kara savaşına zorlayacak araçlarımız var mı? Yok. En iyi ihtimalle, yazılımlarının yerli olduğunu varsaysak bile F22'ler F16'ları haklayacaktır. Ardından gelen stratejik bombardıman uçaklarını Zıpkın ve Atılgan'la durduramazsınız, uzun menzilli hava savunma sistemine sahip olmanız gerekir. Bu da yoktur bizde. Abd'yi yenebilmek için yapmak gereken onun güçlü olduğu alanlarda umutsuzluğa sürüklemek, ardından yapmaması gerekeni yapmak zorunda bırakmaktır. Gemisini batırmadan, uçağını düşürmeden Abd'yi yenemezsiniz. Doğrudur asla ülkenin tamamını işgal edemezler, direniriz. Ama her yerimiz yakılıp yıkıldıktan sonra çekildiklerinde kazanan biz mi olmuş oluruz sorusunu akla getirir tsk'nın abd'ye kafa tutabilecek olması önermesi.