Neredeyse tüm avrupalılarca arap olarak bilinmektir.
burka giyen sakallı şalvarlı deveye bien kervan düzen tipler sanılmaktır.
ataların hamam sefası yaparken ayda yılda bir nehirde yıkananların torunlarınca pis denilmesini kaldırabilmektir.
türk olmak fatih olmak yavuz olmak kanuni olmak dahası mustafa kemal atatürk olmaktır.
öte yandan atalarına layık olabilmek için yumurtanın kapıya dayanmasını beklemektir.
köklü bir tarihe,türk kahvesine,batısından doğusuna mozaik bir kültüre sahip, yüreğinde vatan millet aşkını taşıyan,ayrıca içinde hainlerde barındıran,zaman zaman çatışan,kötü günlerde birlik olabilen gelenek ve göreneklerine sahip çıkan,en önemlisi içinden yüce önder çıkarmış büyük ata'ya sahip asil kandır türk.
yabancı birinin kızına bir erkek baktığında ''benim kızım çok güzel'' diye övünür
ama bir Türkün o anda yabalicekleri herkesçe bilinir Türk olmak ayrı birşeydir.
türk olmak başka ülkelerin ajanları vasıtasıyla senin halkına birbirini öldürtmesine karşılık (sivas, çorum, kahraman maraş) senin vicdanından dolayı o ülkeye karşı elinin kolunun bağlı olmasıdır.
türk olmak, osmanlı'nın borcunu ödemektir. hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi.
kosova'da ve bosna'da, batı trakya'da ve makedonya'da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.
türk olmak kıbrıs'ta, hocalı'da, anadolu'da ve balkanlar'da soykırıma uğrayıp karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır.
türk olmak faşist olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığında
türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sövdüğünde
türk olmak lisanının avrupa'da yasaklanmasıdır ve yine türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktır.
avrupa'da hor görülmek türk olmaktır, ataların bir çok asır önce viyana'yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir tabii ki sadece kuşatıp; napolyon gibi bütün viyana'yı yakmadığın için.
türk olmak selanik'te pontus anıtı'nın, viyana'da çiğnenen yeniçeri minberinin ve malta'da papazın üzerine bastığı türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir.
türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. sayısız imparatorluk kurmak türk olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da türk olmaktır.
arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icat edildiği her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.
türk olmak; truva'dan bu yana, sümer'den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.
doğu roma'yı da batı roma'yı da yıkıp, yeni roma olan ab'ye girmeye çalışmaktır türk olmak.
türk olmak, mostar'da köprüdür, kerkük'te kaledir, i̇stanbul'da kızkulesi'dir, anadolu'da buğdaydır, çukurova'da pamuktur, ege'de tütün, karadeniz'de fındık, trakya'da ayçiçeğidir.
türk olmak çanakkale'de ölmektir. çanakkale'de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır.
düşmanın ardından rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır.
sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır. kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.
türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiple n ecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.
türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. türk olmak, annenin şehit oğlunun ardından 'bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim.' demesidir. babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken 'vatan sağ olsun!' demesidir.
türk olmak 'türk çayında radyasyon olmaz!' yalanları ile, 'gusül abdesti alana aids bulaşmaz!' dolanları ile yaşamaktır.
her hükümetin enkaz devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.
türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. aynı nedenle türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. göz hakkına, diş kirasına saygıdır.
türk olmak. evindeki bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir. kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır türk olmak.
türk olmak, milli maçta ağlamaktır. ayhan işık'a, belgin doruk'a aşık olmaktır. türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. aşkı için ölmektir, öldürmektir. sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir.
en güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. eşkiyaya türkü yakmaktır, türk olmak.
milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, türk olmak.
türk olmak yunus'u bilmektir, aşık veysel'i sevmektir. mevlana'yı, hacı bektaş-ı veli'yi ve hoca yesevî -tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır.
türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövül düğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de yemen türküsü'nde...
hayatın sana verdiklerine 'nasip', vermediklerine 'kısmet' demektir. her işin 'hayırlısına' inanmaktır ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.
türk olmak, asya'da batılı, avrupa'da doğulu diye tepki görmektir.
irk sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı yaradandan ötürü sevmektir.
magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir.
türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte, on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir.
tavla oynarken bile kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir.
türk olmak, buhran zamanında arjantin'de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sıraya girerek, sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir.
türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.
zor iştir türk olmak. türk olmak anadolu'da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir.
türk olmak, medeniyetler mezarlığı anadolu'da dik durabilmektir..
tanımadığın yaşlı insanların çantasını taşımak, bilmediğin yolları tarif edebilmek, daha önce hiç görmediğin insanlarla sohbet edip sarılarak ayrılmak, kapına gelip yemek isteyeni takımını bozup bir tabak yemekle göndermektir.
en zor zamanlarda kendin yemediğini misafire bulup buluşturup sunmaktır. son anda pratik çözümlerle en büyük sorunları halletmektir. ülkeye gelen yabancı turist yardım istediğinde büyük bir heyecanla elinden geleni yapmak, hatta zor durumdaysa cebine para koymaktır.
somurtuk şekilde sürdürülen otobüs yolculuğunda, otobüs şöforu kavga ettiğinde tek yumruk olup ekip ruhuyla ona destek çıkmaktır. araba arıza yaptığında arabayı itmektir.
yolda kalan bayana "bacım gel korkma bizden zarar gelmez deyip evine bırakmak ve yol boyunca onu namusu gibi korumaktır.