türkiye'deki lise derslerinin fransa'da üniversite seviyesi olması ve milletin bunu görüp ağır yük altından kalkayım da iş sahibi olayım para kazanayım derdinde olmasıdır bütün sıkıntı. yoksa her fransız gibi her türk de teknoloji'de ilerleme katedebilir. saygılar.
aslında türk sermaye sahiplerinin risk almayı istmemesinin sebeb olduğu yanılsama. mühendisinin getirdiği arıtma projesini dünyada örneği yok diye beğenmeyip tam 20 yıl sonra almanlar yapınca 5 misli fiyata alacak patronlarımız var.
diğer meslek erbaplarıyla paralel gitmektedir. sanki fizikçiler her gün atom parçalıyor, kimyacılar periyodik tabloyu geliştiriyorlar, doktorlar halen kanseri aidsi yenebilmiş değil. hukuk sisteminin durumu içler acısı, idari bilimler mezunlarının yaptıkları ortada. tek suçlu mühendisler. la bi siktirin gidin.
başkası yazmadan ben vereyim bakınızı.
(bkz: genç mühendisler rahatsız)
ne yazık ki bu minik einstein'lar kabul etmese de gerçektir hem de gün gibi.
bu süper zekalarımız "sözel mi? aptalların okuduğu bölüm", "eşit ağırlık mı? dingiller hepsi, sayısala da sözele de kafaları tam basmıyor, ortadalar ehe ehe" diye beyanatta bulunurlar ve sayısalcı olarak ne kadar zeki olduklarını söylerler ama dersleri bok gibidir üniversitede.
şimdi sen sözelcilerin derslerini "heheh, ne kolay lan. ezberle geç, ezberle geç. ne basit, ahahha" diye küçümsüyordun ya dingil, al işte üniversitede sana tarih ve türkçe gibi "kolay", "ezberle geç" dersleri vermişler oh mis gibi. değil mi?
bir de aklıma takılan bir soru daha var: hani süper zekiydiniz? neden kimya, fizik veya biyoloji zor geliyor ki sizlere?
sorun mühendislik eğitimi alan öğrencide değildir sorun onu hiç alakası olmayan derslerle sınav eden üniversite müfredatı ve yök'tedir. bilgisayar mühendisliği okuyorum adam bana c#, java göstereceğine calculus gösteriyor, fizik, fizik lab. gösteriyor. o da neyse hadi sayısalız ama bu türkçe ile tarih nedir arkadaş?
türkün türke yalanıdır. türk mühendisler tarih boyunca hep başarılı olmuşlardır ve başarılı olacaklardır.
cumhuriyet tarihinden örnek vermeye başlayayım. türk mühendisler dünyanın en gelişmiş uçaklarını üretmişlerdir. hemde 1930 lu yıllarda.
günümüz dünyasında olan bir arabanın bir üst modeli bile en az 2-3 yılda yapılıyorken sıfırdan bir arabayı altı ayda üretebilmişlerdir. devrim arabaları filmini herkes izlemiştir.
aselsan ın mühendisleri 2-3 gün arayla bunalıma girdikleri için intihar etmemiştir. başarılı oldukları için suikasta maruz kalmışlardır.
askerin şu anda giydiği kamuflajı radar sistemleri görememektedir.
Vestel firması tamamıyla türklerden oluşur. elektronik eşya ve beyaz eşyada avrupa daki en büyük pazar payına sahiptir.
israille aramız bozuldu, 2-3 sene içerisinde sıfırdan insansız hava aracı ürettik. bu mühendisler daha ne yapsın.
buna benzer yüzlerce örnek verilebilir. bunlar sadece türk mühendislik başarısının birkaçı. hemde sadece cumhuriyet tarihimizde. birde bu gibi şeyler yokluk içinde olmamıza, * mühendislerimize neredeyse hiç destek verilmemesine rağmen gerçekleşen şeyler.
fasa fiso olan mühendislerimiz değildir efendim. fasa fiso olan şeyler başka.
mesela siyasetimiz. devrim arabasının seri üretime geçememesi, zamanında yapılan uçakların bir anda üretiminin durdurulması gibi şeyler tamamen siyasi iradenin mahsuludur. devrim arabalarında bir laf söyler mühendis; "bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz" diye. bu lafın yalan olmasını çok isterdim. ama maalesef doğru bir laf.
fasa fiso... bir sürü fasa fiso var. bence en büyük fasa fisomuz, özgüvenimizin olmaması. "devrim arabaları" adlı filmi izleyin. göreceksiniz. veya mühendislerimiz hakkında açılan bu başlığı okuyun yeter.
sadece binadan ibaret olan üniversitelerden mezun olmuş mühendislerdir. ne test laboratuvarı vardır ne başka bişey. ölçüm, deney vs. yapamazsın ya da yaparsın hatalı sonuç verir. ayrıca sağlam eğitim almış, taş gibi mühendislerde vardır.
not: makine mühendisiyim.
iphone u, falan mühendislerin yaptığını sanmaktır.
parası olan biri düğmeye basar ve ürün ortaya çıkar.
mühendise de ki bana şöyle şöyle bi alet yap iyi kötü bişey yapar.
Sen ülkende Pozitif bilimleri şaha kaldır, geri kalan sözel tüm bölümlerin işlevini azalt. Mühendisliklerin tirajını yükseltip mezun olduktan sonra iş sahasını genişlet sonra eğitimini yarım yamalak ver. Ee bir mühendis dediğin daha laboratuvar kokusu almadan mezun oluyorsa, eğitim gördüğü sistem onu böyle yetiştiriyorsa? Bu ekmek peşin de mühendislik fakültesinde sürünen halkın suçumumdur? Hadi onlara bok atalım. Staj yapmadan mezun olan mühendis adayları biliyorum ben. Hey yavrum hey Tayyibin eteğine sığınıp ne mercilere yüksünenler var. Fakülte eğitmenlerinde bitmiyor iş. Yada öğrenci kalitesinde. Sen öss dediğin sınavla her kumaştan adamı mühendisliğe yönlendirirsen tabi ki kalite arayamazsın. Ülkeyi sırf mühendisler mi kurtaracak ? Öyleyse seçerek alacaksın. Halkın diğer kesimi de başka meslek gruplarına yöneldiğinde aç kalmayacak.
Ama öyle bir şey yok tabi. Geberesice mühendisler sizin yüzünüzden kalkınamıyoruz biz zaten.
Üniversitelerin bilime katkı sağlamaktan çok para kazanmak için tercih edilmesinden kaynaklanan durumdur. Mühendislik eğitiminin kendini tekrar eden süreçlerden ibaret olması, gereksiz derslerin fazlalığı, yeni proje tasarlama ve uygulama alanında yeni yöntemlerin denememesi ve ar-ge faaliyetlerinin yetersizliği yüzünden pek az başarılı türk mühendis yetişmektedir.
