üniversite eğitimi süresince pratik eğitimden yoksun bırakılmış mühendislerdir.
türkiye'de okuyanlar için geçerli tabii bu.
ver teoriyi ver teoriyi nereye kadar..
mezun olunca da bir sürü özellik ararlar sonra iş verenler.
ulan ne verdiniz de ne istiyosunuz be! *
çalışırken;
-hacı şu tornavidayı versene.
-o ne lan?
-ebenin te cetveli, tarrak kafa.
-çizim mi yapacaz?
-he, he, seni şu duvara çizecem.
-ölçülendirme yapacaz mı?
göz önünde vuku bulan olaydır efem.
yeni bir cnc alınır almanyadan. yanında kurulum için alman mühendis gelmiştir, eline eldiveni takar ve başlar parçayı monte etmeye. adam saatlerce uğraşır, üstü başı kir içinde kalmıştır. ama o an anlamışsınızdır ki adam hakkaten mühendistir, bizim türk mühendisler vay mına koyim edasında adamı takım elbiselerle izlemektedirler o esnada. fark burdadır.
bazı üniversitelerde pratik eğitim de gayet güzel verilir. elektrik labratuarında 5 saat boyunca devre kurup ölçüm yapıp grafik çizip rapor hazırladığımı bilirim.
üniversitede okurken kendini geliştirenlerin çoğu iş sahibidir. ayrıca tabi bitirdiği bölüme de bakar. türkiye de çalışma alanı olmayan bölüm bitirdikten sonra mezun olunca neden iş yok diye sormamak gerekir.
