japon modernleşmesi ile tam bir tezatlık arz eden modernleşmedir.
japon modernleşimesi batının ilmini, fennini, bilimini, teknolojisini vs örnek almış; kendi kültürünü, gekeneğini, maddi manevi birikimini korumuştur. kendi köklerinden beslenerek kendi temellerine modernizmi inşa etmiştir.
türk modernleşmesi / modernleşememesi ise tam tersi durumdadır. maddi anlamda giderek batıya esir hale gelmiş, batının iliminden fenninden teknolojisinden faydalanmak yerine bunlara bağımlı hale gelmiş, ancak batının "virüs" olarak adlandırılabilecek, özellikle dil, din, ve kültür alanındaki sakat hal ve hareketlerini bağnaz bir tutumla taklit etmiştir. bu durumda da ne olduğu belirsiz bir dil, kültür ve dejenere olmuş maddi manevi değerler karşımızda durmaktadır.
rusya modernleşmesi ile çok örtüşen yanları vardır. işin psikolojik tarafı için dostoyevski ve oblomov okumaları yapılabilir, görünen o ki geri kalmışlık hissi, eziklik duygusu iki milletin de tarihsel yazgısı adeta.
sanılan aksine, bilimde , sanatta ve kültürde değil de;
materyal bir dünyada modernleşmedir.
sadece kullanılan eşyalar, popüler kültürün getirdiği/dayattığı yaşan tarzları, giyim-kuşam, yeme-içme tarzı gibi gündelik şeylerle olan bir modernleşmedir. taklitçilikten öte değil, sadece günü kurtaran kapital sisteme daha da çok hizmet eden bir anlayış.