türk milleti yazmıştır batılı Okur. bunçün.
batının yazdığını çevirip de niye okusun gene. ayrıca kalitesiz kitap çok fazla ve iş acaip bir şekilde ticarete dökülmüş durumda.
yirminci yüzyıl öncesi kitaplar -ilgililerce- okunabilir.
bizim milletimiz çok tembel bir millettir yani sosyal hayat bazında. kitap okumaz ama bir çok şeyi okur yani okuma özelliği vardır.
örnek olarak ;
kadınlarımız , italyan , alman , isveç veya fransız kadınlarından biraz daha farklıdır.
geneli kitap okumaz , okusa da ünlü bir modacının çıkardığı içeriği pek bir anlam ifade etmeyen kitapları okur.tabi genelleme yapmamak lazım.
dergi okur , gazetelerin; burç ,tatil ,magazin sayfalarını en ince ayrıntısına kadar inceler. okuma alışkanlığı vardır.
erkekler de aynıdır bizim genelimiz kitap okumaz ,gazeteyi ilk spor sayfasından başlar okumaya , cinayet haberlerini inceler , cep telefonu fiyatlarına bakar bunun yanında yaşlı olan abilerimiz zam haberi arar.bir sürü hikaye.
bir de bu milletin %90'ı bulmaca çözer , %70'i çözemez ama en azından 3-5 kere doldurur.*
katılmıyorum ben bu yargıya. Türk milleti en fazla kitap ve gazete okuyan millettir. çünkü bir kitabı 50 kişi okuyor bizim ülkemizde. kitap parçalanıncaya kadar elden ele giderek okunur aynı şekilde gazete de öyledir. Örneğin bir kahveyi ele alırsak kahveye bir gazete alınır ama o gün oraya gelen 100 kişi kahvaede aynı gazeteyi okur. sonuç olarak türk milleti çok okuyan bir millettir kanımca.
Sacma sapan turk dizileri ile yarisma programlari dururken saatlerce ya da gunlerce kitap okumak kimsenin isine gelmiyor. turk halkina gore kitap okumak zaman kaybidir nasil olsa dizisi ya da filmi cikacak izleyecektir. Ya da 1 kitap almaktansa 2 paket sigara almak daha mantikli gelir. Bazilari okur ama bakar ki okumak cehaleti aliyor ama eseklik baki iste o zaman okumaktan vazgecer.bicogu ise dogru kitabi secemediginden kitap okumak iskence halini alir ve sirf okumus olmak icin kitap zorla bitirilir. Kimileri sokakta cafede metrobus vs otobuste okuyor diye sekilcilikle yaftalanir ve hevesi kacar. bazilari ise sozluge girip bir kac entry okumayi kitap okumaya yegler. Facebook, twitter i hic soylemiyorum bile.
En zengininden fakirine ülkemizdeki herkes para düşünür. Yarın nasıl 20 lira kazanırım diyen adamdan 25 liraya kitap almasını bekleyemezsin. Yada yarın hangi bankada faiz yüksek şirket neden açık verdi diye düşünen adamda ne beyin kalırki kitaba zaman ayırsın.
Özet olarak yaşam kalitemiz artmadan, ekonomik ferahlığı yakalamadan kimse kitap okumaya vakit ayırmaz.
x milletinin y alışkanlığının olmamasıyla aynı sebepten kaynaklanan sebep.
her şey gelenek işi.yüzyıllar boyunca japonlar onurları için yaşar çünkü tarihsel süreçleri onları buna zorlamıştır.yahudiler hep birbirini korur kollar çünkü tarihsel süreç onları buna zorlar.biz de kitap okumayız.
bunda yakınılacak veya sevinecek hiçbir durum yok,bir deyimin bile deyim olma süreci yüzyıllar alıyor.kaldı ki bir gelenekten,alışkanlıktan bahsediyoruz.
ilkokula gitmenin bile dogu illerinde son 10 yilda öneme alindigi ,ustune bazi aliskanliklarin ailede alindigi ve de bunda sosyakulturel olgunun agir bastigi dusunulecek olursa tablo az kitap okumak olacaktir.
birincisi zaman yok, ikincisi kafa yok.
zamanının olmaması yüzünden okuyamayan insanlara sözüm yok, ama gerçekten zamanı yoksa. çünkü birçok insan günde 10-12 saat çalışıyor ve bu tempodan sonra kitap okumak oldukça zor.
onun haricindezamanı olupta okumayan insanda ise kafa yok. ama ona da sorunca zaman yok diyor. bahane hazır nasıl olsa.
çeneyi zevkle ota boka, zevkten ağzının suyu aka aka şakırdatmak varken, kitap okumanın dayanılmaz işkencesini neden yaşasın?
sosyal medyada, en aptal ve bilgisiz entelektüel kişiliklerden bile daha aşağılık halde olduğunun farkına varmadan, yobaz fikirlerine uymayan tüm nadide beyin insanları hakkında saçma salak yorumlar yapmak varken neden okumanın pençesinde can çekişsin?
her hafta bir kitap okurdum. okumamaya gelince; "tutunamayanlar" kitabını aldım. bir özelliğim vardır, aldığım kitap bitmeden yenisine başlamam ıste bu kitap bitmiyor hafız!
biz sıkılıyoruz. tez canlı insanlarız, dayanamıyoruz kitap okumaya. bir şeye uzun süre odaklanamıyoruz. başlasak da bitiremiyoruz kitabı. türk gibi başlamak deyimi boş yere söylenmemiş.
arkadaş derdim derdiniz olmuş editi: kitap okumanın faydalarından bahsedip tavsiyeler veren arkadaşların sayısı şaşırttı beni ama şöyle de bişey eklemek isterim: ingiliz edebiyatı mezunuyum. ben kitapları okumam analiz ederim. analiz olayına bulaşanlar bilir, okuyucu kitabı okurken, analizci şurda neden bu kelimeyi kullanmış, yazar hangi anlatım tekniklerini uygulamış, hangi akımlardan etkilenmiş, simgeler, motifler neler, neden burada bunları kullanmış gibi detayları düşünür. o yüzden de okuma olayı sıkıcılaşır. ben de okumuyorum bu yüzden amk. okuduklarıma sayın. *
içinden rengarenk görüntüler çıkan bir kutuya bakıp ufkunu iki katına çıkardığı için kitaba gerek duymuyordur. kim uğraşacak şimdi kitapla mitapla 1 sene sonra filmi çıkar izlerim gibi bir düşünceden de kaynaklanmaktadır.
yeni doğan her insanın barındırdığı merak duygusunun, araştırmacı ve eleştirel olma eğiliminin ezberci eğitimim denen pres makinesiyle bozulmasındandır. çocuk soru sorar hoca cevap vermez ezberletir çocuğun merakını alevlendireceğine söndürür. aileler de öyle
kitabin pahali oldugu dusunulur, ki bu dogrudur pek cok ulkeye gore. ama is bir sigaraya gelsin benim canim ulkemin canim insanlari kiyarlar paralarina. kutuphane var diyeceksiniz, bir iki istisnasi disinda kutuphanede karsilastigim gorevliler hep aksi insanlardi. bunlar kitap okumamaya sebep mi? tabi ki hayir. dizilere, televizyona duskun olusumuz, okullarda dayatilan su kitabi okuyun olaylari vs. cok sebep var.