Göz önünde bulunan durum.
Sanırım türk olarak ilkelerimize çok bağlıyız ama ülkenin başında duran şerefsiz partiye karşı direnmezsek ekmeğimiz ve hayallerimiz uzaya gidecek. Gerçek anlamda uzaya.
Bunun için devrim zorunlu, bu kalıplaşmış sisteme toplumun gücünü gösterme zamanı, bunun için ilk önce birbirimize güvenmeliyiz, korkuyu defetmek için.
Emin olun ufuktan "ampül"ün işığından çok daha güçlü bir güneş çıkıp ülkeyi aydınlatacaktır. ¤
Ben ihtilalden yanayım. Ama öyle bir ihtilal olmalı ki fransız ve bolşevik ihtilalini arkasında bırakmalı.. Bütün dünya bu ihtilali konuşmalı... Bu ihtilal herkese öyle korku vermeli ki bir daha kimse bu ülkenin vatandaşının kanını akıtamasın, kimse bu ülkeye göz koyamasın, kimse bize ihanet edemesin..
Türk milleti artık pıstı bence.. Yarına sağ salim çıkayım kafasında.. Bu gidişle de olmaz bir şey zaten.. Böyle şeyler aşırı öfkenin getirdiği bir patlamaya bakar.. Bu uyuşmuş millette, artık ihtilal ruhu göremiyorum.
Her zaman bir sistem yaranır, ardından sistemin katılığına bağlı olarak bir devrim gelir. Devrim değişimdir ve hiç bir değişim kolay değildir, ama zorunludur. Değişime ayak uydurmazsak toplum yücelmez. Toplum yücelmezse zaten at çöplüğe o devleti. ¤
Devrim derken aklınıza hemen kan ve savaş gelmesin. Devrim aydınlanmadır ve biz bir birey olarak ta kendi içimizde belirli zamanlarda devrim yaşıyoruz. Doğru bildiklerimizin yıkılması gibi.
Sisteme de bunu ikna etmek lazım. Sadece kendi doğrularının olmadığını ve bunu ispatlamak için devrim niteliğinde bir buluş yapmak lazım. ¤
inanın ya da inanmayın biz şu yıllarda dünya olarak devrim çağına geçiyoruz.
Kendi inançlarımıza uymayana saygısızlık yapmak yerine her canlıya kucak açtığımız vakit yücelmiş bir toplum olarak öne çıkarız. ¤
Çünkü Türk milleti muhafazakar ve fanatik. Dünyayı dogmalarla anlamlandırmaya çok alışık. Kim ister ki bütün değerleri sarsılsın. O yüzden sıkı sıkıya tutunmustur insanlar. Ama kaçınılmaz bir son bence devrim. Biz yaşadıkça an yeni bir yaratım içinde sürekli değişiyor. Bu kadar eskiye tutunmak anı ve köklü bir değişimi körüklemekten başka birşey değil bence.
(bkz: niccolo machiavelli)
(bkz: prens)
peki ne diyor kitapta özetle:
türklerin devletini yıkması zordur ama yönetmesi kolaydır.
fransızların devletini yıkması kolaydır ama yönetmesi zordur.
fransa, 1789 fransız ihtilalinden günümüze kadar:
devrimden sonra ilk cumhuriyet kurulmuştur. sonra napolyon imparatorluk kurmuştur. bir süre sonra napolyan savaşlarinin da etkisiyle mutlak monarsiye gecilmiştir. 1830 da anayasal monarşi olmustur. sonra 1870 yılında tekrar cumhuriyet olmuştur. nazi savasında rejim çökmüştür. isgal bitince tekrar cumhuriyet kurulmuştur. bu sefer de cezayir savası süresince çökmüstür. son olarak 1956 yılında yeniden cumhuriyet ilan eden fransa günümüze kadar gelmeyi başarabilmiştir.
niccolo bu tespitleri 1500 yılında falan yapmıstır.