barbaros hayrettin paşa dan, piri reis ten bihaber adam iddiasıdır.
çevresindeki tüm denizlere hakim olan osmanlı imparatorluğunun akdenizi adeta türk gölü haline getirdiği günleri öğrenmesini tavsiye ederim.
çevresindeki tüm denizlere hakim olan osmanlının okyanusa kıyısı olmaması, osmanlının coğrafi keşiflerde yer alamamasının ana sebebidir.
sömürü düzenine gelince, osmanlı fatih politikasında sömürü anlayışı yoktur. fethettiği coğrafyalara refah ve huzur taşıyan bir medeniyetten söz ediyoruz.
deniz komutanlığında dönen dümenleri görünce gayet normal karşılanması gereken durumdur. onca boku kutsal gördüğümüz üniformanın arkasına sığınarak ye ondan sonra türk denizciliği gelişmiyor diye kıçını yırt. reva mı lan bu.
üç tarafımız denizlerle çevriliyken bir deniz bakanlığımızın bile olmamasından şaşırılmaması gereken tespit.
orta asya'dan buralara göç ettiğimiz için denizciliğin tarih boyunca ananevi bir görev teşkil etmediğini biliyoruz. elbet barbaros hayrettin, kaptan ali paşa, piri reis ve onlar gibi istisnai kimseler var, ama onlar kendi meraklarının peşinden giden farklı kimselerdir. bir millet olarak denizciliğe pek meyil göstermemişizdir. ayıptır. açıkçası tarihi birkaç olayı da düşününce yatkın olduğumuz bir husus olduğunu düşünüyorum.
otobüs-magirüs cinsinden çok bireyimiz mevcut toplumumuzda. iveco da otoyoldan.. atlantisten de gelmedik zaar.. birileri gemi sektörüne el attı, endişeye mahal yok, ister istemez o da gelişir artık.. faydasını görme meselesi.. dün ekmek eldendi, yarın gölden gelen suya da talip çıkar elbet..
barbaros ve diğer bir çoğunun ithal olduğunu hatırlatmak isterim.. ismi de ithal etmişiz, italyanca "kırmızı sakal" anlamına gelen bir isim de, yerli yersiz çocuklarımıza verilir olmuş. zevk meselesi tabi, covanni, serciyo, canluka, piyerluyci de kulağa epey hoş geliyor misal..
Bilmeyen, cühela insanların önermesidir. Şöyle ki;
-Akdenizi, karadenizi, egeyi iç deniz haline getirmiş bir Osmanlı Devleti vardı. Atalarımızdı onlar ya.
-Tarihimiz reisler, kaptanı deryalar, paşalarla dolu. Bunları bilmek, öğrenmek, daha sonra konuşmak lazım.
-1492 de kristof kolomb, 1507 de Amerigo Vespucci tarafından keşfedilen Amerikayı 1513'te haritalarda çizen denizcilerimiz de mevcuttur.
- Zamanının en güçlü denizcilerinin toplandığı haçlı donanmasını 27 eylül 1538'de preveze'ye gömen denizcilerimiz mevcuttur. Her 27 Eylül denizcilik günü olarak kutlanır. Eğer kafamız örümcek ağlarıyla kaplı olmasaydı 27 Eylül günü "bunlar ne kutluyor böyle" deseydik kendi kendimize, en basitinden google amca'ya sorsaydık 27 Eylülleri anlardık neyin ne olduğunu. Ama hepimiz eğitim zaiyatıyız.
olamayabilir, şeklinde basitçe geçiştirilmesi muhtemel tespit.tabi bir kısım isim belirterek örnekler veriyor.türklerin her konuda başarılı oldukları ispatı için sevimli bir çaba.zira sayılan isimler türk değil.
ayrıca başarılı olmak zorunda değildir, türkler, denizcilikte.kültürleri ve yaşam biçimleri buna müsait değildir.
her ne kadar osmanlı akdeniz de bir dönem borusunu öttürse de genelde doğru olan ifadedir.
evet bir zamanlar barbaros, kılıç ali reis, turgut reis, piri reis gibi denizcilerimiz vardı. ancak osmanlı donanması sadece iç denizlerde etkiliydi. o kadar ki umman da portekizliler osmanlı donanmasını yerle bir ediyordu. osmanlı okyonuslarda adeta sıfırdı. piri reis portekizlilere yenildiği için kellesinden olmuştu örneğin.
zaten bu yüzden herkes coğrafi keşiflerle uğraşırken biz akdeniz den başka bir yere de gidemedik. el alem yeni şeyler keşfederken biz yerimizde çakılı kaldık. işte son da o gün başladı ve geriledik, geriledik ta ki sakarya ya kadar.
kendimizi kandırmayalım 3 yanı denizlerle çevrili ülkemizde kaçımız haftada 1 kez balık yiyoruz ya da alabalık, hamsi dışında balık yiyoruz.
donanmamız ne kadar güçlü dersiniz? gemi inşaatı ne alemde?
osmanlı devleti zamanında dünya genelinde önemli zaferlere ve başarılara sahip olan denizcilik sektörünün, kullanılan enerji kaynağının allah vergisi rüzgardan fosil yakıtlara dönmesi, o döneme denk gelen savaşlar, milli mücadele ve sıkıntılarında körüklemesi ile cumhuriyet tarihinde ilerlediği söylenemez.
bu dönemlerde *atını alan herifçioğulları cebelitarık'ı geçtikleri için bizim içinde maç 1-0 hatta 2-0 geriden başlamıştır.
neticede deniz navlunlarının durumu ortada, deniz nakliyatı yapan yerli firmaların durumu malum. her ne kadar devlet çeşitli sübvansiyonlar ile sektörü desteklese de çok değil bir kaç sene önceki kriz döneminin başında ülkenin önemli armatörleri gemilerini yüzdürmekten ziyade limanda bağlayıp depo olarak kullanmanın daha karlı olduğunu düşünmekteydi.
tüm bunlar hep geri kalınacağı anlamına gelmemekte tabi, sektörde önemli yeri olan komşumuz yunanistan son dönemlerde oldukça sıkıntılı günler geçirmesi en çok yerli firmalarımıza yaramıştır. bu fırsatı da iyi değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
Malum böyle krizler her zaman olmaz. 3-4 sene de bir o da teğet geçerse.
tarihte 3 büyük deniz savaşını kazanmış karadeniz'i ve akdeniz'i zamanında birer türk gölü haline getirmiş bir milletin tarihinden bihaber torununun sıçtığı başlık. bu arkadaşın beşiktaş deniz müzesine gitmesini tavsiye ediyorum ha olurda yol parası yoksa bizzat ben vereceğim.
ismini hatırlamadığım bir denizci televizyonda, 3 tarafımızın denizlerle çevrili olmasına rağmen bir deniz bakanlığımızın olmamasından şikayet ediyordu. Hatta bizim denizciliği de yunanlardan öğrendiğimizi yunanistanın şu an denizcilikte türkiyeden daha üstün olduğunu söyledi. Bunlar ne kadar doğru ama bizim pir-i reisimizin dünya haritasını çizerken yunanlardan esinlenmedigi kesin. Zaten öyle olsaydı reis türk olmazdı..
ismini hatırlamadığım bir denizci televizyonda, 3 tarafımızın denizlerle çevrili olmasına rağmen bir deniz bakanlığımızın olmamasından şikayet ediyordu. Hatta bizim denizciliği de yunanlardan öğrendiğimizi yunanistanın şu an denizcilikte türkiyeden daha üstün olduğunu söyledi. Bunlar ne kadar doğru bilmem ama bizim pir-i reisimizin dünya haritasını çizerken yunanlardan esinlenmedigi kesin. Zaten öyle olsaydı pir-i reis türk olmazdı. Olsa olsa yunan olurdu.
osmanlı'nın okyanuslarla pek işi olmamıştır. işi olduğu denizler akdeniz ve karadenizdir. bu denizlerde hakim güç olmasının nedeni de donanmasının kuvveti değildir, bu denizlerin çevresindeki toprakları işgal etmesidir. bu sayede bu denizler birer osmanlı gölü haline gelmiştir. tabi avrupadaki viyana hezimeti, kuzeyde kırım savaşı ve afrikanın kuzeyinde ( fas, cezayir, tunus, libya) yaşanan gelişmeler ve bu toprakların kaybı, osmanlı'yı anadoluya hapsetmiş ve bir yarım ada haline getirmiştir. bu yarım adayı da elde tutmak o kadar güç olmuştur ki uğruna ne insanlar ölmüştür.
neyseki 21.yy'da tartışılması gereken konu bu değil. artık savaşlar denizlerde değil, masalarda kazanılıyor.
5000 yıllık türk tarihinden bahsediliyor, daha sonrada 600 yıllık osmanlı dışında bir denizcilik faaliyeti yok deniliyor.
böyle bir gerizekalılık örneğini iddia ediyorum bu sözlükte ancak bir islamcı yapabilirdi. ulan adamlar gobi çölünün ortasında gemi inşaatı mı yapsalardı. deniz vardı da adamlar mı kullanmadı.