(bkz: söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil)
bahsettiğim ahlak namus bekçiliğinden çok türk milletindeki yozlaşma. teknolojinin hayatın direk ortasına girmesi, kadın erkek ilişkileri çarpıklığı,hırsızlık,sıradanlaştırılma ve uyuşturulma durumu.
kökleri tarih sayfasının başından başlayan türk milleti kültürel emperyalizmin, yozlaşmanın tam eşiğinde. abisinin tecavüzüne uğrayan genç kız, babasının bekaretini kontrol ettiği ''kız çocuğu'', çöpe atılan bebekler, bebekleriyle bir başına kandırılmış kadınlar, doktorların dayak yemesi, hak hukuk deyip soruların çalınması vb. şekilde bu liste uzar gider. ruh hastası insanlar olmaya başladık. her geçen gün bir geçen günü aratmaya başladı.
türk milletine dayatılan bir diğer sorun ise fakirlik. fakir türkiye'yi yönetmek ise daha kolay nedense. bazıları demokrasi derken milletimiz ekmek peşinde. kim ekmek bizde derse onun izinde. vatandaş akşama namusuyla eve ne götüreceğini düşünürken bir kısımda evden ne götüreceğini düşünüyor. fakirlik,hırsızlık,fahişelik hem insanların kolay yolu hemde kaderi haline getiriyor. kadının meta haline getirilmesi et parçası gibi satılması, baklava çalan cocuğun hırsızlık yapması, vebali hepimizde ama insanın kendini kurtarmaya çalışmasından başkalarını kurtarmaya sıra gelmemesi de çok normal.
bir diğer türk milletine dayatma ise avrupaileşmek, medeniyetlerin beşiği anadolu insanına medeni ol denmesi. o kadar medenileştik ki, apartmanda bir birini yıllardır tanımayan, sokağa çıkıp top oynamayı bilmeyen nesiller yetişmeye başladı. sözlükte de meşhur olan kızları izledik ama sözlük yazarı arkadaşlarımla bir kez daha gurur duydum gülüp geçmek ve ya azgınlık göstermektense onlar için üzülmüşlerdi doğruydu bu anne babaların olduğu kadar bizim suçumuzdu. kızlar ve erkler artık yaşının olgunluğunda gerektirdiği gibi yaşamıyordu.
anne baba demişken boşanma oranında ki artış da rekor seviyelerde. insanların artık eşlerine ne tahammülü ne de dayanmaya gücü kaldı öyle ki anne babasıyla resmi olmayan nesiller büyüdü. anne babasının hatasını çektiği çoğu kardeşimiz arkadaşımız oldu. türk milletinin temel taşı yok edildi. aile kavramı yok edilmeden türkleri yenemezsiniz demişti tarihte biri haklıydı can evimizden vurdular. ailesini elinde tutamayanda ya kendini ya karısı vurdu zaten. hiç bir şeyin ortasını bulamaz hale geldik. karısını el üstünde tutan türk erkeği yakışmayacak şeyler yaptı karısına çocuğuna.
bu ülkenin çocuğuda amerika'nın avrupa'nın elinde düştü . amerika git dedi savaştı, avrupa dersine böyle çalış dedi çalıştı, imf çiftçisinde tütün ekme dedi ekmedi, yabancıya arsa satmaktaki kolaylık bizim gencimiz ev yapmak isteyince gösterilmedi. o kadar sığırlaştırıldık ki öss,öys,kgs bilmem ne derken hayatın nasıl geçtiğini anlayamadı bir nesil. ne memleketini anladı, ne de değiştirmeye fırsatı oldu.
hatta o kadar uyuşturulduk ki bizim neslimiz ve yeni nesil, şehit haberleri bile sıradan gelmeye başladı. şehitlik kadar kutsal mertebe bizim gözümüzde artık sadece sayıydı. bingöl 8 şehit , hakkari 10 şehit sadece dile kolay sayıydı, ne şehidimize ahlakımız kaldı, ne emanetlerine. öyle değiştik ki komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen halk, milasta kore gazisini ölüme terketti. o kadar duyarsız umursamazdık ki iki yaşındaki ölmüş bebeğe otopsi yapıldığında midesinin boş olduğu açlıktan öldüğü anlaşıldığı.
hiç derdimiz olmadığından maç yüzünden birbirimizi kesmeye başladık. tek derdimiz buydu. ne kendimize saygımız kaldı ne karşımızdakine. öyle kutuplaştırıldık ki komşumuza, sınıf arkadaşımıza dinini,dilini sormaya başladık. kürt,türk,alevi,ermeni ilkokul çocuğunun diline düştü. bilerek düşürüldü ne zaman ki türk milleti birbiriyle uğraşmayı bırakırdı,karnı doyardı, işte o zaman dünyanın yeniden bizden korkması gerekirdi. sirki kurdular, verdiler elimize oyuncağı. ne zaman uykudan uyanırız bilmem. ama uyanırsak da hiç bir şey eskisi gibi olmaz bunu bilirim.
His yok, hareket yok, acı yok Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması memûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
iş bitti Sebâtın sonu yoktur! deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın yese kapılma.