daha 5 yıl önce ırak ın nasıl bölündüğünü görmemiş gibi sen kürtsün sen türksün, doğu bizimdir, batı sizindir muhabbeti yapan insanlar topluluğudur.
alo uyanın. adamlar son 10 yıldır nasılda sen alevisin sen sünnisin diye böldü ırak ı. görmüyor musunuz? bize de sen türksün sen kürtsün yemini attılar. bölünüyoruz. uyanın artık!!
bu hafta karşılaştığım örneklere göre yorumlanacak olursa kahir ekseriyetinde zihinsel yetersizlik mevcut olan insanlar.
komünist olup tanrı inancı olanlar var.
hz. ali doktrinlerini hz. muhammed i yok saymak suretiyle uygulayanları var.
sevdiği şarkıcı veya şair e göre ideolojisini belirleyenleri var.
müslüman olup kadere inanmayanları var.
osman gazi orhan gazinin oğlu mu?, babası mı? bilmeyen milliyetçileri var.
kendi ırkından bir zatın dünyaya bedel olduğuna harbiden inananları var.
dua okuyarak ve cübbe giyerek zengin olanları var.
yabancı manda altında daha özgür olabileceğini sananları var.
bu salt etnik vasfı itibariyle mutlu olacağını düşünen çoğu zaman aç ve mutsuz olan insandır. bir depremde onbinlerce vatandaşını, akrabasını kaybeder ama mutluluğu için kendi ölçeğinde niteliksiz ama ona bakanların damarlarındaki kanın değerine göre öncelikli bir anlam taşıması dolayısıyla bir kelimeden ötürü mutlu olmayı etnik gerekçelere koşullamayı yeğleyen insandır. tuhaf bir mutluluk anlayışı var. son istatistiklerde avrupanın en mutsuz insanı seçildi. ama bunu bir de ona sor. asli mutsuzluğunu kompanse etmenin böyle bir yücelik tevehhümünden geçtiğini bilenlerin üzerinde iyi çalışmış olduğu bu tamlamanın mesruriyet kıstası kabul edilmesi, bir araya gelinen gruplarla sallanan bayrak ve atılan slogan ölçüsünde rahatlatıcılığı vardır. ne mutlu türküm diyene cümlesinin, sadece kitleleri hareketlendiren motor görevini kirasını ödemediğinde üzerine çöken sıkıntısını bertaraf etmede kinetik hale getiremez. bu insan, yıllarca 30 bin insanını bu ve buna benzer cümleler sebebiyle kaybetme yanlışını anlamamakta ısrar ettiği için de mutlu değildir. üç tarafı denizle, dört tarafı düşmanla çevrili olduğu retoriğinden süzülen düşman üretme paranoyasından kurtulmadıkça da mutlu olamayacaktır.
elalemin trilyonlar haycayıp yaptığı, aylarca yabancı kanallarda gavurların heyecanla izlediği dizi filmi bir gecede indirip diğer gece koca sezonu izleyen bir millet*.
diğer milletlere benzemez, fazla sesi çıkmaz önce ama son raddeye gelince patlar.
kısacası tarihde de görüldüğü gibi türk milleti volkan gibidir.
her türlü saçmalığa maruz kalmasına rağmen, diğer milletlerin bir kaşık suda bağmak istemesine rağmen hep sessizce içinden kaynamıştır.
''sessiz durması kormasındandır.'' diye düşünenlere ve ondan çekinmeyenleri kızgın lavlarla tarihe geçirmiştir.
kısacası türk milleti sabırlı ve sabrı bittiğinde yakıcı olandır.
dini ve gelenekleri bir olan ve bir soydan gelen türklere denir. aslında gerçekte dini ve gelenekleri benzer olan farklı ırklardan olabilen insanlar olarak kabul edilmeliydi ama lozan antlaşmasında batılılar bizi müslüman türk milleti ve müslüman olmayan azınlıklar olarak ayırdığı için millet kavramından uzaklaşıp uydurma ulus kelimesinin peşine düşmek zorunda kaldık.
çıktığı programda 70 milyonun onu izlediini sanır apartman köşelerine gece yarısı çocuklarını yollayıp çöp attrır arabarın sesini sonuna kdr açış gece 2 de sokakta gzer dünyanın ünlü profösörlerini yetiştirir penisleri küçüktür