eğer bir üniversite okuyorsanız ve eğer yolunuz istanbul üniversitesi, beyazıt yerleşkesinden, de geçiyorsa dışarıdaki turistlere dönüp bakma oranınız pek azdır. zira o kampüsün içinde anaların binbir zorlukla dünyaya getirdiği cicili bicili güzel mi güzel kızlar vardır. ve bunlar türk kızıdır. kezbanlıktan katrelerce uzaktadırlar. öyle çamur at izi kalsın kişilikli olanlarından ziyade dış görünüşüyle öyle bir celbeder ki sizi, dediğim gibi turistler yanlarında karşılaştırmada yetersiz kalır. avrupayla övündüğümüz, insanına bakıp insanımızı eleştirdiğimiz sınıflamaların dışında yer alarak yoklama kaçağı olarak sınıfta kalır o pek övündüğümüz avrupalı kadın dişilikler. türk kızlarının nedense açıklarını göremediğim o ortamda atılan bokun da gereksiz olduğunun pek ala farkındayız. zira ergenlikten gençliğin ilerleyen yaşlarına kadar neredeyse insanların bütünü özentidir. bir şeylere özenirler. dinlediği müzik türüyle takındığı tavırla veya giydiği elbiseyle sürekli özenip kişiliğini oturtmaya çalışır. bu öyle birşeydir ki gözümüze batıp durur, sanki kendileri %100 salt bir kişilik sahibi insan şahsı olduğunu düşünerek. zamanında sırf rap müzik dinlediğim için, belki de bağlantısı olduğunu düşündüğümden, graffitiye özenmiştim. amatörce çizimler yapıp saçmalamaktaydım. ellerimde akçalı spreyler ile boş duvar arayan mecnun misali mahalleyi turlardım. durup düşünmeden yapardım bunu, çünkü güzel gelirdi. mahallenin komşu kızı ayten de yabancı filmlerdeki cinsi latif olan Catherine Zeta-Jones'a özenmişti ki zorrodaki elena ile kendini özdeşleştirip saçını saçma bir renge boyamıştı. yadsımıştık zamanında, ama yine de iç sesimizle fısıltıyla konuşurken güzelliğini içten kabul edip bunu dışa vuramıyorduk, çünkü farklı olmak için çaba sarf ettiğinden olsa gerek bunu kabullenmek zor geliyordu. örneğin dibine vurup suyunu çıkartmadan demek istediğim, türk kızları diye yaftaladığımız o güzelim kızlar şimdi kendi kişiliklerini oturttuklarında gayet de sempatik tavırlar gösteriyor, en kezbanı bile dediğimiz hatun dahi olsa.. kabullenmek zor gelecek ve türlü eleştiri oklarına saplanacaksak da bu böyledir. ego tatminini maksimize etmeden bence bir öz eleştiri yapılması gerekir. zira dönüp dolaşıp onun koynuna gireceksiniz yine de.. isteseniz de istemeseniz de..