ağlamaklıyım, alt dudağım büküldü büküldü büküldü...
hüznüme bir parça kor düşsün diye bekliyorum. düşsün de yangınlarda yansın gerçekler.
gaybdan sesler duymak arzusundayım. bana sen yanılıyorsun desinler diye. sustursunlar beni. düşünceme kelepçeler vursunlar.
sahteliğimden utanayım istiyorum, yalancı bir çoban gibi koyunlarımı kaybedeyim. nefret etsin ahali benden, ama ben beni bulayım. hatamı anlayayım.
olmuyor, olmuyor... bu kopkoyu karanlıkta gözlerimi büyük büyük açıyorum, ama kime neye faydası var?
gözlerimin önünde dalgalanan bir karaltı bile olsa, işte, işte diyeceğim, artık yeter bu körlüğün, bak, işte görüyorsun diyeceğim.
ses, cırıltılı bir şikayet,
koku, ıslak bir izmarit...
ben, güzellik aramıyorum, ben bulunmak istiyorum. beni bulsun diyorum bulamadıklarım.
türk erkeklerini sevmek için tek bir neden bulmak kadar zor değildir kuşkusuz.
türk erkekleri önce rus erkeklerine baksın sonra kendilerine bir baksın.
(#12934543)
birbirinizi anlamınız için ilk şart budur bence. rusça kursları, beden dili eğitim vs. hiçbiri aynı dili konuşmak gibi değildir. herhangi bir yabancıya canım diyemezsiniz yabancı dilde. bir de aynı frekansı tutturmak gerekir ki, işte o imkansıza yakın. malum erkekler marstan kadınlar venüsten. *
genelleme yapmanın saçmalığını bir tarafa bırakırsak, 30-40 yaşına kadar her türk genci gibi maria sharapovanın gelip kendisiyle çıkmasını daha sonra onun kıçına tekmeyi basıp heidi klumla evlenip 3 ay gerdek yapmayı hayal ettiği biliyoruz. bu hayallerin yanında değil türk kızı alelade bir rus kızı * bile hafif kalmaktadır tabiki. ama 40 yaşına gelindiğinde daha sharapovadan ses çıkmamıştır ki heidi kluma varalım. ondan sonra bakılır ki hayallerin gerçekleşmekle yakından uzaktan alakası yok türk kızları göze daha güzel gelmeye başlar, kafa dengi bir tanesi bulunur, evlenilir. buradan çıkaracağımız sonuç ise şudur;
eğer 30 senedir tükürdüğünü yalamak istemiyorsan beğenmesen de türk kızlarına fazla bok atma. belki gelecekteki karını da karalıyorsundur.