Yabancı kız arkadaşlarımın ömrü boyunca olan sevgili sayısı en fazla üç iken, bizim gariban Türk kızları en az yirmi tane eskitiyor. Büyük etken sonra neden mutlu olamıyorum, olamazsın tabi.
erkeklere çektirdikleri çilelerdir. sen kendini birşey sanarsan mutsuz olmayı hak ediyorsun türk kızı. lakin çoğu mutludur, mutsuzmuş gibi gözükmeye çalışıp avlarını beklerler.
kendilerini çirkin gördükleri için o bana bakmaz, bu dalga geçmek için benle çıkmak istiyor diye gelen her teklifi reddetmeleridir. oysa ki biraz özgüvenli olsalar aslında önemli olanın tip olmadığını anlayacaklar zaten.
Erkeklerin yokluk nedeniyle olur olmaz kızlara asılıp havaya sokmaları neticesinde burnu laf dağında olan yurdum kızlarının bir gün düşündükleri kadar mükemmel olmadıkları gerçeğiyle yüzleşmesi en büyük yıkımdır.
onlari insan degil de uzerine atlanacak et olarak goren erkekler,
evlenme ve cocuk yapma zorunlulugunu asilayan aileler,
surekli yargilayan cevre,
hayat sartlari, tacizler vs.
sadece turk kizlari degil herkes mutsuz bana gore.
Kendilerini ispatlamak adına ota boka her şeye atlamaları ve tek başlarına halletmeye çalışmaları ilk sırada gelir... ikincisi ise trip atmaları insan bu kadar trip atıp mutlu olabilir mi? hiç!..
kendini tanıyıp isteklerini beklentilerini nasıl şekillendireceklerini bilmemelerinden; ellerindekinin değerini bilmeyip adriana ablanın isteklerine, sahip olduklarına göz dikmelerindendir.
ne açıklama yaparmışım.
erkeği mutlu olursa mutlu olabilecek, erkeğini mutlu ettiginde(sadece sevişerek mutlu olunmaz aklı çünkünde olanlar böyle düşünmesin) kendisinde mutlu olabilecektir, aksi halde ataerkil toplumumuzda büyük çoğunlugu tabiki mutsuzdur. evli olup cicim aylarının geçmesiyle mutlu olan kadın tanımadım daha, erkek eline bakan kadın ne kadar mutlu olucak allasen.