nice acıklı realiteler yüzlerimize şlap şlup diye çarpıldı, nice kopkoyu kahır ve hüzünlere gark olduk biz? sırf türk kızlarımız biraz kendilerine çekidüzen verip, fiziksel manada artık çaresiz olan sorunlarını bırakarak iç güzelliklerine müteallik meseleleri çözüme kavuşturmaya yönelik gayret kazansınlar diye.
ama, olmadı, olmuyor ve çok irkilmekteyim ki olmayacak. ye's denilen ukde-i hâtır vicdanımı ve ruhumu bağlamadan, bir ışık, bir damla ağartı görsem, görsem de "belki!" diyerek yoluma devam edebilsem. uyluklarımdaki sızıları duymazlıktan gelip bu çetrefilli mesafeleri usanmadan aşmaya devam edebilsem.
türk kızlarımız! onlar, at gözlüğünü aksesuar niyetine takan, göremediği yerler hakkında yorumlarda bulunarak bilgisini konuşturan, yanlışını kabul etmeyen, yanlışını söyleyen vicdan sahiplerine çemkiren, bir reis olma bir idare etme psikolojisine bürünürken koyunlar arasında bir koyun olduğunu unutan, farklı olma gayretleriyle ancak komik olabilen kızlarımızdır.
ben kendimden vazgeçtim, türk kızlarımız bu nâmütenâhi rezillik batağı içinde kıvranmaktan artık istifa etsin diye. yazık.