"yürü güzelim endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadnını sikeyim
ben mecnun muyum bir am için çöllere düşeyim
leylanın da mecnunun da anasını sikeyim"
devlet düzenleri başta afrika olmak üzere tüm zayıf ülkeleri sömürmek üzerine kurulu ülkelerin varlığından daha kötü bir durum değildir.
zira bu ülkelerin varlıkları ve tarihleri , insanlık tarihine , iri puntolarla yazılmış hakaretlere benzemektedir.
ağızlardan ve tavırlardan ahlaka aykırılıklar silinebilir de ,
koca devletlerin devletin dişlileri
siyah kıtanın çocukları , ortadoğunun gözyaşları , kafkasyanın bağırışları , balkanların feryadları
üzerine kurulmuşsa , bunu ortadan kaldırmak imkansıza yakındır.
hamurunda kan olduktan sonra taştan medeniyetlerin , süslü cümleciklerin , sözde dünya çapında yaygın dillerin , kibarlık destanı yazan zirvelerin ne manası kalmaktadır ?...
"yutukoğluyutuk" ve "babası sapığın oğlu" gibi son derece deneysel noktalara ulaşabiliyor zaman zaman. bana göre dünya müziğinde spiritualized neyse küfür sanatı'nda da maç izleyen kahve insanları odur.
Ankara'nın suç oranı en yüksek mahallelerinden biri olan Çinçin Bağları'nda sıkça ve farklılıkla rastlanan bir sanat dalıdır. Örnek verilecek olursa: "Ananın a*ına çimento dökerim, bütün mahalle abaza kalır Faruk!" *
türk olmakla birlikte direk damarlarda akan kanla alakalı olup dogaclama sekilde ve bir hışımla, diger sanatların aksine bir anda ürün ortaya koyabilmenizi saglayan sanat akımıdır.
