Köy enstitüleri sayesinde Eğitimli, kendini yetiştirmiş, kafası çalışan bir topluluk olma yolundayken, içerideki hainler, dışarıdaki düşmanların çabalarıyla cahil bırakılmıştır.
geçmişteki halleri ile bugünkü halini kıyas edecek olursak tek bir somut gerçeklik ile karşılaşacağız:
geçmişte imkan azdı, emek çoktu
bugün ise emek az, imkan çok.
ve bu emeğin az oluşu sadece teknolojik ilerlemenin olumlu tesirinden mütevelli gelişen bir durum değildir.
aksine olumsuz koşulların da varlığı ile açıklanabilir bu bütün.
ki bu olumsuz koşulların ,bugünkü, en büyüğü ve tehlikelisi ise:
köye ve köylüye olan olumlu bakışın olmaması, ziraat bilgisine -ki sadece bunun ile sınırlı değil- sahip ol(a)mayan köylüler yetişmesidir.
köylüye sorsan ki komünizm nedir diye "tövbe haşa!" diyecek. günah diyecek,haram diyecek.
oysa ki anlatsak ismini kullanmadan komünizmi "aa doğru diyor adam" denecek.
bir ideoloji yayma amacıyla yazmıyorum bu yazıyı. komünizm ile yönetilen ülkelerin sosyal ve ekonomik yapılarını ele alarak konuşuyorum. yani komün yaşamdan bahsetmekteyim. -ki uygulayabilen de pek yok-
halk temel anlamda 3 e ayrılır komünizm de:
-üst sınıf
-burjuvazi
-köylü
konumuz ile alakalı olan köylü sınıfı olduğu için ben onların görevlerinden bahsedeceğim.
köylü ne yapar komünizmde:
tarlasını eker. hasadını yapar. ürününü üretir.
köylü ne yapar türkiye'de:
tarlasını eker. hasadını satar. ürününü satın alır.
köylü ne yapar komünizmde:
hayvanını besler büyütür. yaşlanana kadar sütünden, yaşlanınca etinden, ölünce derisinden faydalanır. üstelik hayvanın yemini de kendi hasadından, bahçelerinden sağlar.
köylü ne yapar türkiye'de:
çoğu hayvancılıktan vazgeçer. hayvanını besleyen büyüten de sütünden faydalanır. başkasına satar geçim sağlar. ve nedense hep geçim derdi çeker bu insanlar. sanarlar ki paranın varlığı onları doyuracak.
türkiye'de köy erkekleri kahvehanelere çekildi. köylü kadınlar evlere çekildi televizyon başında dizi kovalıyor.
köy gençliği bir an önce şehre kaçmak derdinde.
anlayacağınız ' köylü milletin efendisidir' lafı, tarım kredileri artık sadece köylüyü köyünde tutma çabası olabiliyor.
demiyorum ki komünizmin köpeği olun. sadece o gavur deyip göz ardı ettiğiniz insanlar sizden daha köylü gibi yaşıyor. dedeleriniz, nineleriniz gibi yaşıyor. ve de üstelik mutlu yaşıyorlar.
köylü olmak bu demektir. kahvehanede batak oynamak demek değil.
doğal insanlardır. benim bildiğim türk köylüsü, gidip eşeğe niye ters bindin hoca? demez, kahve önünde otururken bak bak geliyo gene amıkodumun delisi der. doğal adamlardır.
kırsal kesimde yaşayan hayvancılıkla ve toprakla geçimini sağlayan, yaşam şartları zor olan vatandaşlarımızdır. efendimizmidir? öyle söylenmiştir fakat ne yazık ki ikinci sınıf vatandaş olarak görülmektedir. köylü vatandaşlarımızı eğitmek, geliştirmek amacıyla kurulan köy enstitüleri kapatılmamış olsaydı köylümüz gerçekten milletin efendisi olacaktı.
müthiş(!) tarım politikaları sayesinde bitmiş olan köylüdür.
adam gibi proje üretilip, üretimin arttırılmasını sağlamak, modern tarım tekniklerini çeşitli eğitim seminerleri düzenleyerek öğretmek varken, mevcut toprakları başkalarına peşkeş çekmeyi, köylünün o başkalarına "amele" olmasını sağlamayı tarım politikası zanneden, üretim maliyetlerinin artışına kayıtsız kalmaktan utanmayan ibibikler var bu ülkede.
kitapları da bilen hükümetler, yöneticileri olsa başlarında bu toprak bilgini köylülerin, kimbilir belki biz de gerçek bir tarım devi bir ülke olabilirdik.