sokakta yürürken bir anda mikrofon uzatılıp: ''kendinizi güzel buluyor musunuz?'' sorusuna verilen ''hayır'' veya ''evet'' cevaplarının her ne işe yarayacağı belli olmayan saçma istatistikleridir fikrimce.
''hayır'' cevabı da en az ''evet'' cevabı kadar anlamsız bir istatistiğin neticesidir. ki ayrıca ben; bu soruya hayır demenin veya istatistik olarak yüksek değerinin evet demekten daha büyük bir sorun teşkil ettiği kanaatindeyim.
ne yani sonuç yüzde 51 çıksaydı anlamlı bir istatistik mi olacaktı? veya haber değeri mi taşıyacaktı? ya da araştırma çok normal de sonuç mu anormal?
4 yıl okuduğum bilim böyle saçma şeylere hizmet ediyor ya ona yanıyorum.
istatistik ve matematik böyle bir şey değil arkadaşlar.
pamuk prenses ve 7 cücelerdek kraliçenin konuşması anımsanmalıdır:
Nitekim kraliçe bir gün yine:
Ayna ayna söyle bana?
Var mı hu ülkede benden daha güzeli?
diye sorduğunda şu cevabı aldı:
Kraliçem, ülkenin en güzeli sensin.
Ama Pamuk Prenses senden bin kat daha güzel!
Doğru önerme. Birçoğu da güzel allah için. Lakin hiçbiri bana çekici gelmiyor. brain is New Sexy diye bir laf var bildin mi. Yüzde 95'i için konuşuyorum; Espri yeteneği yok, entelektüel derinlik yok, hiçbirşey yok. Makyaj ve dedikodudan başka hiçbir halta kafaları basmıyor. Dışarıdan güzel gözüküyorlar ama içleri bomboş. Bunları, yani gerçekleri dile getirenleri de kadın düşmanı addediyorlar. Sorun yok. Gerçekler zaten ortada...
bunun en temel sebebi, televizyondur ve televizyonda yayınlanan vizyonsuz-misyonsuz türk dizileridir. Her dizi de jilet gibi kızlar, lüks yaşantılar. bizim ergenlerimiz de kendilerini bu dizilerin, hayatların içinde sanarak bakıyorlar dünyaya. sonrasında da sonuç bu işte.