türk erkeğine verilmiş allahın bir hediyesi, bir hikmeti, bir mucizesi olduğunu düşünmeleri durumudur...
sahip oldukları vücutlarını erkeğin heran arzuladığını ve aslında zaten erkek denilen cinsin tek ve biricik düşüncesinin kendi vücuduna sahip olmak, onu ele geçirmek olduğunu düşünür...
ki o vücut da zaten sonsuza kadar hatta mümkünse toprağa kadar saklanması gereken, sonraki kuşaklara aktarılması, ilerde arkeologlar tarafından bulunup müzede sergilenmesi gereken bir hazinedir o kızımızın gözünde...
tabii bu kızımız ömründe bir norveç dişi insanı, bir macar hatunu, bir ukrayna cillobu görmediği için ve maalesef ülkemizde meme başına 234445654756768 tane abazanus düştüğü için de biraz böyle düşünmektedir...
oysa biraz kendi bacak arasını savunmayı bırakıp, beyin denilen de bir organı olduğunu farketse, aslında kimsenin de onun memesini, bacağını o kadar da sallamadığını farkedecektir...
elalemin yediği ciğere göz diken türk erkeğinin, taşlığın sağlığa ne kadar faydalı olduğunu, o taşlığın faydalarını ciğerde bulamayacağını bilmemesi durumudur.
kendilerini lütfü zannetmelerinden daha iyi olan durum.
bazen görüyorum; bıyıklı, tek kaşlı kadınlar. koltuk altından kıllar uzamış. hafiften cücükleri de var. "lütfü abi sen misin?" dememek için kendimi zor tutuyorum.