Birçok insanın görmezden geldiği gibi duyulduğunda saçma gelen bir teori olmakla birlikte Graham Hancock, Robert Bauval, Edgar Cayce gibi alternatif tarihçi ve mistiklerin teorileri göz önüne alındığında "Olabilir lan?" denilesi bir durumdur "türk" kelimesinin kökeni.
Şöyle ki, bize hep "Türk" kelimesi "Güçlü, kuvvetli vs anlamına gelmektedir" şeklinde öğretilmektedir fakat türk esasında "türük", "türeyik" demektir, yani "türemiş". ingilizcesi "Descended". Bundan ayrı ve konumuza ek olarak, bilindiği gibi "kök" kelimesi türkçe'de bitkilerin veya herhangi bir gelişimin başlangıç noktasına verilen isimdir. Amma velakin Eski Türkçe'de "kök" aynı zamanda "gök" demektir. Esasında eski türkler gökyüzüne "kök" demekteymişler. Şimdi insanın aklına ister istemez "neden gökyüzünü ve uzayı kendilerinin kökü olarak görmektedirer?" sorusu geliyor.
"Göktürk" esasında "köktürük"tür. Yani "kökten türeyenler", "gökten gelenler", "geliş noktası gök olan". Denir ki Bilge Han balbalının arka yuzunde bir yıldız sistemi haritası varmış. Bunun doğruluk payı da varsa, "dünya gezegeni üzerindeki insan neslinin kökeni uzaydan gelir" teorisyenlerini haklı çıkaran bir millet ismine sahip olduğumuz anlamına gelir.
James Churchward, "Kayıp kıta Mu, insanlığın anavatanı" isimi kitabında Mu kıtasının yokoluşundan kurtulan sarışın, iri ve güzel insanların Orta Asya'da Uygur imparatorluğu adı altında bir kültürel güç yarattığını ve Türk Alfabesi ve Rünik alfabenin benzerliğinin, daha sonra dünyanın farklı yerlerine göçen bu insanların o ortak tarihten gelen bir ortak miras olduğunu belirtmiştir. Bilmeyenler için belirteyim, isveç'teki "eski futhark" olarak adlandırılan alfabenin bulunduğu 3 rünik kaya tersten okunduğunda göktürkçe anlam çıkmakta ve kayadaki resimler de göktürkçe yazıyı desteklemektedir.
