-amet abi karıya bak.
+oğlum bakma öyle mal mal para getiriyo onlar para.
-şş selami senin ingilizcen vardı dimi hacı? bi iki laf et de kültürümüzü görsünler.
türk insanı, ülkesindeki insanlara daha pahalı tatil keyfi sunarken, turistlere daha ucuz bir tatil imkanı veriyor. en azından antalyada öyle.
kabul etmek gerekir ki onların açık saçık giyinmelerini, rahat davranışlarını da hoş bulmuyorlar. ancak ne yaparsın ki adam öyle yetişmiş. kabullenmek gerek.
afrikalı ilkel kabilelerin yaklaşımı gibi desem abartmış olurum belki ama onlardan eksik yanımız yok hani. yahu elin bilmem nesi gelmiş ülkeye tamam hoşgelmiş, önyargım yok. adamın ayağında sandalet- beyaz çorap, altında biçimsiz absürt renkli bir şort, üstünde kolsuz atlet, içine sığmayan koca göbeğinden taşan tüm pisliğiyle insanın sinirlerini alt üst eden kıllı, tüy yumağı vucuduyla ortalıkta arzı endam ediyor. evet gördüm böyle bir tipi bugün. eyvallah buna da lafım yok, aynı şeyi ben yapınca neden kro oluyorum, dışlanıyorum? sırf fiziksel görünümümden dolayı. ama hayır turist bu ya, baş tacı. bir ilgi, alaka tavan yapmış. masum köylü rolünde yine herkes. üstelik bu bir erkek turist modeli. güzel, hoş, alımlı bir bayan turist modelini varın siz düşünün.
yıllar önce turistik bir yörede, semt pazarında alışveriş için dolaştığım bir anda pazarcının ' abicim kalabalık yapma tezgahın önünde' deyip, ardından 'yeaas pilis' demesini hala unutamıyorum. yabancı gibi hissetmiştim kendimi ülkemde.
bir turist yer sorduğunda ses tonu yükselir ve bağırarak yer tarifi yarı türkçe yarı ingilizce yapılmaya çalışılır. hayır noluyor bağırınca anlamıyorum ki?
işin özü turist dedin mi bizde yaklaşım bu hocam, yoksa "vaay döviz gelmiş", "vay ülkeler arası ekonomik ve sosyal tartışmalar yapabileceğimiz kişiler bunlar" tripleri hikaye. hiç bir türk, bir yabancının gidip ülkesinde türkleri övüp yüceltmesi için o gece ona sarkıntılık yapmaktan vazgeçtiğini söylemesin bana. sektörün leen; bu ülkede ne pippa bacca tarzı cinayetler, ne yılbaşı gecesi taksim de tecavüz olayları yaşandı. unutmadık sanırım?
türk insanından türk insanına değişendir. mesela ben, derse yetişememe uğruna bir turisti taksim'e götürmüştüm. sonra ordan beyazıt'a geri dönmüştüm. iğrenç derecede sıcaktı hava üstelik. aynı şekilde metroda çarpık aksanıyla "aksaray?" diye soran turistin suratına bile bakmayan insanlar da var. oluyor yani öyle.
5 liralık saati üç ile çarpıp euro para birimine çevirerek satacak şekilde yaklaşırlar. Aynı otelde kalıyorlarsa yatağa yaklaşacaktıracak şekilde yaklaşırlar. çok ileri gidilirse kız/ kadın kendine aşık edilip parası tatil boyunca yenir şekilde yaklaşırlar. Ya da tanıdıklarının dükkanına götürüp bir şeyler aldırtarak komisyon alacak şekilde yaklaşırlar.
sözkonusu yabancı dostumuz türkçe bilmiyorsa veya biz onun anlayacağı herhangi bir dilde konuşamıyorsak "sağır" ve "aptal" muamelesi yapar, bağıra çağıra türkçe kelimeleri hem de tekrarlayıp durarak birşeyler anlatmaya çalışırız.