el bebek gül bebek büyümemiş bir toplum olan %50 lik kısımın içinde bulunduğu durumdur ki eminim %50'den çok daha fazladır bu oran. şiir yazanların başlarından geçen olayları dinlemek lazım aslında.
ona bakarsanız türkiye'de 70 milyon dktor, 70 milyon mühendis, 70 milyon öğretmen, ve daha nice meslek dallarında ustalaşmış milyonlar vardır dedirten tespit.
gerek öztürkçe, gerek sonradan türetilen, gerekse farklı dillerden dilimize giren sözcükler o kadar fazla sayıdalar ki kafiye ve ölçü tutturmak hiç de zor olmuyor.
Genelde lise çağlarında, ilk defa kız gören ve ilk aşkını yaşayan, bunu da sözcüklere döken ve içten içe kendince şair olan ve ölene dek süren psikolojik olay.
posta gazetesinin sizden gelenler sayfasına bakılınca, Türk insanının şairliğe bir sempatisi olduğunu anlayabilmek zor değilir.
zira insanlar muhteşem (!) şiirlerinin yanıbaşını muhteşem (!) resimleriyle süsleyerek eserleriyle(!) ne kadar gurur duyduklarını ifşa etmektedirler ki 'helal olsun sizin kör, sağır, dilsiz özgüveninize' denecek durumdur.
önemli olan ergenlik döneminin öncesinde ve sonrasında ne kadar şair olunabildiği,kalınabildiğidir çünkü o dönem duygular zaten coşar herkes de bir şairlik potansiyeli oluşur...