yaşanmış bir hadisedir. zeki arkadaşımız bir de anlamayız sanıp çevirisiyle birlikte konuşmakta; *
zeki arkadaş: yaaauuv sinirlendim ben who are you dediiııımm, sen kimsin dediiiiim. fuck muck * dedim, s.kerim dedim yaaaauv. get out dedim yaav bi get out yaav bi defol yaauv.
ikinci hadisesi kaldığı odayla ilgili *;
zeki arkadaş: made in sex, made in sex in my room, in my bed!
* ?!?!?!?!?!?
(bkz: ingiliz türkçesi)
ulan ayılar, bu gayet normal bir durumdur.
ingilizler de türkçeyi öğrendikten sonra ilk yıllarda bizim gibi konuşamaz.
aksan diye bir şey var değil mi?
bunun eleştirlecek, gülünecek veya utanılacak bir tarafı yoktur.
(bkz: aşağılık kompleksi)
Türk ingilizcesi diye bir şey yoktur, ingilizce bilmeyen türk vardır, ki burada "türk" kelimesini öne çıkarmanın bi manası yoktur, çünkü dünyanın her yerinde mevcuttur bu arkadaşlardan. Normaldir.
this is a book.
happy birthday.
look ali look. ali look at a horse.
vb. en gözde kelimelerdendir. bir de türkçe okunuşları vardır ki bu telaffuz dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
summary.....samuray
chocolatte.....şarlot(eski dizi isimlerinden)
arguament.......ercüment
hele türkçe deyimlerin yabancılar tarafından çevirilmesi var ki akıllara zarardır. geçen yıl almanyadan gelen kuzenim güya türkçesiyle bir deyim kullanacak ortaya şu tablo çıktı;
-türkiye denilince tüy tüy diken oluyorum.
+ha ?
-sorry. dikenlerim tüy tüy oluyor.
+...?
-neydi o ya tüylerim dik dik oluyo muydu neydi?
+tüylerin diken diken mi oldu ayla abla?
-he evet oh beee.
bilmem diğer dillerde de öyle midir fakat ingilizce konuşurken rakamları türkçe telaffuz etmek de türk ingilizcesine bir örnektir. "i'm otuz bir years old" gibi.