evvela altını çizmem gerekir ki iş bu başlık ekşi sözlük'ten alıntıdır.
ekşi sözlük klonu olmayı fihristte belirtmekte beis görmeyen bir sözlükte her ne kadar genel temayül pazar keyfi veya saklambaç yazarlığı seviyesinde magazin (t)üretmek ve freud'u haklı çıkarırcasına cinsellik çemberinin dışına çıkmamaya gayret etmek olsa da; yazarların söyleyeceği bir kaç çift güzel söz hatrına bir anket-başlık olması en büyük temennim. ve entry;
ortaöğretim kitaplarının arka kısmındaki türk dünyası haritasını birleştirmeyenimiz yoktur sanırım. bu bir nevi bizim genetik ideamız. yani türk halkının geriye dönük özlem duyması sorunsalıdır.* kimilerince irticai özlem, kimilerince sürü psikolojisinin bir yan etkisi olarak yaftalansa da sosyolojik durum bunlardan biraz farklı.
mesele osmanlı imparatoruğu'nun teokratik veya monarşik bir devlet olması değil; devrinde gücün odağında bulunmasıdır. gücün odaklanması için gereken materyallere yüzyıllar içinde kademe kademe erişerek gerçek bir cihan devleti oluşturması, çekim merkezi haline gelmesidir. bu materyaller enerji, ticaret, hakim kültür ve bağlı olarak gelişen askeri güç'tür. bu açıdan kemalistinden dincisine, sosyalistinden milliyetçisine, gencinde de yaşlısında da eser miktarda görülebilecek bir özlem oluşturur. maddeleştirecek olursak;
* 100 yıla yaklaşan türkiye cumhuriyeti'nin, halk devrimi, bir dip dalga tarafından kurulmamış olması bir etkendir. teba her iki sisteme de eşit yabancılıkta kaldı. gazi mustafa kemal'in güçler birliği ilkesi ile yönettiği genç cumhuriyetin pratikte meşruti monarşi'den farkı yoktu. gazi'nin devrimlerinin filizlenme dönemi dünya'nın bunalımlı dönemi ile çakıştığı için tam bir bütünlük sağlanamadı. oldu bittiye geldiğini bile söyleyebiliriz.
* bugün bile türkiye cumhuriyeti'nin bir mimarisinin gelişmemiş olması, sanatsal anlamda sınıfta kalıyor olmamız cumhuriyet'in emanetçi bir cunta rejimi gibi görülmesine neden olabilir. türkiye'nin en estetik yapıları (hala) osmanlı mirasıdır.
* her ne kadar ulus devlet olsak da, silik hüviyet bilincimiz ve dünyadaki bilinirliğimiz, t.C. uyruğunu çekici bir kimlik olmaktan uzak tutuyor. süregelen kürt sorunununu dahi buna bağlayabiliriz. türkiye cumhuriyeti pasaportu güçlü bir pasaport olsaydı, pkk lokal bir köy eylemi olarak kalırdı.
* en çarpıcısı ise türklerdeki övülme zaafıdır. övülen bir topluluk olmak en büyük arzularımızdan birisi bile olabilir. zaafın getirdiği zaafiyet, buna duyulan açlık ve bastırılmışlık bizi en yakın parlak döneme doğru ittirmekte. bu eşyanın tabiatına uygun bir süreç. ihtiyarlar da genç ve kudretli oldukları günleri yad ederek ölüp giderler.
* devlet adamlarımızın iyi yetiştirilmediğine dair inancımız. bu da bizi her yönüyle mükemmelleştirilmiş * seçilmiş bir kişi(ler)nin kurtarıcılığına inanma isteğine yönlendiriyor. hiç umut olmamasındansa küçük ve geçici umutlar beslemeyi tercih ediyoruz.
***
bu bir beyin fırtınasıdır. amacım, rejimi sorgulamak veya yanlış-doğru ayrımında trollük yapmak değil. sosyolojik tespitler yardımı ile aslında neyin iyi gitmediğini, toplum olarak nelere ihtiyaç duyduğumuzun tespiti için tarihe farklı bir gözle bakma denemesi.. yazıyı buraya kadar okuduğun için teşekkür ederim. iyi sözlükler..