hala kendini cihan imparatorluğunun varisi sanıp, dünyayı tekrardan kasıp kavuracağı günün hayalleriyle yaşayan tiplerin zoruna gitmiştir. bu hayallerinin gerçekleşmemesinin asıl sebeplerini yüzüne vuranları sindirmeye çalışmak ve sorunları görmezden gelmek buna bir çözüm değildir oysa ki. keşke farkına varsa bazı vasat zekalı, küçük penisli yazarlar.
Doğru önermedir.Genel Türk insanları olarak karakter ve kişilik bakımından kendine özgü bir biçimde tam gelişmemiş olmasıdır. Çoğu kesim eski kafalı tabir ettiğimiz şekilde düşünmektedir. Gelişen nesil ya büyüklerini tam anlamıyla kendine rol model alıp bu şekilde oluyor ya da daha geniş duşunup kendi fikirlerini de göz onunde de bulundurarak şimdiki zamana ayak uydurmaya çalışıyor. Yine de diğer milletlere göre yeterli seviyede olmuyor tabi.
Bütün dünya halklarının durumu olan, Politika ile aldatılma, dizi özentiliği gibi sorunları sadece türk ırkının sorunlarıymış gibi yutturmaya çalışan ırksız beyanı.
2 ülke gez, ondan sonra tartışalım bunları seninle çocuk.
arkadaşlar her ne kadar içten içe kabul etmek istemesek de doğruluğu apaçık ortada olan önermedir.
özellikle 30-35 yaşın altındaki kesimin neredeyse istisnasız içinde bulunduğu durum. bu insanlar örneğin; her 3 ayda bir popüler dizilerden birkaç sözcük pelesenk ediyor dillerine. "ya la" , "hacı" , "hafız" , "kardo" gibi. sonra da (bozuklukta burada zaten) yıllardır kullanıyormuş gibi günlük hayatlarında kullanıyorlar. mesela o dizide duymadan önce "ya la" diyerek konuşan bir tipe toplumun özellikle bugün kullanmaya başlayan batılı kesimi "ıyk ayı" gözüyle bakarken şimdi sempatik buluyor ve nedense yıllardır tiksinerek bakmamışlar da zaten en başından beri kullanıyorlarmıış gibi yadırgamadan kullanıyorlar.
mesela kesinlikle kendi tarzları yok, tabi modaya uymak diye bir olay var ama bu böyle bir durum değil. atıyorum bugün kurtlar vadisi izliyor ve yarın siyah paltolu, sivri burun köseleli bir mafya babası oluyor ya da kuzey güney izliyor deri ceketli atarlı bir serseri oluyor. ne bileyim behzat ç. izleyip biraya abanıyor, içten içe keşke ankaralı olsaydım diyor ankara'yı benimsiyor vs.
siyasiler tarafından toplum olarak bu kadar kolay kandırılıp, her türlü felakete gözümüz kapalı sürüklenebiliyor oluşumuz da buradan kaynaklanıyor sanırım. hitabet sanatını iyi kullanan, güçlü, kendinden emin ve karizmatik bir lider(evet evet tam da olmak istediğimiz gibi) süslü cümlelerle, içerisine biraz da duymak istediğimiz şeyleri serpiştirerek ne anlatırsa anlatsın sorgusuz biat ettirebiliyor bizi ve o adam bu saydığım özellikler bakımından en üst düzeyde olduğu sürece ondan hiçbir şey vazgeçiremiyor alıkoyamıyor takipçilerini.
bundandır ki ne ekonomi ne dış siyaset ne de diğer alanlarda en ufak bir bilgisi dahi olmayan anadolu halkı(aşağılamak için söylemiyor ve genelleme yapmıyorum ama büyük çoğunluğu böyle malesef) erdoğan'a bu denli bağlılar. ne yaşanırsa yaşansın değil arkalarını dönmek en ufak bir şüpheye dahi düşmeden desteklerini olağanca gücüyle devam ettiriyorlar, hatta artırarak.
ergenlere ve okuma özürlülerine özel özet:
arkadaşlar hiçbir zaman o özendiğiniz dizi karakterleri gibi insanlar olamayacaksınız, onlardan duyup söylediğiniz sözcükler de onlar kadar iyi oturmuyor ağzınıza ve sizi sempatik olmak isterken itici insanlar haline getiriyor.
edit: bazı yazarlar sorunu genele yayarak bitirebileceğini falan düşünüyor herhalde.
kendinde olan sorunu başkasında da görünce rahatlamak. al sana kişilik noksanlığı sayın yazar.
terör de konuşmayalım öyleyse ispanya ve irlanda'da da var ayrıca afrikanın ve arap ülkelerinin neredeyse tamamında.