yok; öyle minderde, er meydanında falan değil;
esnafsa dükkânın önünde, taksiciyse durakta.
götüyle köy devirircesine, hunharca.
kafakolda kalan kafası morarana,
gömlek, atlet belinden çıkıp; çatal görünene kadar.
cebinden hüviyet, sigara pakedi dökülene,
cep telefonu bir yana, pili bir yana sürüklenene kadar.
müsabaka esnasında yoldan geçen erkekse;
"ne var bilader" diye horozlanıp,
kadınsa; "abla bu hayvanın kusuruna bakma" diye rakibi göstererek,
akabinde kafasına vurup, ikinci raundu başlatarak.
samimiyet derecesine göre, parmaktan fisting'e uzanan geniş bir yelpazede,
kahkahalar ve küfürler içinde delicesine eğlenmek.
-yolda arabayı tanıdığın üzerine sürmek
-tükürür gibi yapıp tükürüğü ağza geri çekmek
-mangal yellemek
-yeni ayakkabı üzerine hayırlı olsun deyip basmak
-havuzda/denizde arkadaşını boğmaya çalışmak.
türkiye'nin sosyal cehaleti inanılmaz boyutlara ulaştı. ilkokulda okuduğum dönemde (30 yıl önce) "hayat bilgisi" dersi vardı. orada nasıl insan olunacağına dair eğitim verilirdi. sanırım şimdi okutulmuyor. sonrasında da çevremizi hayvan gibi yaşayan insanların sarması normal oluyor.