kurduğu medeniyette binlerce yıl mutlak monarşiyle yönetilen türk halkının, demokrasi rejimine hazır olmaması durumudur. özellikle parlamenter demokrasinin türkiye'deki uygulanış biçimiyle kültürel genetiğine ters şekilde yapılan sözde seçimlerle dünyanın standart bir ülkesi olarak kalmaya mahkumuz. standart ülke, denge siyâseti yapan omurgasız varlıklar bütünü..
muhtar adayları bile seçim sürecinde 10-15 bin lira harcar. belediye başkanlığı ise 200 bin lira harcamadan zor. milletvekili olabilmek içinse hem para hem nüfuz hem de torpil gerekir. bu dinamiklerle başa gelen şahıslar elbette ki yatırdığı paranın mislini kazanmak için çabalar. parası yoksa da parayı verenlere karşı gebe kalır ve asla özgür seçimler yapamaz. neticede sermaye daima kazanır. çünkü rey sahibi bireyler en nihayetinde insandır ve zaafları, duyguları, inançları sömürülmeye müsaittir. herhangi bir toplumda da bir yalanı ne kadar uzun süre söylerseniz, o kadar inandırıcı olursunuz.
çünkü insanlar bazen ayak ayaküstüne atmış adama oy verir.
çünkü insanlar bazen bir çıkar umarak iktidarın rengine bürünür.
çünkü aç insan, felsefe ve siyaset üretmez.
çünkü insan, tek başına harika bir canlıyken; topluluklar halindeyken alabildiğine aptaldır.
bunun önüne geçmenin tek yolu özel yetiştirilmiş üstün özellikli insanların dışında kimseyi yönetici yapmamak; yöneticilik konusunda umut dahi vermemek.
evet. türk toplumu demokrasiye hazır değilken demokrasiyi zorlamış ama 100 yıldır başaramamıştır.