--spoiler--
şu anki pozisyonum "bana sor diye mi seçtim seni?" şeklinde özetlenebilir.
demokrasi borusu öttü, sandığa gittik, oyumuzu kullandık, irade bildirdik, vekil ilan ettik.
sonra işimize gücümüze döndük. dedik ki "iktidar işini, muhalefet işini yapsın..."
şimdi gelmişler karşımıza "takıldık abi, şu işi sana bir sorsak!"
bu kadar tembel talebe olmaz olsun.
işiniz ne sizin? bana soracaksanız niye oradasınız?
sadece başbakan 50 miting düzenleyecek. iktidarı, muhalefeti propaganda amacıyla tonlarca para harcayacak.
kimin cebinden çıkacak bu paralar?
parti bütçesi demeyin, sinirim oynuyor; o bütçeyi de ben ödüyorum, sen ödüyorsun, vatandaş ödüyor.
benim paramla bana demokrasi cakası satacağına işini yapsan, meclis'te çalışıp, uzlaşıp, dosta düşmana parmak ısırtacak "hakiki manada demokratik" bir memleket yaratsan olmaz mı?
"yok, olmaz abi; illa sana danışacağım..."
gelmeyebilirim ben de o zaman kardeşim, tamam mı?
--spoiler--
hürriyet yazarı; kanat atkaya
yukardaki satırları bir değer gibi gören, yani bu kadar düz mantık, bu kadar populist yaklaşımı facebooklarından paylaşan kişilerden oluşan topluluk. arkadaşım egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen bir liderin ekolünü sahipleniyorsun hemde yukardaki zırvaları yazabiliyosun, ayıp değil mi? yani kahvehane de konuşan ayı bilo dan ne farkın kalır yukardaki düşünceyi facebookta paylaşırsan. ayı bilo nun arkasından gider mi hiç, kahvehane ahalisi.