Başbakan Erdoğan'ı proğramına konuk eden Yiğit Bulut'un yaşadığı mahalle baskısını anlattığı ve türkiye'nin kokuşmuş -sözde- elitlerini rezil ettiği yazısı:
"Bu ülkede yerleşik düzene biat etmeyen bir Başbakan'a, başbakanlara davranılması gerektiği gibi yaklaşmak ne kadar büyük suçmuş! Oysa Başbakan dediğin nedir ki; pijamayla karşılarsın, kapıya kadar bile geçirmeden, oturduğun yerden uğurlarsın! Gazetede görmeden işe aldığın 20'li yaşlardaki editöre hakkında istediğin haberi yazdırırsın!
Sevgili dostlarım, kaç gündür, basının bir bölümündeki şahsıma yöneltilen organize saldırıyı gülerek ve aslında bu ülke adına üzülerek izliyorum. Suçumuz, Başbakan'a kendini ifade etmesi için imkân sağlamak ve öteki gibi davranmamak! Başbakan dediğin nedir ki; birinci derece suçlu! Hele Erdoğan, onlara göre tam bir öteki!
Neden mi? Onların düşündüğü gibi düşünmez, onlar gibi yaşamaz, onlar gibi giyinmez; kızı-oğlu ellerinde içki kadehleri Reina'da, Çeşme'de sabahlamaz; eşi kumar masalarında yığılıp kalmaz! Hazine bonolarından aldığı faizi yediği anlar dergilere kapak olmaz!
O tam bir ötekidir, hayat tarzı onlara göre farklıdır ve cezalandırılması gerekir! Hatta o kadar ötekidir ki; kızları başını örttüğü için bu ülkede okuyamaz! Suçu bu kadarla da kalmaz. Onların taptıklarına tapmaz, biat ettiklerine etmez, yerleşik düzenin çarklarına su taşımaz, doğru veya yanlış kendi inandıkları ve kendi yolu vardır. Tekrar ediyorum; doğru veya yanlış önemli değil; kendi yolu vardır ve asla sermayenin tahakkümüne girmez.
Sevgili dostlar, son yaşananlardan sonra şunu çok net bir kez daha gördüm: Bu ülkede çıkar odaklarının kol kola girdiği iğrenç derecede kokuşmuş kirli bir tabaka var. Yıllarca bu ülkenin kanını emmişler, bu da yetmemiş basın diye karşımıza çıkardıkları şaklabanlar ile istediklerine inanmamızı sağlamışlar, içeriden ve dışarıdan öyle kenetlenip, o kadar korkunç bir rant mekanizması kurmuşlar ki; kendi değirmenlerine su taşımayan herkesi öteki ilan etmişler...
Ey Türk halkı, yıllarca hakkın olan her şeyi, sana karaborsa sırasıyla satan, devletten aldığı kredilerle kendi burjuva devrimini yapan, kanarya sevenler derneğinden farklı statüsü olmamasına rağmen kurduğu yapılara yarattığı gazeteci parçalarını aklen ve ruhen biat ettirip senin karşına çıkaran, yılda 50 milyar dolar faizi cebine indiren, irtica-terör algılamasıyla seni tehdit haline getirtip Türk askerini dahi kendi oyununa alet eden, seni yok sayıp kanınla, terinle beslenen bu kirli düzenin sonu geldi! Evet, yanlış okumuyorsunuz; bu çırpınışın altında son perdenin acısı yatıyor.
Şimdi tasfiye zamanı! Bu düzen çökecek, medyadan finans sistemine, sermaye piyasasından basının en küçük noktasına kadar çöreklenenler yok olacak ve yok olurken bu halka hesap verecek!
Ey çöreklenenler ve onların borazanları; sizin için veda vakti. Ama bu veda ve arkasından gelecek seda, şairin dediğinin aksine hiç ama hiç hoş olmayacak.
Efendiler, saldırın, gücünüzün son damlasına kadar saldırın, ama şunu da bilin ki; zaman aleyhinize işliyor ve siz tükeniyorsunuz. Güle güle gidin, bizleri de unutmayın.
Son söz: Türk halkı, sokaktaki işsizinden karargâhtaki kurmay subayına kadar neyin ne olduğunu çok ama çok iyi analiz etmeli ve algılamalı. Bu ülke hepimizin ama bizler yıllarca itilip kakıldık, sistem dışına sürüklenerek her alanda ötekileştirildik! Dışlanmayı sadece maddi güç anlamında almayın; en üst rütbeli asker olursunuz ama onların olmadığınız için hep kötüsünüzdür, başbakan olursunuz ama onların olmadığınız için dışarıda kalırsınız, medya patronu olursunuz onlarla işbirliği yapmazsanız saldırıya uğrarsınız. Onlar istemeden onların kestiği ormanlara taşeron olarak inşaat bile yapamazsınız, hatta işçi bile olamazsınız...
Uzun lafın kısası; uyan güzel halkım uyan! Bu ülke senin, sahip çık! Çık ki; çocuğun da bu yerleşik sistemin kölesi olmasın..."
Ey Türk Vatandaşları,
Üstünüze ölü toprağı mı serpildi.Nedir bu haliniz? Tiranlara secde etmekten bıkmadınız mı? Bir Allah var dediniz, yüzlerce kula biat ettiniz? Allahın yeryüzünde halifesi de yoktur gölgesi de.Allah hem yeryüzünün ve tüm alemin kendisi hem de alemlerin varoluş sebebidir.
Bıkmadınız mı tiranları tanrılaştırarak kendinize putlar yapmaya ve tapmaya. Bıkmadınız mı kardeşinize taşlar sopalar fırlatmaya. Çanakkalede ölen atalarınızın mezarlarındaki kan kurumadan ne çabuk günlük gayelerinize dönüp gaflet uykusuna yattınız?
Çok beğendiğiniz Amerika Başkan Wilson ile Çok beğendiğiniz ingiltere Sir Winston Churcill ile, Almanlar Paşaları ile, Fransızlar Lejyonları ile, Avusturalyalılar Anzakları ile, italyanlar Roma Lejyonları ile, Rumlar Venizelos kuvvetleri ile gelmedi mi? Onlara karşı milli şuurla milli birlik beraberlikle(kürt,türk,ermeni,çerkez,boşnak,arnavut,rum,bulgar vb. nice ulustan kendini anadolu vatandaşı hisseden yüzbinlerce vatanseverle) 1915'ten 1923'e kadar savaş vermedik mi? O günkü birlik beraberliğinizin ve millet şuurunuzun onda biri olsa bu yapılanlara göz yummazdınız!
Ne ara kişisel çıkarlarınız,özgürlüğünüze ve kardeşliğinize galip geldi?
Başınızdaki önder size hiçbir zaman cehalet harici bir düşman gösterdi mi? Sizi savaştan bitap düşmüş halde iken tutup kaldırarak bütün dünyada emsali görülmemiş bir güç haline getirmedi mi? 1938 yılına kadarki dönemde sizi bir ortaçağ devletinden muasır bir medeniyet seviyesine çıkarmadı mı? Ne zaman onun size göstermiş olduğu gerçekleri ve fikirlerini tarihin tozlu sayfalarına gömdünüz?
Musanın Firavun zulmünden kurtardığı Yahudiler gibisiniz! Hani Musa aralarından ayrılıp çöle tanrıyla konuşmaya gittiği anda değerli altın ziynet eşyalarını eritip altından bir buzağı yapıp ona tapanlar vardı.Size Allah tarafından verilen nimetin kıymetini bilmediniz!Onlardan ne farkınız kaldı?
Ceddimiz diye sarıldığınız bayrak Fatih ve Kanuni Dönemi sonrasında zevk safa derdi ve taht kavgaları yüzünden bulunulan çağa kayıtsızlıktan dolayı düşmeye başladı.Ceddim dediğiniz Fatih Sultan Mehmet çağının en ileri ilimleri(resim,balistik,edebiyat,cebir vs.) ile uğraşan ve Latince,Farsça,Rumca,Osmanlıca,italyanca bilen, sanatçının dostu alim bir devlet adamıydı.istanbulu fethettiğinde bir tane Rum'un ibadethanesini bir tane Bulgar'ın kilisesini, bir tane Sinagog'u yıkmadı. Bir tane gayrimüslime ilişmedi. Sen geçen zamanda ondan ne öğrendin ki onun mirasına sahip çıkmak için hak taleb ediyorsun?
Bıkmadınız mı tebaa olmaktan, el etek öperek ulufe toplamaktan?Cehalet hırkasına sarınarak ışıktan kaçmaktan, aşikar olanı yalanlamaktan bıkmadınız mı? Talandan rüşvetten,riyadan yılmadınız mı?Üretmeden tüketerek kendinizi yokettiğinizi görmediniz mi?Hakkınız olanı almak için namerde avuç açıp derinizi sırtınızdan sıyırmalarına göz yumduğunuz yetmedi mi?Senelerce fabrikalarda çalışıp emekli olduğunuzda çalışma şartlarından dolayı ortaya çıkan hastalıklara tüm emekli ikramiyenizi yatırmanız da mı gözünüzü açamadı? Efendiler karşısında eğilip bükülmekten köle olmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz?
Silkinin ve kendinize gelin. Üzerindeki ölü toprağını atın.Yoksa daha kötü ve daha kanlı günlerin kapınızda bitecek! Hem de bunu yapacaklar da harici düşmanlarının maşası konumudaki dahili düşmanların olacak.Ve bu savaş Anadolu insanının Anadolu insanını kırdığı bir savaş olacak.Bu savaşın müsebbibleri de önlerinde haritalar ile Los Angelas'ta Washington'da Belçika'da kahkahalarla bu savaşı izleyecekler!
mağdur edebiyatının tekrarlandığı mektup. hemen her satırı lime lime çürütülebilir. yiğit bulut zekası olduğu ortada.
--spoiler--
neden mi? onların düşündüğü gibi düşünmez, onlar gibi yaşamaz, onlar gibi giyinmez; kızı-oğlu ellerinde içki kadehleri reina'da, çeşme'de sabahlamaz; eşi kumar masalarında yığılıp kalmaz! hazine bonolarından aldığı faizi yediği anlar dergilere kapak olmaz!
--spoiler--
yahu bre gerizekalı diyeceğim affedersiniz artık, keşke reina'ya gitseymiş, tüyü bitmemiş yetimin hakkını gasp etmiş!
ayrıca akepeli milletvekillerinin çocukları reina'ya da gidiyor merak etmeyin. loca da tutuyorlar hiç üzülmeyin. ellerinde içki kadehleri yok ama karı kız kesmek ise alasını yapıyorlar. yaşıyorlar gençliklerini.
--spoiler--
kızları başını örttüğü için bu ülkede okuyamaz! suçu bu kadarla da kalmaz. onların taptıklarına tapmaz, biat ettiklerine etmez, yerleşik düzenin çarklarına su taşımaz, doğru veya yanlış kendi inandıkları ve kendi yolu vardır. tekrar ediyorum; doğru veya yanlış önemli değil; kendi yolu vardır ve asla sermayenin tahakkümüne girmez.
--spoiler--
kızları kapalı diye değil iq'ları yetmediğinden yurt dışında burslu okudular. sermayenin tahakkümüne girmedi doğru herif kendi sermayedar oldu devletin kaynakları ile. sermayeyi yönetmeye başladı. dünyanın sayılı zenginlerinden oldu üstelik bunu dinine rağmen yaptı. dindar filan değil bu herif. sahtekarın teki.
Seküler, laik, pozitivist, Kemalistsinizdir, ne mutlu bana, ama bir de karşı taraf var. Unutmayın ki adam yüzde 51 oy alıyor. Bugün Türkiye cahil bir ülkedir. Ben necip Türk milletinin kararlarından ve alleglliğinden ödü patlayan biriyim. O yüzden onlar seçebiliyorlar, niye, çünkü ortalama eğitim seviyesi ilkokul beş. Daha liseden mezun bile olamadık. O yüzden önce eğitim eğitim eğitim...
