dış güçler tarafından sürekli sömürülen, kandırılan millettir, türk milleti. buna rağmen en sivrilen millet de türk milletidir. buna rağmen en zehir zekaya sahip millet de türk milletidir!!!
iyi niyetlidir,yardımseverdir *,milletini ,ülkesini,devletini herşeyin üstünde tutar.ülkesi yanlış yönetiliyor olsa bile gıkını çıkartmaz *,baş kaldırmayı ,hakkını aramayı pek sevmez.hakkını arayanada iyi gözle bakmaz ya da canından bezdirerek kendine uydurur.sürü psikolojisi hakimdir genel olarak kim ne vaat ederse inanıp o tarafa gider.saftır birazda.eski kafalıdır,fikrini değiştirmek o kadar kolay değildir.kolay gaza gelir*.milliyetçiliği faşizmle karıştırır.genellemelerle yaşar *yüzyıllardır şu güzel vatandan atılmak istenir fakat o yılmadan ayakta durmayı başarmıştır. *o yüzden alkışı hakeden bir halktır.
tarihi boyunca bir liderin arkasında durmuştur. o lider ki hep mi iyi yönetir de bir fransız devrimi yaşanmaz memlekette. pısırık, korkak diyemiyorum ama çok fazla buna da şükürcüdür. töresi gereği namusuna, haysiyetine çok önem verip parayı ikinci plana attığından, liderin ve zenginin aynı şey olduğu kabul etmiştir.
türk halkı unutkandır!
yaşadığı her şeyi, bokunu çıkarırcasına yaşar.
deprem zamanı içimiz dışımız deprem olur,
maç zamanı maç,
terör zamanı terör...
toplumsal olayların çoğu bir hafta sonra unutulur.
unutkan geldik, unutkan gidiyoruz.
onca terör haberlerin rağmen sukunetini bozmamış halktır. örgütün istediği, bu halkı galeyana getirip etnik bir çatışma başlatmaktır. şu ana kadar başarızdır. aman oyuna gelmeyelim.
dünya'nın hiçbir yerinde bir halk bu kadar koyun gibi, bu kadar sabırlı olamaz. hükümetimizin bunun değerini bilip atması gereken adımları ivedilikle atması gerekiyor.
''Fakirleri allah da, kul da sevmez.erzuruma 300 bin kişilik nüfus fazla geliyor. bu kent, sizin gibi dar gelirli vatandaşlar batıya göç eder ve nüfus 200 bine düşerse kurtulur...hem fakirsiniz, hem de aklınız yok.fakirseniz elektrik yakmayacaksınız, paranız yoksa gaz lambası alacaksınız, size ne iş verebilirim, ne elektrik paranızı ödeyebilirim. ama isterseniz evime hizmetçi kadın arıyorum.'' şeklinde bir ithama,1998 yılında erzurum valiliği tarafından düzenlenen halk gününde, vali yardımcısı ali yener tarafından maruz bırakılmış tepkisiz halktır.
söz konusu konuşma 10 haziran 1998 te yapılmıştır.
Türk halkı karşı çıkar, bir şey yapar dedik şu 'istiklal marşının kaldırılması'na. Olmadı, yanıldık!
O konunun üstü kapatıldı, gündemi değiştirdiler, türk halkı da unuttu gitti.
ha bi kaç ay sonra, artık okutulmayacak derler, ilk başta karşı çıkarlar, sonra biz size bahsettik bundan kardeş dediler mi, bakakalırız.
Yahu istiklal marşı ya. arkadaşla sohbet ediyorduk, ülkücü vatandaş. benim de pek alakam yok hani o yerlerde. Olum ne diyosun bu işe falan sohbete girdim. yoook dedi. Türk halkı yapmaz!
ben de öyle düşünmüştüm oysa ki.
duygusaldır. bu nedenle bölmesi, ayrıştırması çok kolaydır. çünkü beğendiği, desteklediği kişi veya kurum her ne ise arasında mantıksal bir bağ değil, duygusal bir bağ kurar. bu duygusal bağı taraftarlığa çevirir ve bu nedenle objektif olamaz. chp-akp kutuplaşması, nihat-derya kutuplaşması, türk-kürt kutuplaşması, laikci-dinci kutuplaşması,sağ-sol kutuplaşması, vs. vs. bunların hepsine bakın bir fb-gs taraftarlığına benzer bir durum göreceksiniz. bir taraf kendi eksiklerini veya yanlışlarını, karşı tarafın ise doğrularını kesinlikle görmez, kabul etmez. bu nedenle hep birileri kazanır ama bu halk kaybeder.
tabi daha az duygusal olsak biz biz olur muyuz onu da bilemiyorum ama keşke biraz daha objektif, biraz daha mantıklı olabilseydik.