Cevabı çok basit.
Ülkemizdeki malum kesim yüzünden!
Ne yazık ki ülkemizde gereğinden fazla şeref yoksunu insan var.
Türk halkı ne zaman hakkını savunmak için sokağa çıksa, bu namussuzlar mevzuyu farklı yere çekiyor.
Askere, polise saldırıyor.
Bu sebeple hiçbir şey yapılamıyor. Her şey bize giriyor..
protestonun kelime kökeni, italyanca'daki "protestare" yani deklare etmek, ifade etmek anlamından türetilmiştir.
bir de protest kişiler, gruplar, toplumlar, düşünce yapıları vardır. bu insanlar kendilerini ifade etmekten çekinmez, hakkı olanı almayı, istemeyi bilir.
biz ki bırakın kendimizi ifade etmeyi, iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramıyoruz. "biz" diyorum çünkü yok sayılamayacak kadar fazlalar. bir bütünü oluşturmaktalar.
dünyanın hiç bir yerinde terörü kaşıyarak oy devşirememiştir hiç bir hükumet
toplumunu aç, susuz bırakarak verdiği 1 çuval kömüre tamahkar ettirememiştir.
gel gelelim bizim bu güzide, toprağı verimli, insanı zeki, ahlaklı olan güzel ülkemizde daha örneğini veremediğim bir çok olayda "ortalık çok karıştı ben gene akepeye verecem oyumu" minvalinde değerlendirir tüm yaşananları.
çünkü eğitim seviyemiz ortada,
çünkü açlık sınırı ortada,
çünkü insanlığımız ortada.
hiçbir şeyin yoksa vicdanın olmalı. söyleyeceklerim bu kadar.
ne prostestosu amına koyim, adam 1 poşet kömür verse çığlık atıyor.
örgüt diyince silahli bir örgütten felan bahsetmiyorum, bildiginiz sivil toplum örgütleri gibi. örnegin; sediklasmak
sinif bilinci de yok halkimizda. aksine; rütbeye, mertebeye itaat etme; üstelik kendini teslim etme derecesine bile gelebilmekte.
sene 2017 yer meksika (buraya cok dikkat edin türkiye degil meksika)
tam tarih veriyorum: 06.01.2017 bezin fiyatlari artisi sebebiyle meksikalilar sokaklarda. bildiginiz isyan cikartmis durumdalar. meksika baskani son model jetiyle turlarken, meksika halki kendini bu ucagin benzinini karsilamak zorunda hisetmiyor.
yer yine meksika: bundan bir kac yil önce
benzine 10 cent zam geldi diye sokaktaki arabalari ters cevirdiler, protesto icin kendi araclarini yaktilar.
burada neden meksika örnegi verildi?
bir avrupa ülkesi ile türkiye´yi bu konuda kiyaslamak biraz tuhaf olurdu. ekonomi olarak türkiye ile ayni seviye, sosyal yapilari bizimkine ucundan benzemekte. mafya ülke icinde kol gezmekte ama bizden farklari var. özgürlüklerine, haklarina dokunmak onlar icin suyu tasiran son damla olabiliyor.
türkiye halki aile kurarken bile annesine babasina bagli bir toplum. yani gencler kendileri bagimsiz degil.
cocuklar bir konu hakkinda görüs belirtmeye kalktiklarinda onlara "sen sus, daha cocuksun" diyerek susturuyor, konusturmuyoruz. komsunun, kardesinin, arkadasinin iyiligini istemeyen bir toplumuz. daha kendi icimizde birlik olamamisiz.
birisi sokaga ciksa; arkasinda duran olup olmiyacagindan emin degil. oysa; ayni sorunla savas veren insanlar birbirlerini ispiyonlamakta, birbirlerinin ayaklarini kaydirmaya calismaktalar.
daha oturup tartismasini, bilgi alisverisi yapmasini bilmiyoruz. bölündükce bölünüyor, parcalarimiza ayrisiyoruz. nasil sendikalasalim, nasil örgütlenebilelim. bunu gerceklestirenler de azinlikta olan kisiler.
her zaman güclünün yaninda yer alan bir toplumdan bahsediyoruz.
Bir kurbağayı kaynayan suya koyarsanız, çılgınca zıplayarak kaptan çıkmaya çalışacaktır. Fakat eğer onu ılık suya koyar ve suyu yavaşça ısıtırsanız, suyun içinde uslu uslu oturacaktır. Su yavaşça ısındıkça, kurbağa rahat bir uyuşukluk haline geçecektir, tıpkı sıcak bir banyo yapan bir insan gibi.