muhafazakarlık'tan çok, çakma muhafazakarlıktır. türkiye'de muhafazakarlık her konuda olduğu gibi yine erkeklerin tekelindedir. aktivitist kadın muhafazakarları, ben azınlıkta görüyorum. muhafazakarlığı da erkekler yönetiyor, kendi kendine maddeler çıkartıp ekliyor, kadınların da görevi, kendilerini ilgilendiren maddeleri harfiyen uygulamak oluyor. ben bu çakma muhafazakarlığı dönem dönem incelemek istiyorum.
çocukluk dönemi;
- her çocuk gibi onlarda çocuktur, herkesin en güzel olduğu dönemlerde onlarda en güzeldir.
ergenlik dönemi;
- 11 yaşından sonra, ''dinimiz'', ''milletimiz'', ''kültürümüz'' hezeyanları baş gösterir.
- 15 yaşında, en büyük ''türk islam sentezcisi-koruyucusu'' olunur. çakma muhafazakarlığa adımını atan kişileri, bu dönemde 3 ana ezber, betimler; ''islamiyet bozulmamıştır, diğer dinler bozulduğu için, 6 milyar insan adi, taharet almayan kişilerdir'', ''türk aile yapısını anlayabilmek için, avrupa senede 1 milyar euro harcar'', ''osmanlı çok büyüktür, fecidir, bizim tarihimiz yeter, tarihimiz!''
- ilerleyen yıllarda, aktivitist muhafazakar olunur, avrupa'nın kızlarımızı bozduğundan bahsedilir, kızkardeşi'nin zarı onun namusudur, evinde oturmayan kızların alayı orospudur. namaz kılmayanlar, değerlerimizi anlayamamıştır. ağzı oruçsuzlar gebersindir. türklük onun şerefidir, türk olduğu için gurur duyar, osmanlı ordusu'nda savaşmış gibi, kazanılmış zaferler onun, en büyük destanlarıdır. nasıl olduğunu bilemesede, istesek amerika birleşik devletleri'nin ordusunu bile imanımızla boğarız. askerlik, her türk'ün namus borcudur. biz sıcak yatağımızda yatabilmemizi, askerliğe borçluyuzdur. kızkardeşi'nin zarı onun şanı şerefi, namusudur.
reşit dönem;
ergenlik heyecanlarına bağlayabileceklerimiz, bu dönemde iğrençleşir. ceket omuzlara atılır, bir duvarın üstünde başkaları'nın zarlarına göz dikilir. ''soyunsana ulan'' diyen bir fahişe ile bekaret kaybedilir. ''fahişeler sevişiyorsa, tüm sevişenler fahişedir.'' aforizması, bu yıllarda şiar edinir. arkadaşlarla mafyacılık oynanır, sos olarak ''dinimizz'', ''bizim kültürümüz varyaa bizim kültürümüzzz!!!11 '' verilir, mahalleninin abisi olunur. kuran'dan 3-5 tane ayet çıkartılır, sevgiliye ''bak kızım, kızlar için böyle böyle denmiş ,bunları oku uygula, ben arkadaşlarla playstation oynamaya gidiyorum'' denir. ona göre, gerçekten sevdiği kızla sevişilmez, gider orospu gördüğü kişilerle sevişir. kızkardeşi'ni sürekli baskı altına alır, başkaları'nın zarları ile sevişilir. kimi zaman o bozmadığı için ne olacaktır? açık kapı bulmuş oda girmiştir, erkek adamdır.
kendisi melek bile olsa hakkı yoktur ama insanlara aktivist muhafazakarlığı'nı gösterir, ''kızlarımız neden böyle?, bizim analarımız bacılarımız yok mu?'', ''din yok, namaz yok, çok üzülüyorum bu halimize :('' der, dile getirir. milliyetçiliğini gösterme sevgisi, pkk'ya küfür etmek üzerine kuruludur. pkk'ya küfür etmek adeta sigara gibi, sosyal bir araç olmuştur.a4 kağıdı dolusu küfürükürtçeye çevirtipyoutube yorum kısmınasürekli post edentanıdıklarım varmaalesef`
20. yaş gününden, ölüme;
gün gelip, o geceler boyu destansı hikayeler anlattığı askerliğe gitme zamanı geldiğin küfür ede ede gidilir, küfür ederek bitirilir, dönülünce askerlik üstünden birileri ''vatan haini'' ilan edilir. kendi zarını* kurtarmıştır, hep açık kapılardan girmiştir, sevdiği kızlarla sevişmemiştir bile, bir akşamdan meyhane'den çıkılır, anne uyandırılır, ''kültürümüz, namusumuz var ana! kadınla erkek bu konuda eşit olamaz, erkekler üstündür, ben üstünüm! bakire kızla evlendir beni ana!!'' diye haykırır, odasına çekilir, evleneceği kızın bekareti'ni nasıl bozacağını düşünerek mastürbasyon yapar.
hayatı boyunca, o uğruna ölebilebileceği kuran'ın türkçesi'ni okumaz bile, arapça okumak gerekir. hayatını adadığı, ''nur suresi''ni bile bir kere okuyamamıştır. kuran'ı türkçe okuyanlar, okutanlar dış mihrakların oyununa gelmiş misyonerlerdir. türkiye'de yaptırılan askerliğe inanmasa bile orası peygamber ocağıdır. kızı'nı kısıtlamak, babalık görevidir. oğlu'nun sırtını sıvazlamak da. mahalle kahvesi'nin önünden geçen başı açık kız, okey masasında ''orospu tuu''dur, akşam karısının içerisindeyken hayallerini düşler. oğlu'nun askerlik zamanı gelince, hızlı gençlik yıllarındaki kanka olan ahmet, ahmet reis olmuştur, reis'in bağlantıları ile çürük raporu alınıverilir, rakı masalarında ''kültürümüzzz'', ''her türkk...'' muhabbeti devam ettirilir. anne'ye sürekli kızın bekareti sorgulattırılır, oğul'un cebine 4 tane rusluk para konuluverir.
kızı'nın beline kırmızı kuşağı bağladığı gün, hayattaki görevlerini de bir anlamda bitirmiştir. kızı da akşam eve yollanmazsa, sabaha karşı bir duble rakı konur, gönül rahatlığı ile yatağa girilir.
torun sahibi olunca, çok şeker insanlar olur bu kişiler, tonton birer dede olurlar. ''hayat nasıl geçti?'' desen, en muhafazakar bunlar olmuşlardır, türkçülerdir, hem biz sakal değil kol keserizdir, ''türk aile yapısı'' bu ülkeyi korur... masallarını dinlersiniz. bu masalların hepsi yalandır.
kadınların bu masaldaki rolü, erkeklerin kuran'dan önlerine attıkları 3-5 tane ayeti uygulamak, mevlüt'lerde anlamadıkları dualar için ağlamak, onların namusunu, evlenene kadar bakire kalarak korumak, evlendikten sonra evin kızının zarını takip ederek korumaktır. erkeklerde bu masalda zaman zaman ufak kuralları değiştirirler. 80'lerde erkeklerin krem kullanması delikanlıya yakışmazdır, 2000'lerde bakımlı olmak gerekmiştir. 90'larda pop dinlemek olmazken, bugün evin kızı ile bir çakkıdı oynamak normal olmuştur falan. bunlar ufak nüanslardır. yüzyıllardan beri değişmeyen masalın ana hatlarıdır.
başlığı ''çoğunluğu'' olarak açtım ama bu bana göre ''tamamı''dır. bir halkın çoğunluğu çakma muhafazakar, ufak bir kısmı kökten dinci ise, bir kaç şehir harici demokrat insan bulunumazken, burada çoğunluk falan yoktur, bizzat ezici üstünlük vardır.
çok doğru ve yerinde bir tespit. ülkenin en büyük probleminin gayri ihtiyari muhazakarlık olduğu düşünüldüğünde aslında nasıl bir problemle karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılır. muhafazakarlık içerisinde bulunan gelenekleri sorgulamadan kabul etmeyi gerektirir. bu da pek tabii gelişimi ve yeniliklere açık olmayı, sentez yapabilmeyi engeller. muhafazakarlığın yoğun olmasının sebeplerinden ilki de muhakkak bireyselliğe ket vurulması, güven problemiyle gençlerin sindirilmesi ve kendi doğrularını oluşturmasının engellenmesidir. bunun içindir ki evde kalmış herhangi bir sanatsal gelişmişliği bulunmayan kezbanlarımız şak diye muhafazakar partilere oy verip kocalarıyla ortalama bir maaşla cahil ve özgürleşememiş bir yaşam sürerken erkeklerimiz de sığ sularda aslarına racon keserek kendi ruhi mastürbasyonlarını gerçekleştirir. muhafazakar insanın hayattan fazla bir beklentisi olmaz, özgürlükleri sunsan da zaten onu kullanabilecek mecali ve potansiyeli yoktur. pek tabii bunun sonucunda memlekette gelişen olayları sağlıklı bir şekilde ölçemez, algılayamaz ve kendisinin tanrısal özellikler bulundurduğunun ayırdına varamaz. 4 senede bir muhafazakarlık satan bir adama pusulayı basıp gelenekleriyle ve ona uygun yapay-yozlaşmış-ilkel yaratılan kültürle dünyadan bi'haber yaşamaya devam eder. kendisini yönetenler de gelecek nesillerin aynen bu şekilde devamı için farkında bile olmasa her türlü ahlaksızlığa, otoriterliğe ve korku kültürüne başvurur. memleketin ahvali şu anda budur.
koyu chpli karı-koca iş arkadaşlarının (ikiside alevi bu arada) gelen giden tüm kadınlara ırıspı demeleri, adamın dünya alem çirkin karısına aşıkmış gibi dayılanması, ayıplama ve kınama konusunda master degree olmaları bu önermeye inancımı sağlamlaştırmıştır. hangi partiye oy verirse versin hangi mezhepten olursa olsun, türk halkı başkasına tahammülsüzdür ve ayıplama yeteneği gelişmiştir.