Okumamak birinci neden.
ikincisi yavşak ağızla konuşan tiktokçulara, yutubırlara, yeni yetme yetenek ve karakter yoksunu şarkıcılara olan hayranlıkları.
Başka ülkelerle karşılaştırmayın, onlar da farklı bir bok değil, orjinal dillerinde alt yazılı seyrettiğimiz belgesel vb yapımlarda görüyoruz, aaammm eeemmm deyip duruyorlar, yukarıda saydığım nedenler tüm dünya için geçerli.
türk milleti pek okumaz, ana sebebi bu. ama hiç okumadan da aşırı güzel konuşan insanlar var. köylerde hikayeci dayılar olur, bilirsiniz. adam hayatında gazete dışında bir şey okumamasına rağmen saatlerce anlatır bir an sıkılmazsınız. bu iş hayal gücü ile alakalı. köylerde vs. özgürce büyüyen çocuklar daha iyi iletişim kuruyor. baskılanan ise ancak lak lak ediyor. benim gözlemim bu yönde.
Okumadıkları için,yalnızca kitap degil sadece ilimle veya bilimle ilgili şeyler değil genel olarak ne olursa olsun okumak öğrenmek ve tabi ki temelde merak etmek gerekir.
Parasızlığın gözü kör olsun. insan düşmüş hayat gailesine, ne tiyatro ne sinema... Gerçi filmi evde de izlersin; ama önemli olan izlemek değil sinemaya gidip sosyalleşmek. Haber spikerleri arasında Reha Muhtar'ı tercih edersen başka ne beklersin arkadaş. Sevmek zamanı, gecelerin ötesi, şafak bekçileri, Askerin dönüşü, bir demet menekşe, bataklık bülbülü, serseri, ah güzel istanbul... Filmlerinden Recep ivedik'lere düşmüş bir milletiz. Yazık bize. Allah'tan Nuri Bilge Ceylan varda, biraz kurtarıyor.
mustafa kemal atatürk'e sevgim ve saygım sonsuzdur.. en büyük yanlışı ise zaten yeterince sadeleştirilmiş olan güzel türkçemizi bir kere daha sadeleştirme çabasıydı... harf inkılabından bahsetmiyorum.. harf inkılabı doğruydu lakin dilde tekrar bir sadeleştirme en büyük gaflet idi..
ne dediğimi atatürk'ün orjinal nutkunu okuduğunuzda
tevfik fikret'in şiirlerinde
dönemin yazarlarının eserlerinde kullandıkları türkçeyi inceleyerek anlayabilirsiniz...
dildeki o şiirsellik ve lezzet ve kabiliyet yok olup gitmiş...
dilimiz sanatlı, ifadeli bir dildi. sürükleyiciydi..
eskisi ile günceli mukayese edince bugün konuşulan, yazılan, şarkı üretilen dil maalesef bir eziyet gibi..
mana konusunda güdük kalıyor. eskisi kadar derinliğe sahip değil... umarım anlatabilmişimdir..
50'li 60'lı yılların filmlerine bir bakın, bir de seksen sonrası filmlere, anlarsınız bozulmayı. Böyle konularda tesirin sonucu hemen görülmez. Şimdi de 2000'li yılların tesirini yeni yeni görüyoruz. Ekmek teknesi dizisinde konuşmaların naifliği ve güzelliğine bir bakın, bir de entrika ve aldatma dolu günümüz cıvıklıklarına bakın, ne dediğimi anlayacaksınız. Sorun dilde değil yaşam tarzı ve siyasette. Kitap özeti okuyan birinin yönettiği ülkemizde Anadolu irfanı dediğimiz şeyin yerine, çalıyorsa benim paramı... Neyse... Siyaset değildi konumuz. Anladınız sanırım.
Ne demek "ağız ve damak yapıma uymuyor"... Öyle şey olmaz. Siz kendinizi küçümsüyorsunuz. Neymiş efendim, 50-100 kelime ile konuşuyormuşuz. Başka milletler dil bilimci sankiliyesin. Şimdilerde konuşulan dilin sakil ve eksik olduğu biraz doğru; ama sebebi, siyasete girmek gibi olacak, Menderes hıyarının suçu. Dikkat ederseniz o fazla düzenli ve tertipli naif bir tarzda konuşuyordu. Destekleyen kesimi ekonomik olarak dağıtıp, köylerinde yaşayamaz hale getirip, köy enstitülerini kapatıp, başlaması gereken kalkınmanın önüne set çekmiş, insanları fikri ayrımlara sürüklemiştir. Topraksız köylülere hazine arazilerinin verilip tarım yapmalarını sağlayacak yasanın karşısında durup, onları ağalık düzenine ve sefalete mahkum etmiştir. Ondan sonra da ülke bi' türlü dikiş tutturamadı. insanlar kendi dertlerine düştü. Dil sürekli gelişen bir canlı organizma gibidir. Yüz sene önceki edebiyatı anlayamıyor oluşumuz harf devrimi ile açıklanamaz. Dikkat ederseniz Menderes'in konuşmalarında dahi anlayamadığımız kelimeler ve ağdalı bir jargon var. Bunu harf devrimine bağlamak tarih ve sosyoloji bilmemektir.
Sonuç olarak türkce dünyanın şiirsellik bakımından en güzel ikinci dilidir. Birincisi Fransızca'dır. Sorun dilimizde değil hayatı yaşayış tarzımızda.
Not: sankiliyesin öz türkçe, arı-duru bir kelimedir. Siz ne anlanız koflikler :-)
Bu sorun kitap okumamak ile alakalı değil. Çünkü milyonlara ait bir sorun. Bir tane yazar harf inkılabı ve Türkçe sadeleştirme hareketini sorumlu tutmuş ve dilde sadeleşme hareketi konusunda doğru demiş.
Şahsım adına konuşursam Ben kendimi Türkçe ile ifade edemedim. 10 yıldır ingilizce eğitimi aldım ingilizce de konuşamıyorum. Tc'nin asimilasyon politikası sonucu anadilimi de unuttum. Yani bir insan kültürü, şahsım üzerinden katledildi. Etrafıma bakıyorum ve kendime bakıyorum. Akıcı konuşma düşük. Türkçe dili, ağız ve damak yapıma da uymuyor. Eğitim sistemimiz de bizi aptallaştırıyor. Tc'nin eğitim sıralaması bunu gösteriyor zaten. Memleket tembel ile dolu. Benim acilen yabancı dil öğrenip duygusal ve düşünsel olarak o tarafa geçmem lazım. Türkçe bana çok ters geliyor. Eminim ki türklere de ters geliyor.