her türk gencine atasından miras kalan bi yetidir içmek, ama bu mirası kullanan var kullanamayan var bide kullanmayanlar var ki onları anlamak mümkün değil zaten.
edit: burada bahsedilen ata, atatürk değil arkadaşım. baba anlamında,dede anlamında,cet anlamında ata.**
avusturya'da, içki içmeyi kahramanlık sanan,
burnundan çıkana kadar içen,
önüne gelen yerde kusan,
yol ortasını tuvalet gibi kullanan 14-15 yaşındaki
gençlere bakılırsa....
avrupa'daki seviyeye ulaşmayan düşkünlüktür.
musluman bir ulke olarak icki'nin verdigi maddi ve manevi zararı zevk zanneden gencler toplulugunun cogunun olmayan beyinlerinide etkisiz hale getiren duskunluk
bu gencimiz, erasmus denilen programla tüm bünyeyi alkole doyurabilir ve bu düşkünlüğünün zirvesine çıkabilir. türkiye'deki fiyatlar avrupanın 3-5 katıyken* bu kadar tüketiliyorsa, fiyatların düştüğünü düşünmek dahi tüylerimi inanır mısınız diken diken ediyor.
tıpkı sigara gibi özentiden kaynaklanan dü$künlük.
içki içen kimsenin götü tavana vurmuyor, bi anda üniversite bitirmiyor, askerliği erken bitmiyor veya içki içtekten sonra kimse bir anda zengin olmuyor. ortamına göre kararında içmesini bilmek diyelim olması gerekene. ha bunlardan ülkemizde fazla yok ama hedefimiz bu ülke olarak.
bizdeki gençlik 'abi bi kasa bira içerim bi oturu$ta, geçen oturduk arkada$larla 2 70'lik bitirdik vari, alkollü ürünleri bir nev'i güç göstergesi olarak gördüğü için dirhem yol almamız beklenemez.
durum alkole düşkünlük değildir, atalardan gelen bir adet olarak belirli bir alkol tüketimi her nesilde mevcut. bunun düşkünlük değil, tüketim alışkanlığı ile alakası var.
ayrıca erkeği içki masasında tanımak ile gelen bir gelenek vardır ki, içip sıçanların anında dağıldığı ve postayı yediği andır.
