Hayat çok güzel lan hele bizim ülkemizde çok daha güzel. Ben üreteceğim diyorsun devlet sana destek falan veriyor köstek olmuyor. Faizsiz teşvik veriyor falan... E bizde elimizi taşın altına koyalım yani dimi ayıptır bunca desteğe bunca hizmete karşı.
taşın altında da devlet can güvenliğini sağlayacak veya sağlanmasını sağlayacak adımlar atmazsa siksen yapmayacağım eylem.
soma'da koyanlar taşın altında kaldı. sen benim güvenliğimi sağla, ben koyarım kafanı yorma sen.
bırak üretime destek olmayı, üretilene de taş ve sopayla saldıran alkolik gezi parkı gençliğinin anlayamadığı cümle. adamın üretimden anladığı şey küfür üretmek, molotof üretmek, istanbulu karıştırma planları üretmek, haa bi de salak salak tivit atmak.
Türk gençlerinin daha fazla çalışıp aynı ücreti alması ve hiç ses çıkarmadan kaderine razı olmasını temenni eden yavşak, kapitalizmin köpeği olmuş akpatron söylemidir. Hadi patron bunu söyler, bu yoldan para kazanıyor ama sen niye bu saçmalığı savunuyorsun arkadaş. Türk genci asgari ücret için takla atacak hale gelmiş, desen ki saat beş buçukta paydos etme, gece onbire kadar çalışırsan maaşına ek üçyüz lira vereceğim,Türk genci buna dünden razı zaten adamın cebinde para yok. Soma da ölen gençlerde mi üretimde üzerine düşenden az emek harcıyordu diye sormak gerek. Hala buralarda kosgeb falan anlatmayın komik olmayın. Girişimcilik apayrı bir olay, herkes üretici olamaz, ücretli çalışmayı tercih edenin insanca yaşamaya hakkı yok mu.
üretimi kişisel çabalara bağlamaya çalışan determinist laf.
bir ülkede sanayi üretimi tarihsel şartların olgunlaşması halinde gerçekleşir. bilim ve teknolojide, sermaye birikiminde sömürge ülke konumundaki periferi ülkelerinde kişisel çabalarla genel bir sanayileşme imkansızdır. sadece global kapitalist sistemin uygun gördüğü bir rolle yetinirsiniz.
arızi örnekler gösterilmesi de hiçbir şeyi kanıtlamaz. zira, istisnalar kaideyi bozmaz.
Hangi kurs alınırsa alınsın, ne üretilirse üretsin taşeron sistem ortadan kalkmadan işsizlik problemine çözüm bulunamaz.
Artık fabrikada çalışmak için meslek bilmeye gerek yok. gunumuz teknolojisi ustalık denilen olayı bitirdi. HHerşeyi makinalar yapıyor. Geriye sadece ufak tefek işlerin yapılması kalıyor. Bu işlerde hergun yapilan rutin isler. Bilen birinin birkaç defa göstermesiyle ögrenilebilecek şeyler.
Tek sorun fabrikaların bünyesinde minimum kadrolu eleman çalıştırma isteği. ihale yöntemi ile isi alan fabrika ihtiyacı olan personele sureli sözleşme yapıyor. Hatta ilk 2 ayı iskur kursu olarak gösterilip 400 lira maaş veriliyor. is bittiğinde aş bitiyor ve aldığı işçileri işsizler toplumunun içine geri salıyor.
Bu ülkenin sabit üretime ve kadrolu sisteme ihtiyacı var. Eğitim kursları Fasa fiso.
türk gençleri'nin elini taşın altına koyması gereksizdir. çünkü türk gençleri'nin tüm bedenleri taşların, kayaların altındadır. 18-20 yaşlarında, en güzel çağlarını geçiren bir genç gelecek kaygısı yüzünden panik atak ve histeri krizlerine giriyorsa o gençleri o hâle getirenlerin, yani devletin tepesini işgâl eden bir avuç vurguncunun yüzündendir.
üniversite diye bina dikiyorlar. amaçları eğitim dışında her şey:
1- binayı yapacak yandaş müteahhiti kalkındırmak.
2- yandaş müteahhitten kendi vakıflarına bağış almak.
3- genç insanların iş aramaya başlamalarını 4-5 yıl ileri atarak işsizlik rakamlarını düşük göstermek.
4- üniversite adı altındaki batakhanelerde dirsek çürüten gençler kiralasınlar diye başka binalar dikmek...
bu silsilenin gitmediği tek nokta ise eğitimdir. ellerinde üniversite diploması olan ama hiçbir mesleği, yeterliliği, gelişmişliği olmayan yüz binlerce insan.
kaldı ki;
zamanında kosgeb'le haşır neşir olmak zorunda kalmış, arkadaşları da aynı yollardan geçmiş biri olarak söylüyorum: gidin dilenin ama kosgeb'in kapısına düşmeyin. torpiliniz varsa hibe de düşük faizli kredi de alırsınız; torpiliniz yoksa babayı! e torpiliniz varsa kosgeb'e ne gerek var?
ne için kim için daha fazla gemicik ve daha fazla türkün ezilmesi için mi bırakalım insanlar rezillik çekip ne yaptıklarının kimi seçtiklerinin farkına varsınlar.
Elini taşın altına koymak isteyenlerin karşısına devlet çıktığı için engel olunan gençtir.
vergi levhası, dükkan kirası, alınacak makinaların gideri, işçi giderleri, elektrik vs.
4 sene işyeri çalıştıran birisi olarak masrafları çıktığımda elime 2 bin lira kadar para kalıyordu. Daha iyi olur, daha yeniyiz diyerek devam ettim. Ama stres, koşturmaca, gece gündüz hesap kitap bu işler kolay değil.. Fabrikadan evine gelen adam kafayı vurup yatarken siz yatamazsınız. Onlar gezip tozarken siz tatillerde daha ucuz hammadde, daha üretim kalitesi diyerek koşturursunuz.
bana akıl verme dostum para ver. Ben zaten biliyorum.