türk futbolunun üzerinde oynanan, birilerinin çıkarına gelişen oyun ve 3 kağıtçılıktır. nasıl mı oluyor bu ? herkesin bir fikri var bu onuda. ama birilerinin türk futbolunu tekelleştirdiği ve isteklerine göre değiştirdiği aşikar.
Mahmut Özgener baştayken 3 Temmuzda şike olayı çıktı ortaya. Kısa süre sonra hemen bir piyon olan (belki şike olayı bile bu tezgahınbir parçasıdır) M.Ali Aydınlar geldi. Bu işi 'perşembe cumartesi pazar 22 aralık' gibi son karar son karar diye geçiştirdi. Sonuç olarak olay mahkemeye kaldı. Kendisi Play-Off u getirdi. Olaylar iyice içindne çıkılmaz bir hale geldiğinde, istifa edecek misiniz ? denildi 'hayır etmeyeceğim' dedi. Ertesi gün de 'ya kuzenim yazmış .s istifa ediyorum' dedi. Peki sonra. Beşiktaş ı yok eden Yıldırım Demirören başa geçti. 'Fenerbahçemiz'i kurtarmaya geldik dedi resmen. Şimdi başta kendisi var.
Lig Tv şuan kendi çıkarına koyulan Play-off u millete soruyor. Anket yapıyor ki 'play-ff kalksın mı?' diye. Üstüne bunu geçtim TFF bile 'kulüp başkanları ve duayenler bir araya gelip seneye play-off oynansın mı diye oylama' yapacak.
Madem bir sistem getirdin neden bunu değiştirilemez made yapmıyorsun ? Neden 1 yıllık bu sistem. Sen bu sistemi getirdiysen 1 yıl sonra değişmeyecek şekilde yapmıyorsun. Olayı Eğitim sistemine çevirdiler her gelen değiştirsin diye.
Bu da demek oluyor ki 'bu seneye özel' getirildi bu süper final. Seneye kalkacağı kesin. Çünkü bir çok kulüp başkanı bundan hoşnut değil, az bir kısmı da sonucunu merak ediyor sonuca varmak için.
Peki neden sadece bu seneye özgü getirildi bu ? Kime neden düşündü bilemem, ama şike olayları ile bir bağının olduğu kesin gibi.
başlık: türk futbolunun üstünde oynanan kirli oyunlar
konu : aziz yıldırım operasyonu
aziz yıldırım, fenerbahçe kulübü başkanlığı haricinde müteahhitliği ile bilinen, büyük projelere giren, Nato'nun ve t.s.k.'nın birçok ihalesini üstlenen bir işadamıdır. t.s.k.'nın tafics gibi en önemli -ki bu silahlı kuvvetlerin bütün iletişim koordinasyonunu sağlayan bir projedir- projesini yıllardır yürütmektedir. bundan dolayı da birçok üst düzey askeri yetkililerle yakın ilişkiler kurmaktadır.
buraya kadar herşey tamam. peki dananın kuyruğu nerede kopmaya başladı?
akp'nin arkasında duran ve türkiye'nin en büyük güç merkezi olan cemaat yapılanması, ergenekon operasyonu ile birlikte türkiye'deki bütün askeri güçleri tasfiye işlemine başlamıştır. ergenekon ve balyoz gibi birbirinden komik ve ne idüğü hala belirsiz olan davalar yetmemiş "12 eylül" ve "28 şubat" soruşturmaları ile de tamamen gücü kendi eline almıştır.
hal böyle iken askere yakın olan kişileri de tasfiye etmek gerekti. bu amaçla ilk hedef aziz yıldırım oldu. aziz yıldırım'ı tasfiye operasyonu ile futbol gibi büyük bir pastada da söz sahibi, güç sahibi olacaklardı. ancak zaman içerisinde aziz yıldırım'ı sindiremeyeceklerini anladılar. bursaspor'un şampiyon olduğu 2009-2010 sezonu sonunda fenerbahçe son maçta şampiyonluğu kaybetmiş, camia gene büyük bir travma içine girmişti. cemaat fırsat bu fırsat diyerek aziz yıldırım'a karşı camia ve taraftar içerisinde bir oluşum yapılandırmaya yeltendi. ancak bunu başaramadı. aziz yıldırım görevinde sapasağlam, dimdik devam etti.
ertesi sene fenerbahçe şampiyon olduğunda ise son ve en büyük kozlarını oynadılar. mesnetsiz iddialarla bezenmiş, sadece fenerbahçe'nin üzerine düzenlenmiş bir iddianame yığını ile 3 temmuz'da aziz yıldırım operasyonu'na başlandı. bu operasyonun 1-2 hafta öncesinde m.ali aydınlar tff başkanlığı görevine gelmişti. 3 temmuz'dan sonraki kaosta m.ali aydınlar izlediği politika ile fenerbahçe'yi kurtaracak ve bu sayede fenerbahçe'yi kurtaran başkan olan adlandırılıp fenerbahçe camiasının sevgisini kazanacaktı. daha sonra ise tff başkanlığından istifa edip, arkasına aldığı fenerbahçe camiasının sempatisiyle fenerbahçe'ye başkan olacak ve böylece cemaat yapılanması m.ali aydınlar piyonu aracılığıyla futboldaki büyük pastadan fenerbahçe üzerinden rant sağlayacaktı.
ancak hazırlanan mesnetsiz iddianamede çatlakların olması, aziz yıldırım'ın mahkemede verdiği savunma, fenerbahçe camiasının dik duruşu ve aziz yıldırım'ın m.ali aydınlar'ı hedef göstermesiyle cemaatin kirli oyunu bozulmuş oldu. fenerbahçe'yi ele geçiremeyeceğini anlayan cemaat işin içinden çıkamaz hale geldi ve elini eteğini (belki de sadece bir süre) futbol pastasından çekerek olayları akışına bıraktı.
belki de şimdilik bıraktı. ileride ne olacağı belli olmaz. bu sadece fenerbahçe ile sınırlı veya ilgili değil, yarın daha başka kulüplere ve camialara da sıçrayacaklardır. bu yüzden aklı selim olmak, tahriklere kapılmadan dik duruşu bozmamak gerekmektedir.
